Cumhurbaşkanı Guteres’e mektup gönderdi

Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, dün gece Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e Kıbrıs sorununda inisiyatif aldığı ve çabalarını sürdürdüğü için teşekkür eden bir mektup gönderdi; müzakerelerin kesintiye uğradığı noktadan itibaren yeniden başlatılmasına hazır olduklarını bildirdi.

Salı günü Ulusal Konsey toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis, Cumhurbaşkanı Christodoulides mektubunda, yeterli hazırlıklar yapıldıktan sonra genişletilmiş konferansın mümkün olan en kısa sürede toplanması gerektiğini vurguladığını, bu  girişim bağlamında müzakereleri yeniden başlatmak ve çabalarını desteklemek için Genel Sekreterin emrinde olduklarını bildirdiğini, belirledikleri hedefin yıl sonundan önce bu genişletilmiş ortak toplantıyı toplamak olduğunu belirttiğini söyledi.

Letymbiotis, Ulusal Konsey toplantısının, yaklaşık bir ayda üçüncü toplantı olduğunu, görüş alışverişinin hem çok somut hem de çok yapıcı olduğunu duyurdu.

Sözcü, Cumhurbaşkanı’nın, New York’taki toplantının sonuçları hakkında Ulusal Konsey üyelerini bilgilendirdiğini ve tüm siyasi liderler gibi BM Genel Sekreteri’nin de müzakereleri her zaman mutabık kalınan çerçeve içinde yeniden başlatma çabalarına kişisel bağlılığından memnuniyet duyduğunun altını çizdiğini kaydetti.

New York’taki toplantıyla, üç garantör gücün huzurunda genişletilmiş bir toplantının toplanmasıyla müzakereleri yeniden başlatma çabalarının devam ettiğini, Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs Türk Toplumu lideri Ersin Tatar ile yeni geçiş noktaları açma olasılığını araştırmak üzere bir araya geldiğini ifade eden Letymbiotis, Cumhurbaşkanı Christodoulides’in durumun görüşülmesi, inisiyatif alma ve ayrıca müzakereleri yeniden başlatma çabalarını yoğunlaştırmayı tüm siyasi liderliğin desteklediğini belirtti.

Sözcü, Cumhurbaşkanı Christodoulides’in genişletilmiş toplantıyla ilgili özel bir önerisi olup olmadığı sorusuna yanıtında, genişletilmiş toplantıyı olabildiğince üretken kılmak için önerilerde bulunduklarını bildirdi; “Önümüzdeki dönemde, BM Genel Sekreteri’nin toplantının kendisi için temaslara devam edecek, bu genişletilmiş toplantıyı kolaylaştıracak kişiyi seçmesini bekliyoruz. Bu noktada, BM tarafından da temas sağlanana kadar daha fazla ayrıntıya girmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Christodoulides’in Ersin Tatar ile yaptığı toplantı ile ilgili bir başka soruya Letymbiotis şu yanıtı verdi:

“Cumhurbaşkanın BM Genel Sekreteri’ne yazdığı mektupta, Sayın Tatar ile bu toplantının mümkün olan en kısa sürede yapılması gerektiği belirtilmiştir. Pratik olarak bu toplantının yakın gelecekte yapılması çok daha uygulanabilirdir ulaşmaya çalıştığımız hedef budur, Sayın Tatar ile toplantının en kısa sürede yapılmasıdır.”

“Bu aynı zamanda Sayın Tatar’ın planlamasına da bağlı. Biz bu toplantıyı yapmaya hazırız. Geçmişte yeni geçiş noktaları açma konusunda çok özel öneriler sunduk. Bunların yakın gelecekte gerçekleşmesi için hazırız.” BM Siyasi ve Barışı Koruma İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun Kıbrıs’a gelip gelmeyeceği sorusuna Letymbiotis, bu girişimde koordinatör rolünü üstlenecek BM tarafındaki kişinin BM Genel Sekreteri’nin kararına bağlı olduğunu söyledi.

