Kıbrıs Cumhuriyeti Liderliği’nin “Amerikan rüyası”: Kıbrıs ve ABD’nin artık ortak beklentileri var

Hükûmet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis, Kıbrıs ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) artık ortak beklentilere sahip ortaklar olarak ilişkileri olduğunu söyledi; yeniden birleşmiş bir Kıbrıs’ın tüm bölge için sahip olacağı potansiyelin “çok çarpıcı biçimde belirginleştiğini” vurguladı.

Letymbiotis, Kıbrıs-ABD Stratejik Diyaloğunun gelecek aylarda şekillenmeye başlayacağını; muhtemelen aralık ayında nihai değerlendirmeler için bir teknokrat ekibinin Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini, 2025’in ilk aylarında Kıbrıs’ın ‘Vize Muafiyet Programı’na dâhil olacağının tahmin edildiğini bildirdi.

Cuma günü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gazetecilere açıklamalarda bulunan Konstantinos Letymbiotis, çarşamba günü Beyaz Saray’da Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmeden söz ederek hem ABD Başkanı’nın davetinin hem de görüşmenin kendisinin “iki ülke arasındaki ikili ilişkilerde tarihî bir dönüm noktası” oluşturduğunu ifade etti.

“Toplantının süresi ve kompozisyonu açısından önemi, Amerika Birleşik Devletleri’nin ülkemize yönelik yaklaşımını göstermektedir” şeklinde konuşan Letymbiotis, ABD’nin Kıbrıs’ı bölgede güvenilir ve istikrarlı bir ortak, “dış politikası açık ve net, sapmalar ve geriye doğru adımlar içermeyen bir ülke” olarak tanıdığını belirtti.

Bu kanının, açıklamalar, girişimler ve icraatla birlikte metodik ve sistematik bir çalışmanın sonucu olduğuna dikkat çeken Hükûmet Sözcüsü şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanı Christodoulides ve Başkan Biden’ın görüşmesi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir dizi girişim ve faaliyetinin doruk noktası, aynı zamanda iki ülke arasındaki ikili ilişkilerde yeni bir dönemin temellerinin atılması için sağlam bir başlangıç ​​noktası oldu.”

“Amerika Birleşik Devletleri tarafından gönderilen mesajlar güçlüdür. Ne özden ne de sembolizmden yoksundur. ABD Başkanı 28 yıl sonra ilk kez tam da ABD’nin artık bu ilişkiyi güçlendirme potansiyeline ve bir dizi alanda derinleştirme ve genişletme olasılığına ikna olduğu bir dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı’nı Beyaz Saray’a davet etti.

“Aynı ve belki de eşit derecede önemli olarak iki ülke arasındaki ilişkiler artık kendi kendini tanımlıyor ve kendi kendini belirliyor. Bunlar, birleşen özlemlere sahip ortakların ilişkileridir.”

“30 Ekim toplantısına yol açan, sapmalardan uzak, tutarlı ve sürekliliği olan istikrarlı seyir ve dışa dönük diplomasiydi.”

Sözcü, hükûmetin ABD yetkililerinin yardımıyla Rusya’ya ve kara para aklamaya yönelik yaptırımları aşma kararlılığı, Amalthea girişiminin planlanması ve uygulanması, ABD vatandaşları dâhil üçüncü ülke vatandaşlarının Kıbrıs üzerinden tahliyesinin kolaylaştırılması sonucunda Kıbrıs’ın zorluklarla dolu bir bölgede istikrar, güvenlik ve güvenilirlik kutbu olarak ortaya çıktığını kaydetti.

Letymbiotis, iki liderin, bölgedeki krizi, bunun nasıl ortaya çıktığını, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Amalthea girişimini, Gazze’deki sivil nüfusa deniz koridoru üzerinden ulaşan 23.000 tona ek olarak insani yardımın katalizör katkısını görüştüğünü, gündemde, geçen hafta tamamlanan Stratejik Diyaloğun ilk turunun sonuçlarının ardından yatırım çekme, enerji, savunma ve güvenlik, teknoloji ve Kıbrıs’ın Vize Muafiyet Programına üyeliğinin teşvik edilmesi gibi alanlarda iş birliğinin yoğunlaştırılmasının da yer aldığını söyledi.

