Aristos Mihailidis – Bu, Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndan sahte devletin tanınmasını talep ettiği ikinci yıl. Geçen yıl yaptığı konuşmada da aynı şeyi söylemişti. Herkes – BM, AB, Amerika, Yunanistan – böyle bir ihtimalin olmadığını söylediği halde iki devlet talebinde ısrar ediyorlar.
Ancak başka bir ihtimal olmadığına göre, hükümet ve partiler en azından Kıbrıslı Türklere iki devletli çözümün ne anlama geldiğini açıklamayı kendilerine görev edinsinler. Bunu zaten reddeden Kıbrıslı Rumlara açıklıyorlar. Kıbrıslı Türklere de bunun kendileri için ne anlama geldiğini açıklasınlar.
İki devletli bir çözümü müzakere etmekte ısrar ediyor ve başka hiçbir şeyi tartışmıyor musunuz? Öyle olsun. Hadi bunu tartışmayı deneyelim. Bu kolay olacak çünkü müzakere edeceğimiz tek şey toprak meselesi olacak. Kıbrıslı Rumlara ne kadar toprak iade edileceği. Kıbrıslı Rumlar vermek zorunda değiller, almak zorundalar. Buna da bakalım, çünkü bugüne kadar Kıbrıslı Rumlar hiçbir şey almadan verdiler.
Dolayısıyla eğer iki devletli bir yapıya sahip olursak, sadece Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nde yer alacağı kesin olarak kabul edilmelidir. KKTC otomatik olarak katılamaz. Kıbrıs Cumhuriyeti zorlu bir katılım sürecinden geçti ve katılmak için büyük bir maliyete katlandı. Ve şimdi tam üyesidir Euro Bölgesi’nin.
Dolayısıyla Kıbrıslı Türkler Avrupa vatandaşı olmayacaklar. Çünkü açıkça “KKTC” vatandaşı olmayı seçecekler ve üzerinde anlaşmaya varılmış iki devletli bir çözüm durumunda, aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olamayacaklar. Bugün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kontrol etmediği topraklarda Avrupa müktesebatı geçici olarak askıya alınmıştır. Ancak vatandaşları, nerede yaşarlarsa yaşasınlar Avrupa vatandaşıdırlar. Ancak iki devletli çözümden sonra değil, çünkü geçici askıya alma kalıcı ve yasal hale gelecektir.
Ayrıca Kıbrıs Türk toplumuna yönelik mali yardımlar da sona erdirilecektir. Birkaç gün önce, 2024 yardımı olan 39.5 milyon Euro onaylandı. Her yıl yaklaşık bu kadar milyon verilmektedir. Komisyon’un açıklamalarında belirtildiği üzere, “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini kolaylaştırmak üzere AB’den sağlanan fon”. Dolayısıyla, yeniden birleşme sona erdiğine ve kolaylaştırmaya ihtiyaç duyulmayacağına göre, milyonlar da sona erecektir.
Eğer Kıbrıslı Türkler AB’ye katılmak isterlerse muhtemelen Türkiye ile birlikte katılmayı bekleyeceklerdir. Açıklamak gerekirse, Kıbrıs sorunu bu şekilde çözüldüğünde, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir üye devlet olarak Türkiye’nin katılımını desteklemek için hiçbir nedeni kalmayacaktır. “KKTC”nin de öyle. Herkes kendi yoluna gidecektir. Biz Avrupa rotasını, Kıbrıslı Türkler de Türkiye rotasını izleyecektir.
Doğal gaz konusunda ise daha görülecek gelişmeler var! Erdoğan’ın geçen gün Genel Kurul’da söylediği gibi, “Türkiye Kıbrıs adasının kuzey ve batısındaki kıta sahanlığında hak sahibidir, Kıbrıslı Türkler ise adanın tamamında hak sahibidir”. İşte bu kadar. Eğer iki devlet anlaşırsa, Kıbrıslı Türkler adanın kuzeyinde ve batısında hak sahibi olurlar ve Türkiye ile anlaşırlar. Çünkü Kıbrıslı Türklerin kendilerine ait sayabilecekleri 4, 5, 6, 7 numaralı deniz blokları, yüzsüz Türk liderliğinin keyfi olarak Türk kıta sahanlığı içinde saydığı deniz blokları arasındadır. Ayrıca, bilindiği gibi, MEB’in bu bölümündeki gaz sahaları sınırlıdır. Doğal zenginliğe sahip olanların çoğu güneyde, İsrail ve Mısır topraklarının yakınında yer almaktadır.
İki devletli bir çözümle birlikte Kıbrıslı Türklerin adadaki konumu katalitik olarak çok daha netleşecektir. Artık resmen, Kıbrıs’ı Ortadoğu’da bir geleceğe sahip olmak için askeri bir İslamcı üs olarak isteyen Ankara’nın hizmetkârı olacaklar. Kıbrıslı Türkler için sözde bir devletleri olacak ama özde Türkiye’nin bir vilayetine sahip olacaklar. Yönetilemeyecek bile, çünkü kimliği bile sorulmadan gelecek olan yerleşimciler, Türk cumhurbaşkanı yardımcısı, Türk büyükelçi, Türk general, Türk müteahhitler ve Türk mafyası tarafından yönetilecek. Bütünleşmiş bir Kıbrıs Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’nin yardımıyla bir toplum olarak kimliklerini ve özerkliklerini koruma olasılığı sonsuza dek ortadan kalkacaktır.
Kıbrıslı Türklerin iki devletli bir çözümle kaybedecekleri çok daha fazla şey var. Ancak, eğer anlamıyorlarsa bunu açıkça tartışalım, belki bir şeyler anlarlar.
(29 Eylül 2024 tarihinde Fileleftheros gazetesinde yayınlanmıştır)