Konstantinos Letymbiotis, “BM Genel Sekreteri’nin kararlarını önceden tahmin edemeyiz. BM’nin bir sonraki adımını bekliyoruz” dedi.

Hükûmet Sözcüsü bir soruya “Bu mektubun gönderilmesi esasen her iki toplantının da hazırlanması için bir sıçrama tahtası, her iki toplantının tetikleyicidir” yanıtını verdi.

Kıbrıs Rum tarafının hangi geçiş noktalarının açılmasını tercih ettiği sorusunu Sözcü şöyle yanıtladı:

“Kıbrıs Türk tarafının Mia Milia geçişinin açılması yönündeki talebi biliniyor. Kıbrıs Rum tarafı Pyroi-Athienou geçiş noktasını veya Kokkina geçişinden birinin aynı anda açılmasını gündeme getirdi.”

“Bu, Cumhurbaşkanı’nın Sayın Tatar ile yapacağı görüşmede ele alınacağı bir konudur. Ya biri ya da diğeri. Mia Milia geçişi ve aynı zamanda Pyroi-Athienou veya Kokkina bariyerinin açılması.”

Kıbrıs Rum tarafının tavsiyesinin üç taraflı bir görüşme olup olmadığı ve bunun Cumhurbaşkanı’nın BM Genel Sekreteri’ne yazdığı mektupta ifade edilip edilmediği sorusuna Letymbiotis yanıtında, bu beş taraflı, genişletilmiş toplantının mümkün olan en kısa sürede ve uygun hazırlıkların ardından yapılması yönündeki irade ve isteğin dile getirildiğini söyledi; “Bu bizim arzumuzdur, bu ifade ediliyor ancak aynı zamanda bu toplantının, kesintiye uğrayan noktadan müzakerelerin yeniden başlatılmasından başka bir şey olmayan, izlenen hedefe katalizör, belirleyici bir katkı sağlamasını istiyoruz. Bu genişletilmiş toplantıda neyin tartışılacağına ilişkin çerçeveye gelince, mevcut kompozisyonla, yani üç garantör gücün huzurunda, Kıbrıs sorununun tüm yönlerinin tartışılabileceğini ve tartışılacağını anlıyorsunuz” dedi.

Bir gazetecinin, bu nedenle kesin olarak beş taraflı bir toplantıdan bahsedildiğini söylemesi üzerine Letymbiotis, bunun beş artı (5+1) bir olduğunu, üç garantör gücün, Cumhurbaşkanı, Sayın Tatar ve BM Genel Sekreteri’nin huzurunda” olduğunu söyledi.

Bunun New York’taki ortak toplantıda kararlaştırıldığını, Cumhurbaşkanı’nın da o akşam toplantıdan ayrılırken bunu belirttiğini hatırlatan Sözcü, Cumhurbaşkanı Christodoulides’in BM Genel Sekreteri’ne yazdığı mektupta iyi hazırlıktan bahsederken neyi kastettiği sorusuna, BM’in Kıbrıs sorununun tüm yönleriyle ilgili konuların toplantıda tartışılabilmesi ve bunun müzakerelerin yeniden başlamasıyla sonuçlanabilmesi için toplantıya katılan tüm taraflarla temas kurması gerektiği demek olduğunu belirtti.

Kıbrıs Rum tarafının güvenliği garantilerden ayırıp ayırmadığı sorusuna Letymbiotis, güvenlik ve garantilerin fiilen ayrı olduğu ancak aynı zamanda birbirine bağlı olduğu yanıtını verdi; önemli olanın mevcut kompozisyonda Kıbrıs sorununun tüm yönlerinin tartışılabilmesi olduğunu vurguladı.

Hükûmet Sözcüsü, “Altını çizmemiz gereken şey, Genel Sekreterin kendisinin bu çabaya kişisel olarak bağlı kalması ve müzakerelerin kesintiye uğradığı noktadan itibaren yeniden başlatılmasının mümkün olduğuna inanmasıdır” şeklinde konuştu. (KHA)

About the author