
Aziz Şah – İlginçtir! Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı Hristodulidis’ten ne kadar nefret ediyorsa, Hristodulidis Tufan’ı o kadar çok seviyor…
-Crans Montana’da müzakere masasını Hristodulidis devirdi, diyerek sürekli olarak aynı yalanı tekrar ediyor Tufan Erhürman ve diğer toprak hırsızları…
-“Eğer Hristodulidis gerçekten bıraktığı yerden devam etmek istiyorsa, neden o noktada bırakmıştı?” diyor Tufan…
-“Hristodulidis’in çözüm yanlısı maskesini düşürelim” diyor.
Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in, “Yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır” taktiğini uyguluyor federalistler: Annan Planı ve Crans Montana üzerinden tekrar ettikleri yalanlarla ayrılıkçılık tohumları ektiler…
Crans Montana görüşmelerinin tutanakları yayınlandı. Ayrıca, Anastasiadis’in özel danışmanı Makarios Druşotis yazdığı Crans Montana kitabında “kamuya açık olmayan” Birleşmiş Milletler tutanaklarını aktardı.
Tutanaklarda net olarak şu yazar: Türkiye masada hiçbir şeyi yazılı olarak vermeyi kabul etmedi. Kahve muhabbetine mi gittiler Crans Montana’ya?
Müzakere masasının tunç kanunudur: İşgalci vermez, alır!
6 Temmuz 2017 tarihli yemeğin tutanağında, Çavuşoğlu “garantiler ve müdahale hakkının 15 sene sonra gözden geçirilmesi”ni önerdi…
***
İsrail ve Türkiye’nin “müzakere yöntemleri” aynıdır: Oslo Anlaşması’nda Kudüs’ün statüsü, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı ve Yahudi yerleşimcilerin durumu “5 yıllık geçiş dönemi başarıyla sonuçlandığında müzakere edilecek” dendi. 5 yılın sonunda Filistin devleti kurulacaktı…
Crans Montana’da “15 yıllık geçiş süreci başarıyla tamamlanınca Kıbrıs’tan asker çekip çekmeyeceğimizi, tek taraflı müdahale hakkını ve garantörlük meselesini konuşuruz” dedi TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
Oslo’da 5 yıl, Crans Montana’da 15 yıl!
Bunun üzerine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Türkiye tarafından kandırıldığını itiraf ederek Crans Montana maskaralığını bitirdi…
Makarios Druşotis’in kitabının 333’üncü sayfasında yazar bunlar:
Çavuşoğlu’nun “15 sene sonra bakarız” demesi üzerine, BM Genel Sekreteri Guterres, “bazı şeyleri yanlış anladığım net” dedi.
-“Anlaşma için gerçekçi bir şans olmadığı ve çözümün gerekli unsurlarının başarılamadığı gerekçesiyle en doğrusu konferansı sona erdirmek” dedi Guterres.
Hristodulidis mi tekmeledi Crans Montana’da masayı?
***
Esas düşündürücü olan, Hristodulidis neden Tufan Erhürman’ı pazarlıyor Kıbrıslı Rumlara?
İki haftadır Kıbrıs’ın özgür bölgesinde medyada ve Cumhuriyet’te etkili ve yetkili pozisyonlarda bulunan arkadaşlarım aynı soruyu sordu:
-Nedir bu meclis başkanlığı seçiminin olayı?
Ben de onlara sordum:
-Sizin için ne önemi var sahte devletin meclis başkanlığı seçiminin?
Cevabımı aldım:
-“Tatar’ın Ankara’nın gözünde hükmünü doldurduğu, yerine Tufan Erhürman’ın geçirileceği ve yeniden müzakere döngüsünün başlayacağını anlatıyorlar”…
-“Talat döneminde müzakere vardı, Eroğlu’nda olmadı, Akıncı’da vardı, Tatar’da yok… Erhürman gelince müzakereler yeniden başlayacak” diyorlarmış!
“KKTC meclis başkanlığı seçimi” de Tatar’ı Ankara’nın gözünde bitirmiş…
Bunun üzerine Rumca basını taradım:
-İşgal bölgesindeki “iç meseleleri” bile yönetememesi Tatar’ın siyaseten bittiğinin ve Ankara ile iletişim kanallarının giderek azaldığının ve yalnızlaştığının göstergesiymiş…
-Tatar, UBP’yi bile kontrol edemiyor ve siyasi krizleri yönetemiyormuş. Ankara Tatar’ın müzakere etme kapasitesine sahip olmadığına inanıyormuş…
(Müzakere yetkisinin Hakan Fidan’da olduğunu da mı bilmiyor Kıbrıs Cumhuriyeti Liderliği?)
-Bunun için Ankara, işgal altındaki topraklarda hem “cumhurbaşkanlığı” hem de “parlamento” seçimlerini hızlandırmış…
***
Fileleftheros Genel Yayın Yönetmeni Aristos Mihailidis bu zırvalamalara öfkelenmiş olacak ki, Tufan Erhürman’a hitaben şöyle yazdı:
-“Erhürman, ‘Siyasi eşitlik konusu görüşmeleri tıkadığı için bunu ele almak zorundayız’ dedi. Şu anda bile, Ankara’nın söyledikleri ve yaptıklarıyla, görüşmeleri engelleyen şeyin siyasi eşitlik olduğuna inanan var mı? (…)
Erhürman cevap versin: Eğer siyasi eşitlik tam da onların istediği gibi kabul edilirse, Türkiye’ye Kıbrıs’tan çekilmesini söyleyecekler mi ve Türkiye bunu dinleyecek mi? Eğer öyleyse, Kıbrıs sorunu bir günde çözülebilir”…
***
Ersin Tatar’ı Türkiye’nin işgal politikalarının sorumlusu göstererek ve Tufan Erhürman’ı “çözümcü” olarak pazarlayarak Kıbrıslı Rumları manipüle etmeye mi çalışıyor Hristodulidis?
(28 Ekim 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)