Aziz Şah – Benim malım da benim, Rumun malı da benim, KKTC da benim, Kıbrıs Cumhuriyeti da benim…
Ama yetmez, Kıbrıs Cumhuriyeti bize borçludur!
***
Önce ayrı futbol federasyonu istedik “ya taksim ya ölüm” diyerek. Ayrı futbol federasyonunu kurduk, kendi aramızda mahalle maçı yapmaya başladık…
30 Ekim 1955’te Kıbrıs Futbol Federasyonu’nu terk ettiğimiz günden beri dünyadan ayrı düz koşu yapıyoruz.
Sonra ayrı belediye istedik “ya taksim ya ölüm” diyerek…
Fulbol federasyonu ve belediyelerin etnik temelde ayrılması Kıbrıs’ı bölmek için yaptığımız provalardı.
Futbolu becerdikten sonra belediyeleri böldük!
Belediyeleri Türk-Rum diye bölmeyi başardıktan sonra “Türk belediyesi”nin hangi parayla hizmet sağlayacağını düşünmeye başladık…
Ayrı belediye isterseniz, bütçesini siz oluşturacaksınız. Oluşturamıyorsanız, demek ki yaptığınız bölücülük akıldışılıktır!
***
Dünyanın hiçbir yerinde olmayanı başardı Kıbrıslı Türkler: Futbol federasyonunu ve belediyeleri etnik temelde böldüler. Herşeyi Türk-Rum temelinde bölen ırkçı apartheid ideolojisi iliklerinize işledi!
Federalistler “Türk-Rum bölgeleri” ister…
Faşistler “Türk-Rum bölgeleri” ister…
Federalistler ve faşistler aynı ırkçı apartheid ideolojisini savunur. Bu “taksim ideolojisi”dir!
***
Belediyeleri böldük, sonra da “geliratın %30’u bizimdir” dedik. Herşeyimiz Rumlardan ayrı olacak ama “bütçe” Eleni, Maria, Alekko, Stefano’nun ödediği vergilerden oluşturulacak…
26 Haziran 1959’da “Ethniki” gazetesi “Türk vatandaşlarımız çok açıkgözdür” diye yazmıştı.
Alemin akıllısı siz!
Kıbrıslı Türkler 1962’de gelir vergisinin sadece %8,1’ini, Rumlar ise %91,9’unu ödemişti. Ama %30’u sizin!
İstatistiklere göre belediye gelirlerinin %3-5’ini Türkler öderken, gelirlerin %30’unu talep ediyordu.
Ethniki gazetesi “Türk vatandaşlarımız çok açıkgözdür” derken haksız mıydı?
-“Bir taraftan ayrı belediyelerin kurulması üzerinde ısrar etmekte, diğer taraftan belediye geliratının %30’unun kendilerine verilmesini talep etmektedirler.
Geliratın %20’sini Türkler için sarfediyorsunuz. %20 ile %30 arasında büyük fark yoktur. Niçin olmasın diyorlar”…
Ya taksim ya ölüm, ama bütçeden alınan pay hariç!
***
60 senedir vergi ödemiyoruz Kıbrıs Cumhuriyeti devletine. Merkez Bankası’na beş kuruş katkı koymadık. Kalkınmasında katkımız yok ama zararımız var…
Mağusa, Girne ve Omorfo işgal edildiği için bütün ekonomik altyapı bir anda çöktü. Oteller, fabrikalar ve bahçeler baştan kuruldu.
İşgal rejimi ise Kıbrıslı Rumların fabrikalarını, otellerini, bahçelerini ve arazilerini yeyip yuttu…
Ama bize borçludurlar!
Tüccar sınıfımızın önde gelenlerinden Gülşah Sanver Manavoğlu Kıbrıs Cumhuriyeti’nden “alacaklı” olduğumuzu söyledi:
-“Sen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, bana ait olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adını aldın, onun bütün avantajlarını bütün dünyada kullandın. Bütün dünyadan para aldın ama bana kuruş koklatmadın. Esas tazminat aslında bana sorarsanız ve konuşulması gereken konu budur. Bunu hiç kimse konuşmuyor… Benim hakkım olan paraları, benim ortağı olduğum Kıbrıs Cumhuriyeti olarak sen alıyorsun ama bana bununla alakalı tek bir kuruş yatırım, aktarım yapmıyorsun”…
Manavoğlu’nun Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bu kadar sahiplenmesi ne güzel!
-“Bana ait olan Kıbrıs Cumhuriyeti”!
Madem ki bu kadar gönülden sahipleniyor Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, olmayan KKTC’yi feshedip Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönelim…
Hayır! Benim malım da benim, Rumun malı da benim, KKTC da benim, Kıbrıs Cumhuriyeti da benim…
İşte bu yüzden yok olacak Kıbrıslı Türkler!
Gasp ettiği “iki dönüm bir evlek” çalıntı malı geri vermemek için yok olmayı kabul eden Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ödemediği vergiden de pay istiyor!
***
Manavoğlu “tazminat” istiyor Kıbrıs Cumhuriyeti’nden:
-“Gerek tazminat bağlamında gerekse Rum kesiminin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kendi başına kullanıp bizim haklarımızı da kullanmasıyla, aslında Türklerin çok alacağı var.
Rumlar hep böyle alacaklı gibi konuşuyor ama bana sorarsanız Türkler daha alacaklıdır”…
Beş kuruş katkımız olmayan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 60 senedir ürettiği değerler da bizim, alacaklıyız!
-Tazminat isteriz!
Hemen “Taşınmaz Mal Komisyonu”nun muadilini kuralım: “Kıbrıs Cumhuriyeti’nden alacağımız var komisyonu”…
Komisyon binasını da Rumdan ganimet bir arazinin üstüne yapalım!
(14 Eylül 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)