Aziz Şah – Ticaret Odası, Sanayi Odası, İnşaat Müteahhitleri Birliği, Otelciler Birliği, Barolar Birliği ve Emlakçılar Derneği birleşerek “Hakların Korunması İnisiyatifi” kurdu.
Hangi “haklar”ı “koruyacak”lar?
1974’te Türk ordusunun silah zoruyla gasp ettiği taşınmaz mallar…
Tek bir tane hukukçu olsaydı bu toplumda gaspçılığı, yağmacılığı, ganimetçiliği ve toprak anaya tecavüz edilmesini savunan Barolar Birliği’ne hesap sorardı.
“Barolar Birliği”nin insanlığa karşı işlenmiş suçları ve savaş suçlarını savunan bu hali Kıbrıslı Türk toplumunun hanesine yazılıyor.
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde gasp edilmiş Rum mallarının yağmalanmasının bir hak olduğunu savunan “Hakların Korunması İnisiyatifi” eylem yapacağını açıkladı Kermiya kapısında…
Londra, Brüksel ve Strazburg’ta silah zoruyla gasp edilmiş toprağı satmanın bir “hak” olduğunu anlattılar.
“Kıbrıslı Türk toplumu” adına Avrupa’yı gezip gaspı savunan bu örgütler cemaatimizi tanıtıyor. Şükrediyor Avrupalılar, “İyi ki şu Kıbrıslı Türkler AB’nin parçası değil” diye.
-Ya kılıç hakkı ganimeti savunan bu “Türkler” AB kurumlarında yer alsa ne yapardık, diye şükrediyorlar!
“Barolar Birliği”, “Kıbrıslı Türk avukatlar”, “insan hakları” ve “silah zoruyla gasp edilmiş mal haktır” aynı cümlede geçiyor!
Barolar Birliği ve başını çektiği “inisiyatif” diyor ki: Rum mallarını gasp edenleri tutuklayarak Kıbrıs Cumhuriyeti insan haklarını ihlal ediyor. Kıbrıs Cumhuriyeti gaspçıları tutuklayarak Kıbrıslı Türkleri izole ediyor.
Barolar Birliği bu propagandasıyla diyor ki, bütün Kıbrıslı Türk toplumu gaspçıdır.
Gaspın bir hak olduğunu savunan Barolar Birliği öncülüğünde milyarlarca Sterlin değerinde toprağa çöken gaspçılar Kermiya’da Ay Demet kapısında eylem yapacak…
Destekliyorum baylar sizi!
Cafer Gürcafer müteahhitlere bir çağrı yapsın…
Buldozerleri yığın Kermiya kapısına…
Beton mikserlerini sıra sıra dizin…
Gasp edilmiş toprağı “moloz” olarak taşıdığınız kamyonları yığın Ay Demet kapısına!
Kapatın geçişlere Kermiya’yı…
Gelemesin Yanni benzin almaya…
Gidemesin Maria kumar oynamaya…
Geçemesin proleter Ahmet arabasıyla…
Gidemesin çocuklar okullarına…
“Hakların Korunması İnisiyatifi” yani “silah zoruyla gasp edilmiş Rum mallarını geri vermeyiz inisiyatifi”…
Buldozerleri, beton mikserlerini, kamyonları söndürün kapıda, isviçleri alıp kaçın!
***
Fileleftheros gazetesinin köşe taşlarından Kostas Venizelos Barolar Birliği’nin başlattığı “gasp hakkı kampanya”sını yazdı.
“Onların hakları bizimkilerin ihlalidir” başlığı altında…
Yazısını şöyle bitiriyor üstad:
-“İşgal zamanla hak ‘üretmez’. Hukuksuzluk zaman içinde meşrulaşmaz. İşgal, zamanla ve askeri güçle yasal hakları silmez. Ve bu teori ve hüsnükuruntu değildir. Gerçekten çözüm isteyenler insan haklarına saygı göstermelidir. Aksi takdirde bu, işgalin meşrulaştırılması anlamına gelecektir”…
İnsanlığa karşı suçlarda ve savaş suçlarında zaman aşımı yoktur. Hiçbir savaş suçu yasallaştırılamaz!
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin ünlü yorumcusu hukukçu Jean Simon Pictet şöyle der:
“Savaş sonucu işgal fiilen mülk edinme gerçeğini ortaya koysa da, toprağa yerleşilmesi gibi bir hak doğurmaz”…
Sözleşme’nin 49’uncu maddesi işgal edilen topraklarda yerleşim inşasını yasaklar:
-“İşgalci Güç, sivil nüfusun bir bölümünü işgal ettiği topraklara yerleştirmeyecektir”.
İşgal edilen toprağa hem nüfus iskân edemezsiniz hem de yerleşim birimi kuramazsınız.
Gaspçılar yalnızca adi hırsızlar değildir, savaş suçlularıdır. Bugün olmasa da yarın Roma Statüsü’ne göre Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde bireyler olarak yargılanacaksınız!
Venizelos şöyle diyor:
-“Onların ‘hakları’ işgal altındaki bölgelerdeki Kıbrıslı Rum mülk sahiplerinin haklarının ihlal edilmesidir”…
Yalnızca Kıbrıslı Rum mültecilerin hakları değildir gasp edilen. Milyarlarca Sterlin Rum malını gasp eden hırsızlar, Kıbrıslı Türklerin insan haklarını da gasp ediyor.
Gaspçıların “hakları” Türkçe ve Rumca konuşan bütün Kıbrıslıların insan haklarının ihlalidir!
Milyarlarca Sterlin Rum malını gasp eden hırsızlar Kermiya kapısında eylem yapıyor. Cürete bakın!
***
Kostas Venizelos yerin altından gelen sesleri duyan gazetecilerdendir. Şöyle diyor:
–“Gaspçıların tutuklanmaları ve mahkeme önüne çıkarılmaları devam edecektir. Ve gelen bilgilere göre, bu davalar çözüldükçe yavaş yavaş Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar da tutuklanacaktır”!
(10 Ekim 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)