Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin “özgür iradesi” var mı?

Aziz Şah – Geçtiğimiz günlerde Fileleftheros’ta bir haber yayınlandı: Kıbrıs’ın işgal bölgesinden özgür bölgeye yasadışı nüfus akınlarının durdurulması için Ölü Bölge’ye çekilen dikenli tel kaldırılıyor. Polisin hazırladığı rapora göre dikenli teli kaldırıp gözetimi artıracaklar…

Haberi okuduğumda, Cumhurbaşkanı Hristodulidis’in bütün tehditlere boyun eğdiğini anladım. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tepesindeki elitler birbirlerini tehdit ederek kontrol ediyor…

Düzenli okurlar ve ne okuduğunu anlayanlar hatırlayacaktır. Birçok yazımda ele aldığım bir mektup var:

DİSİ Başkanı Annita Dimitriu 10 Temmuz 2024’te Hristodulidis’e muhtıra niteliğinde bir mektup gönderdi. Yapılmasını istediği 4 maddeyi sıraladı bu mektupta…

Annita hanımın dayattığı 4 maddenin 2 buçuğu üç ayda tamamlandı!

***

VARAN-1

Hristodulidis’e muhtıra olarak verilen dört maddenin bir tanesi AB Dışişleri Bakanları Gymnich Toplantıları’na Türkiye’nin katılımına konan vetonun kaldırılmasıydı.

Bu mektuptan sonra, Türkiye 5 yıl aradan sonra ilk kez “Gymnich” AB Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı.

AB Dış İlişkiler Konsey toplantılarına Türkiye’nin katılımı Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesindeki korsan faaliyetlerinden dolayı askıya alındı.

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin Türkiye’ye konan ambargoyu kaldırmasıyla Hakan Fidan 5 yıl sonra Brüksel’de şovunu yaptı…

-Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki pozisyonu değişti mi?

-“Mavi Vatan” doktrini rafa mı kaldırıldı?

-Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti’nin denizdeki egemenliğini tanıdı mı?

Hristodulidis Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki korsan faaliyetlerinden dolayı konan ambargoyu kaldırdı.

Tayyip Erdoğan da Hristodulidis’in bu “jest”ine BM Genel Kurulu’nda cevap verdi:

-“Kıbrıs Adası’nın kuzeyi ve batısında ilan edilmiş kıta sahanlığında Türkiye’nin hakları var”…

Annita Dimitriu’nun Hristodulidis’e yazdığı tehdit mektubunun bir maddesinin “sonucu” budur!

***

VARAN-2

DİSİ Başkanı Annita hanımın Cumhurbaşkanı Hristodulidis’e gönderdiği 4 maddelik muhtıranın diğer önemli bir maddesi, Kıbrıs’ın işgal bölgesinden özgür bölgeye yasadışı nüfus akınlarını durdurmak için çekilen dikenli telin kaldırılmasıydı!

Hristodulidis hükümeti dikenli telleri kaldırmayı tartışıyor şimdi…

Annita Dimitriu mektubunda şöyle diyor:

-“Ölü Bölge’deki ihlaller konusunda BM Genel Sekreteri ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin farklı pozisyonları mümkün olan en iyi şekilde ele alınmalı. BM yetkilileri ile çatışmak ve BM Genel Sekreteri’nin raporlarının tarafsızlığını sorgulamak hiçbir amaca hizmet etmez. Brüksel’de siyasi maliyetlere neden olan ve BM Barış Gücü raporunda ele alınan 14 kilometrelik tel örgünün derhal kaldırılmasını tavsiye ediyoruz”…

İşgalden kaynaklı insan kaçakçılığı ve ticareti dikenli teller olsa da olmasa da devam edecek…

Çünkü insan ticaretinin kaynağı Kıbrıs’taki Türk işgalidir.

Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer şöyle dedi:

-“Purnara Mülteci Kampı’ndaki kişilerin büyük bir çoğunluğu, kuzeye getirilen işçilerden oluşuyor”…

***

Şu anda 70 kişi tampon bölgede yaşıyor…

Bu 70 kişinin anlatımına göre, 31/07/2024 ile 01/08/2024 tarihleri arasında Türkiye üzerinden Kıbrıs’ın işgal bölgesine geldiler, sonra da ellerini kollarını sallayarak tampon bölgeye girdiler…

40.000 Türk askerinin “koruduğu” Yeşil Hat’tı hiçbir engelle karşılaşmadan geçtiler!

Video görüntüleri yayınlandı: Yasadışı olarak tampo bölgeye giren kişilere BM askerleri refakat ediyor!

İşte bu yüzden “dikenli tel” tartışması tam bir saçmalıktır: Türk işgali ve BM Barış Gücü olduğu sürece yasadışı nüfus akışı engellenemez. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti kendi vatan toprağında egemen değildir!

Esas mesele dikenli tel kalsın mı, kalksın mı değildir.

Esas mesele: Dikenli teli kimin iradesi kaldırıyor?

Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti kendi isteği ile değil, Birleşmiş Milletler ve Brüksel’i memnun etmek için teli kaldırmak istiyor. Dimitriu mektubunda açık açık BM Genel Sekreteri ile AB bürokrasisinin memnun edilmesini talep ediyor…

***

Hristodulidis hükümeti eğer kendi “özgür iradesi” ile dikenli telleri kaldırma kararı alsaydı, konuyu başka türlü değerlendirebilirdik.

Ülkesinin yarısı işgal altında olan Kıbrıs Cumhuriyeti lideliğinin “özgür iradesi” var mı?

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin BM ve AB’nin dayatmalarına boyun eğerek kendi toprağındaki dikenli teli kaldırmayı gündeme alması parçalanmış egemenlik manzarasıdır.

(4 Ekim 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author