Letymbiotis, Kıbrıs-ABD Stratejik Diyaloğunun, ABD’nin dünyada çok az sayıda ülkeyle yürüttüğü ikili bir iş birliği planı olduğuna, iki ülke arasındaki iş birliğinin, çok özel çıktılarla, belirli bir yol haritası temelinde ve bir dizi tematik alanda belirlenen hedeflerin uygulanmasına ilişkin ilerici adımlarla yoğun şekilde güçlendirmeyi amaçladığını kaydetti.

“Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın bizzat yaptığı görüşmenin mesajları, ülkemizin yükseltilmiş rolünü her yöne iletti ve ulusal özlemlerimizle uyumludur” şeklinde konuşan Hükûmet Sözcüsü şöyle devam etti:

“Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak ABD’nin ‘Kıbrıs sorununu çözme çabalarına en resmî ve vurgu yapar şekilde bağlılığını yeniden teyit etmesi, tüm BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtildiği gibi siyasi eşitliğe sahip iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon çerçevesinden açıkça söz etmesinin, müzakerelerin askıya alındığı noktadan yeniden başlatılması olasılıklarını araştırmak üzere genişletilmiş formatta bir toplantının toplanacağı bir zamanda, çabalarımıza ve BM Genel Sekreteri’ne güçlü bir güven oyudur.”

“Artık uluslararası toplum için yeniden birleşmiş bir Kıbrıs’ın potansiyelinin ve beklentilerinin hem kendi ülkemiz hem de daha geniş bölge için katalizör olabileceği açıktır.”

“Yabancı işgal ordularından arınmış, bağımsız ve istikrarlı bir dış politika izleyen bir Kıbrıs, daha geniş bölgemizin güvenliği ve istikrarına belirleyici bir katkı sağlayabilir.”

“Aynı yoğunluk ve hızla, ülkemizi uluslararası alanda daha da ileri götürme çabalarımızı sürdüreceğiz. Katalizör olarak aktif diplomasi sayesinde ülkemiz, coğrafi sınırlarının ötesine genişleyerek ve bölgedeki rolünü vurgulayarak yükseliştedir.”

Bir gazetecisinin sorusunu yanıtlayan Sözcü, Kıbrıs-ABD Stratejik Diyaloğunun iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olduğunu, esasen her seviyede tanımlanmış, düzenli bir temas programıyla her turda savunma, araştırma ve yenilik, enerji gibi tematik bölümlerle önümüzdeki dönemde somut sonuçlar elde edileceğini belirterek, bunun bir yol haritası olduğunu söyledi.

Stratejik Diyaloğun önümüzdeki aylarda şekillenmeye başlayacağını açıklayan Letymbiotis şöyle dedi:

“Önümüzdeki dönemde ülkemizin Vize Muafiyet Programı’na dâhil edilmesi var. Muhtemelen aralık ayında son değerlendirmeler için bir teknokrat ekibinin Kıbrıs’ı ziyaret etmesi bekleniyor ve tahminlere göre 2025’in ilk aylarında Program’a dâhil edilmeyi başaracağız.”

Silah ambargosunun kaldırılmasının zaman ve varlık olarak uzatılıp uzatılmayacağı sorusuna Sözcü şu yanıtı verdi:

“Bu ülkemize karşı var olan bir haksızlıktır. Şu anda bu sürenin uzatılması konusunda bekleyen bir görüşme vardır ve bu sürenin bir yıldan üç yıla kadar uzayacağına dair işaretler bulunmaktadır. Ancak bu tartışma yürütmeye bağlı değil Kongre’de tartışılan bir konudur. Bize bildirilen şey, ambargo kaldırma süresinin uzatılması açısından bu parametrenin anlaşıldığı ve algılandığıdır.”

“Silah programı söz konusu olduğunda ikisinin iç içe geçtiğini anlıyorsunuz, yani ambargo kaldırma süresi ile silahlanma programının ne olabileceğini.” (KHA)

About the author