Aziz Şah – 1996’dan 2024’e Kıbrıs’ın yitirdiklerine bakıyorum…
1996’da çocuktum, şimdi büyüdüm.
-“Biz büyüdük ve kirlendi dünya” mı demeli?
-Hayır, biz büyüdük ve ahmaklaştı dünya!
1996’da dünya kirliydi, şimdi leşabbana oldu.
2024’te esas yitirdiğimiz aklımızdır. Akıldışılık “akıl” olmuş…
1996’da Kıbrıs Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides’in ABD Başkanı Clinton ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamayı okudum…
Sonra döndüm yeniden 2024’te Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in ABD Başkanı Biden ile görüşmesinden sonra yaptığı konuşmayı okudum…
1996 ile 2024’ü çok farklı açılardan karşılaştırabiliriz.
1996’da Klerides’in Beyaz Saray’da söylediklerini 2024’te Hristodulidis Beyaz Saray’da söyleyemedi.
Nâzım Hikmet “Ben sadece ölen babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim” demişti.
2024’teki genç Hristodulidis 1996’daki yaşlı Klerides’ten geridir.
Kuşakların “gençleşmesi” ilerlemeyi getirmiyor. Teknolojinin ve olanakların çoğalması “ilerleme” değildir.
Çünkü Nâzım şöyle devam eder: “Ve bir kavganın adsız neferiyim”…
Bir kavganın adsız neferi değilseniz, bunamış Biden’dan bile geriye gidersiniz!
***
1996’daki Klerides’in Beyaz Saray’da söyledikleri ile 2024’te Hristodulidis’in söyledikleri arasındaki temel fark şudur:
-Klerides’in konuşması “Kıbrıs sorununun çözümü” üstünedir.
-Hristodulidis’in konuşması ise “Kıbrıs’ın Ortadoğu’daki rolü” üstüne.
Klerides bugünkü “Kıbrıs Cumhuriyeti elitleri”nin babasıdır. Bugünkü AKEL liderliği de, DİSİ liderliği de, Hristodulidis de Klerides’in temsil ettiği değerlerin çocuğudur. Genç elitlerin Klerides’in bile gerisine düşmesi bu yüzden anlamlıdır.
Bugünkü Kıbrıs Cumhuriyet elitlerinin saplantılı bir şekilde tekrar ettiği “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” tekerlemesini kamuoyu önünde ilk savunan Klerides olmuştu 1974’te!
Hristodulidis Beyaz Saray’da, Kıbrıs’ın Ortadoğu’daki savaşlarda oynadığı rolü övdükten sonra “iki bölgeli bir federasyon ile Kıbrıs’ın rolü daha da artacak” dedi.
-Emperyalizme daha iyi hizmet edeceğiz!
***
1996’da Klerides Beyaz Saray’da “Kıbrıs sorununun çözümü” hakkında konuşuyor, 2024’te Hristodulidis ise Kıbrıs’ın jeo-stratejik konumunu pazarlıyor.
Klerides ve Hristodulidis “federasyon”, “BM parametreleri” ve “çözümün aciliyeti” konusunda aynı şeyleri söylüyor.
Temel farkları ise şu: Hristodulidis’in Tatar’ı önemsediği gibi Klerides Denktaş’ı önemsemiyor.
Klerides şöyle diyor:
-“Her türlü yeni çaba Ankara’daki siyasi ve askeri liderliğe yöneltilmelidir”…
***
Aşağıda 18 Haziran 1996 Salı tarihli Basın ve Enformasyon Dairesi bildirisinden Klerides’in altını çizdiğim sözlerini aktarıyorum:
-“Geçmişte müzakerelerin başarısız olması ışığında, diplomatik kanallar ve yakın görüşmeler yoluyla Türk tutumunun değiştiğine ve ortak bir zemin bulunduğuna dair somut göstergeler olmadığı sürece doğrudan görüşmeler için bir neden olmadığına inanıyoruz”…
Türk tutumu değişmeden sırf görüşmüş olmak için görüşmeye gerek yok, diyor Klerides. Aksine, Hristodulidis görüşmek için yalvarıyor!
-“Kıbrıs Türk liderliği ile istişareler yoluyla gerçek bir değişim beklenemez çünkü onlar gerekli değişiklikleri yapabilecek durumda değiller. Her türlü yeni çaba Ankara’daki siyasi ve askeri liderliğe yöneltilmelidir”…
Kıbrıs Türk liderliği yetkili değildir, yetki Ankara’dadır, muhatap Ankara’dır, diyor Klerides.
***
Siyasi eşitlik konusunda ise bugün söylenmeyeni söyler:
-“İki toplumun eşit siyasi statüsü, eşit sayısal temsiliyet anlamına gelmez.
İki toplumun federal hükümete etkin katılımı anlamına gelir.
Denktaş’ın ısrar ettiği gibi her konuda fikir birliği olması gerektiğine inanmıyorum, çünkü iki eş bile her konuda her zaman aynı fikirde olamaz”…
***
-“Kıbrıs sorununun bazı yönlerinin çözüme kavuşturulması için Ankara’nın siyasi irade göstermesi gerekir.
(Defalarca tekrar eder:) Türk askerlerinin çekilmesi konusunda ilk söz hakkı Türkiye’dedir. Denktaş tarafından çözülebilecek bir konu değildir. Ayrıca, kurulacak federasyonun bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün gelecekteki garantileri konusu da Denktaş ile görüşülebilecek bir konu değildir”…
Hristodulidis’in Tatar’ı muhatap aldığı gibi Klerides Denktaş’ı muhatap kabul etmez. İşte aralarındaki temel fark budur:
–Kıbrıs’tan asker çekilmesine kim karar verebilir?
(2 Kasım 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)