Kıbrıs’ın BM’deki Daimi Temsilcisi toprak gasplarını, demografi mühendisliğini ve insan hakları ihlallerini Genel Kurul’a taşıdı

Kıbrıs’ın Birleşmiş Milletlerdeki (BM) Daimî Temsilcisi, Büyükelçisi Maria Michail, BM Genel Kurulu’nun 79’uncu oturumunda, Türkiye’nin Kıbrıs’ta devam eden askeri işgalini ve insan hakları ihlâllerini kınayan güçlü bir konuşma yaptı.

Büyükelçi Michail, Türkiye’nin Varoşa’daki yasa dışı faaliyetleri, demografik mühendislik ve işgal altındaki topraklardaki kültürel mirasın tahribi dâhil devam eden ihlâllerine karşı uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.

Kıbrıs’ın BM’deki Daimî Temsilcisi, Büyükelçi Michail, 1974’teki işgalin 50’inci yıl dönümünün, evlerinden zorla çıkarılan, o zamandan beri geri dönmeleri engellenen ve mülkleri yasa dışı şekilde sömürülen yaklaşık 170.000 Kıbrıslı Rum’un yerinden edilmesinin hüzünlü bir hatırlatıcısı olduğuna işaret etti.

İnsan hakları ihlâllerinin uzun süredir devam ettiği için normalleştirilemeyeceğine veya göz ardı edilemeyeceğine dikkat çeken Büyükelçi şöyle dedi:

“İnsan hakları ihlâllerinin kesinlikle hiçbir gerekçesi olamaz. İnsan hakları ihlâllerinin uzun süredir devam ediyor olmasının normalleştirilemeyeceği konusunda ısrarcıyız. Tüm insan hakları ihlâlleri giderilene kadar bu konuyu gündeme getirmeye devam edeceğiz.”

“Uluslararası toplumu, BM Güvenlik Konseyi kararlarını doğrudan ihlâl eden Türkiye’nin Kıbrıs Rum mallarını sömürmesi ve Varoşa’daki yasa dışı faaliyetleri devam eden ihlâlleri ele almaya çağırıyorum.”

“Bu işgalci gücün uluslararası hukukla uyuşmayan, Kıbrıs sorununun çözümüne engel olmayı amaçlayan, yerinden edilmiş kişilerin evlerine ve mülklerine geri dönmesini ve uluslararası hukuka göre insan haklarının tam olarak iade edilmesini önleyen kasıtlı ve genişleyen bir planının parçasıdır.”

“Türkiye, Kıbrıs’ın işgal altındaki bölgesinde Rumlara ait toprakların yasa dışı şekilde sömürülmesine, mülkün Türk yerleşiklere ve çıkarlarına sunulmasına ve yabancılara satılmasına derhâl son vermelidir.”

“Türkiye, Varoşa ile ilgili faaliyetlerin derhâl geri alınmasını talep eden ilgili Güvenlik Konseyi Kararları ve Başkanlık açıklamalarına tamamen meydan okuyarak aynı faaliyetlerle yoluna devam ediyor.”

Büyükelçi Michail, uluslararası hukuka göre bir savaş suçu olan, işgal altındaki bölgelere yerleşiklerin kitlesel olarak nakledilmesini içeren Türkiye’nin demografik mühendislik çabalarından söz etti; işgal altındaki topraklarda kültürel mirasın yok edilmesini kınadı, dini ve kültürel alanların tahrip edilmesini adanın tarihi kimliğini silmeye yönelik bir başka çaba olarak nitelendirdi.

Büyükelçi Maria Michail, “Türkiye adanın demografik yapısını ve nüfus dengesini değiştirmek amacıyla işgal altındaki Kıbrıs’ta, Türkiye’den toplu yerleşik transferi ile sistematik bir demografik mühendislik politikası uyguladı. Bu politika, uluslararası insancıl hukuka göre bir savaş suçudur ve adanın demografik karakterini değiştirmeyi, tarihi karakterini ortadan kaldırmayı ve Kıbrıs sorununun çözümünü engellemeyi amaçlamaktadır” şeklinde konuştu.

Kıbrıs’ın BM Daimî Temsilci konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İşgal bölgelerindeki Rum ve Maronitlerin eğitim, mahremiyet ve ifade özgürlüğü gibi temel haklarının günlük olarak ihlâl edildiği vahim durumlar vardır.”

“Kıbrıs’ın, Türkiye’nin kayıp kişilerle ilgili insani sorunu çözmek için tam olarak iş birliği yapması çağrımızı yineliyor; Türkiye’nin askeri arşivlerden bilgi sağlamasını ve ilgili sitelere engelsiz erişime izin vermesini talep ediyoruz.”

“Türkiye’yi Kayıp Kişiler Komitesi’ne, gözaltında veya kontrolündeyken kaybolan kişilerin akıbeti hakkında, özellikle askeri arşivlerden, tüm ilgili bilgileri, defin yerleri ve kalıntıların kasıtlı olarak taşınmasıyla ilgili bilgiler dâhil olmak üzere bilgi vermeye çağırıyoruz.”

“Türkiye, Kayıp Kişiler Komitesinin Kıbrıs’ın işgal altındaki bölgesinde tüm askeri alanlara derhâl ve engelsiz erişime sahip olmasını sağlamalıdır.”

“Türkiye’yi, uluslararası yükümlülükleri uyarınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tüm kararlarını uygulamaya, Avrupa Adalet Divanı tarafından verilen Adil Memnuniyeti, kayıp kişilerin ailelerine ve Karpas yarımadasının kuşatılmış sakinlerine ödemeye çağırıyoruz.”

Büyükelçi Maria Michail konuşmasının sonunda, Kıbrıslı Türklerin kendilerinin de Türkiye’nin kontrolü altında ifade özgürlüğü kısıtlamaları ve kültürel kimliklerine yönelik baskılar da dâhil olmak üzere hak ihlâllerine maruz kaldığına dikkat çekti; uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletleri, Türkiye’yi devam eden işgali ve ihlâlleri nedeniyle sorumlu tutmaya çağırdı. (KHA)

About the author