Kıbrıslı Tevfik Bey’in Birleşmiş Milletler’i

Geçen sene ve bu sene Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaları yan yana koyup baktım. Ciddi bir değişim geçirdi Hristodulidis bir senede…

İki konuşmasında da Birleşmiş Milletler’in insanlık için önemini vurgulayarak bağımsızlığa, egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygının altını çizer.

2023’teki Hristodulidis ile 2024’teki Hristodulidis arasındaki fark şudur:

2023’te Hristodulidis’in konuşmasının omurgasını “Kıbrıs sorunu” oluşturur.

2024’te ise Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’nin “bölgesel bir aktör” olarak Doğu Akdeniz-Orta Doğu’da üstlendiği rolü anlatır. “Kıbrıs sorunu”nu ise sadece bu “rol”ün oynanmasında engel olarak görür.

***

Emperyalizmin imal ettiği “uluslararası kamuoyu”dur Birleşmiş Milletler.

Yugoslavya’da, Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da yoktu ama Gazze soykırımı sırasında BM’den geriye hiçbir şey kalmadı.

Antonio Guterres’in İsrail tarafından “Persona non grata” ilan edilmesi tam bir “karikatür”dür!

Düşünün ki, BM “Filistin taksim planı”nı yaparak Filistinlilerin öz topraklarının üzerinde “İsrail Devleti”nin kurulması kararını aldı. Şimdi İsrail kendi ebesini boğazlıyor…

***

Hutuların katliam hazırlıklarını ve silah yığınaklarını erkenden keşfeden BM Barış Gücü’nün başındaki Kanadalı General Dallaire’in müdahale etmesini o sırada BM Genel Sekreter Yardımcısı olan Kofi Annan engelledi. Sonra da Ruanda soykırımı sırasında katliam haberleri ofisine fax makinesinden yağarken olanı biteni izleyen Annan ödül olarak BM Genel Sekreteri yapıldı.

Sonra da “Annan Planı” ile Kıbrıs’ta üçüncü işgal harekâtını başlattı…

***

Türkiye 1974’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin topraklarını işgal etti. Birleşmiş Milletler ise bu işgali meşrulaştırmak ve yasallaştırmak için müzakere yürütür 50 senedir!

İşgalin çözümü işgalin sonlanmasıdır. İşgal edilen toprağın statüsünün değiştirilmesi değil…

BM Türkiye’nin işgal ettiği toprağın ve taşıdığı savaş suçu nüfusun statüsü üzerinden “müzakere” yürütür 50 senedir.

BM’nin yürüttüğü müzakereler 1949 Cenevre Sözleşmesi ile 1965, 1968 ve 1973 tarihli üç BM Sözleşmesine aykırıdır!

1965 tarihli Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, 1968 tarihli Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar İçin Zaman Aşımının Uygulanamayacağına Dair Sözleşme ve 1973 tarihli Apartheid Suçunun Bastırılması ve Cezalandırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye aykırıdır BM’nin etnik homojenliğe dayalı “iki bölgeli iki toplumlu federasyon”u.

BM kendi Sözleşmeleri’ne ve Uluslararası Hukuka aykırı müzakereler yürütür Kıbrıs’ta 50 senedir Türk işgaline kılıf uydurmak için!

***

Bilir misiniz Kıbrıslı Tevfik Bey’i, Nazım Paşa’nın yaveri?

Birleşmiş Milletler’e tapınan, Kıbrıs’ta BM’nin rolünü herşeyin üstünde gören, varlığını BM’nin varlığına armağan eden, “BM parametreleri”ni “çözüm”ün anahtarı zanneden Kıbrıslılar bana Tevfik Bey’i hatırlatır.

Balkan Harbi sırasında bütün dinlerden ve mezheplerden din adamlarının oluşturduğu bir “Birleşmiş Milletler” kurulmasını hayal eder. Dünyanın bütün din adamları anlaşırsa dünya barışına ulaşılacağına inanır Tevfik Bey…

Top sesleri ve ishalin acıları arasında Balkan Savaşları sırasında Fransız gazeteci Georges Rêmond’a hayalini anlatır. Rêmond 12 Kasım 1912’de tarihe şöyle bir kayıt düşer: 

-“Nazım Paşa’nın yaveri Kıbrıslı Tevfik Bey’in çadırına girdim. 

Savaşın kötü bir şey olduğunu ve ortadan kaldırmak gerektiğini bana izah etti. Şöyle ki: Dünyada ne kadar zengin fakir varsa, masrafına iştirâk ederek uluslararası bir büro meydana getirmeli ve bu büroda farklı mezheplere mensup hoca, papaz, protestan ve puperets râhiplerini toplamalı ve onları beyinlerinde birlik düşünceleri oluşuncaya dek alıkoymalıdır. Eğer bu fikir, düşünceden uygulamaya geçmez ise, savaş devam eder.

Şayet bütün bu ruhani liderler uyuşmaya muvaffak olurlarsa, ihtilafların başlıca sebebi olan ırksal ve dinsel düşmanlık ortadan kalkacağından hemen hemen genel barış kurulur”…

***

“Farklı mezheplere mensup hoca, papaz, protestan ve puperets râhipleri” toplayıp “onları beyinlerinde birlik düşünceleri oluşuncaya dek alıkoyarak” barışa ulaşabileceğini hayal eder Tevfik Bey…

Kıbrıs’ta da “iki lideri bir odaya kapatın anlaşana kadar” diyen çoktur!

(6 Ekim 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author