Aziz Şah – Birleşmiş Milletler’in “müzakere masası” kurulduğu günden beridir sorunun kendisidir.
Bugünkü “müzakere masası” 1968’de Beyrut’ta kurulan masa değildir, 1974 Ağustos’unda Cenevre’de kurulan masadır.
İşgal harekâtı sırasında kurulan masa…
ABD Dışişleri Bakanı Kissinger ile Britanya Dışişleri Bakanı Callaghan’ın Klerides’e %30 toprağı Türkiye’ye verin, Kıbrıslı Rumlar topraklarından ve evlerinden feragat etsin, biz de Türk ordusunu durduralım diyerek şantaj yaptıkları “masa”…
Klerides’in,
-“Silah şakağımda müzakere etmeyi reddediyorum” dediği “masa”…
50 senede işgalci Türkiye ile işgal altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti arasında bir “ateşkes hattı”nın bile belirlenemediği masa.
Kıbrıs’ta üzerinde anlaşmaya varılıp imzalanmış bir ateşkes hattı bile yoktur!
1974 Ağustos’undan beridir Kıbrıs’ta işgali meşrulaştırmak ve yasallaştırmak için yürütülen müzakereler “Birleşmiş Milletler Anlaşması”na aykırıdır.
50 sene sonra bunları konuşmak anlamsız mı?
Bir tabak yemek için New York’a gitmek kadar anlamsız değil…
Birleşmiş Milletler üyesi olan bir devleti yıkmak ve “BM Anlaşması”na aykırı olarak egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmak için “müzakere” yürütür.
Kıbrıslıları bu müzakerelere eroinman gibi bağımlı yaptılar…
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği yalvarıyor masa kurulsun diye.
Toprakları işgal altında olan Kıbrıs Cumhuriyeti, topraklarını işgal eden Türkiye ile “toprak pazarlığı” yapmak için sabırsızlanıyor.
Kıbrıs’ta 50 senedir “müzakereler” BM’nin kurucu anlaşmasının 2. maddesinin 4. paragrafına aykırıdır: Bir ülkenin toprak bütünlüğüne saldıramazsınız.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad bu yüzden topraklarını işgal eden Türkiye ile pazarlık yapmıyor: İşgale son ver, diyor.
1964’te Güvenlik Konseyi’nin 186 nolu kararından beridir BM’nin aldığı birçok Kıbrıs kararında toprak bütünlüğünün ve egemenliğin dokunulmazlığı Şart’ı vardır.
1965’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 2077 (XX) kararında,
-“Kıbrıs’ın egemenliğine
Tüm Devletleri, Şart’tan kaynaklanan yükümlülüklerine ve özellikle 2. Madde, 1. ve 4. paragraflara uygun olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine, birliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeye ve ona yönelik her türlü müdahaleden kaçınmaya çağırır” denir.
BM’nin Kıbrıs için çağrı yaptığı 2. Madde’nin 1. paragrafı şöyle der:
-BM tüm üyelerinin egemen eşitliği ilkesi üzerine kurulmuştur.
Kıbrıs Cumhuriyeti BM’nin egemen eşit üyesidir.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodulidis 2023 ve 2024’te BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda “BM Anlaşması”nın önemini anlattı.
Tayyip Erdoğan ise 2023 ve 2024’te BM Anlaşması’nı çöpe atarak, Türkiye’nin işgal ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında ayrı “egemen eşitlik” talep etti.
O zaman New York’a dünyanın en pahalı yemeğini yemeye neden giderler?
***
BM Anlaşması dışında, Birleşmiş Milletler’in 1965 tarihli Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’ne aykırıdır BM’nin 50 senedir Kıbrıs’ta sürdürdüğü “müzakereler”.
BM’nin 1968 tarihli Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar İçin Zaman Aşımının Uygulanamayacağına Dair Sözleşme’ye de aykırıdır BM’nin 50 senedir Kıbrıs’ta sürdürdüğü “müzakereler”.
BM’nin 1973 tarihli Apartheid Suçunun Bastırılması ve Cezalandırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’ne de aykırıdır BM’nin 50 senedir Kıbrıs’ta sürdürdüğü “müzakereler”.
50 senedir sorgusuz sualsiz oturulan “müzakere masası” BM’nin kendi anlaşmasına, sözleşmelerine ve kararlarına aykırıdır.
***
1968’de Beyrut’ta Denktaş ile Klerides arasında başlayan “toplumlar arası” müzakereler Denktaş’ın Makarios’un “13 Madde”sini kabul etmesi ile tamamlandı.
Ağustos 1974’te kurulan “müzakere masası”nda hiçbir zaman bir anlaşmaya varılmayacak.
İşgalci ile toprakları işgal edilen arasında “toprak pazarlığı” yapılamaz.
BM işgalci devlet ile işgal edilen devleti eşitleyerek bir statüko yarattı.
Ankara önce “iki bölgeliliği” dayattı, buna “BM parametresi” dendi.
BM Genel Sekreteri Guterres son raporunda,
-“Tampon bölgede AB fonuyla elektrik üretin, Kanlıdere’yi ıslah edin, Varoşa’da statükoyu koruyun” demişti.
Ankara’nın “iki devletlilik” dayatmasına “kılıf” uyduruyor Guterres.
Tampon bölgede elektrik üretmek, Kanlıdere’nin ıslahı ve Mia Milia’ya kapı Kıbrıslılara “belediye parametreleri” dayatmaktır…
(21 Ekim 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)