
Aziz Şah – Dün yine Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ndeydik. Bu defa toprak hırsızları için değil…
Toprak hırsızlarını tutuklamayı durdurdu Hristodulidis liderliği…
Vatan topraklarını savunanları tutuklamaya başladı…
Dün mahkeme karşısındaydık…
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğine karşı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunmak için!
Rumca ve Türkçe konuşan, Ermeni, Maronit ve Latin kökenli Kıbrıslılardan oluşan Pan-Kıbrıslı Özgürlük Hareketi (Kıbrıs’ın Özgürlüğü için Pan-Kıbrıslı Seferberliği) geçen sene kuruldu.
Bir senelik bir hareket olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunduğumuz için Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesinin önüne çıkarıldık!
Bu tarihi bir davadır…
Bir Cumhuriyet kendini savunanları yargılıyor!
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin ve elitlerinin siyasi olgunluğunu ve aklını gösteren bir dava…
***
İşgalin 49’uncu yılında tüm etnik ve dinsel kökenlerden Kıbrıslılar olarak “Kıbrıs’ın özgürlüğü için Pan-Kıbrıslı seferberliği” yurttaş hareketini oluşturduk.
O zaman bize çok soran olmuştu: 50’nci yılı niye beklemediniz?
-Bizden önceki nesiller bize 49 sene kaybettirdi zaten, demiştik.
Neden 49 sene kaybettiğimizin hikâyesidir aslında bu dava…
***
Pan-Kıbrıslı Özgürlük Hareketi olarak 1 Ekim’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “bağımsızlık günü”nde “Kıbrıs Cumhuriyeti tek çözümdür-apartheid çözüm değildir” pankartını açmak üzere protokol tribününün karşısında yerimizi aldık.
Hristodulidis’in konuşacağı kürsüye en yakın noktada duruyorduk…
Pankartı tutan Yorgos Tattis ve Oz Karahan bir anda polisin saldırısına uğrayarak apar topar götürüldüler.
Benim etrafım sarıldı, çekim yapmamı ve kelepçelenen arkadaşlarımla konuşmamı engellediler…
Sordum polislere:
-Terörist miyim?
Ömrüm eylemlerde geçti. Bu kadar fevri ve ne yaptığının farkında olmayan polis görmedim!
Arkadaşlarımı merkeze götürüp orada bırakırlar diye beklerken dava okudular. Kıbrıs Cumhuriyeti için özür dilenerek kapatılması gereken bir utançtı 1 Ekim’de yaşanan…
Gerçekten ne yaptığının farkında olmayan bir polis teşkilatı ve siyasi liderlik var Kıbrıs Cumhuriyeti’nde. Başsavcı ise davayı geri çekme yetkisi olmasına karşın çekmedi…
Tutuklamayı meşrulaştırmak için önce “Törenlerde pankart açmak yasaktır” gibi bir açıklama yapıldı, sonra öyle bir yasanın olmadığı ortaya çıktı…
-Kolluk görevlisine saldırı, kolluk görevlisine direnme veya engelleme, rahatsız etme, alenen hakaret ve polis memuruna saldırı gibi suçlamalar getirildi.
Tattis ve Oz gözaltındayken avukatları aracılığıyla şöyle demişti:
-“İfade özgürlüğü ne zamandan beri suç oldu? Ne yazık ki Kıbrıs, ifade özgürlüğünün sürekli saldırı altında olduğu devletler grubuna katılıyor. Anayasal olarak korunan ifade özgürlüğünü savunmaya çalışırken saldırıya uğradık ve polis şiddetine maruz kaldık. Kıbrıs’ın bağımsızlık gününde Kıbrıs Cumhuriyeti’ne içeriden, yani yürütme erkinin organlarından meydan okunması utanç vericidir”…
İşlediği suçu anlayıp özür dileyerek kapatması gereken Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği bu ifade özgürlüğü davasını dün mahkemeye getirdi…
Her duruşma bir siyasi eylemdir bizim için. Sesimizi daha çok duyuracağımız, Kıbrıs Cumhuriyeti elitlerini daha çok rahatsız edeceğimiz bir mitingtir.
1 Ekim’de polis saldırıp pankartı zorla elimizden almasa, çoğunluk “Kıbrıs Cumhuriyeti tek çözümdür-apartheid çözüm değildir” pankartının farkına bile varmayacaktı.
Gazeteciler sormayacaktı:
-Bu pankartta sizi rahatsız eden nedir?
En önemli gazeteciler sordu Hristodulidis liderliğine bu soruyu. Cevap veremediler…
***
Her yurttaşın bilinçli ve sürekli olarak “uyanık olduğu” bir kamusal yaşam biçimidir Cumhuriyet. Cumhuriyetçiler için siyasal katılım mücadelesinin iki anahtarı vardır: Isegoria ve Parrhesia.
Isegoria, halk meclislerinde yurttaşlar arasında “söz söylemede eşitlik” ilkesidir.
Parrhesia ise, yurttaş olmanın bedeli olarak ölümü göze alarak hakikati söylemektir.
Bedel ödemek Cumhuriyetçiliğin temelidir…
Özgür bir Cumhuriyet’e bedel ödeyerek ulaşırsınız!
Oz Karahan ile birlikte tutuklanan gazeteci kardeşim Yorgos Tattis işten atıldı 1 Ekim Bağımsızlık Günü’nde tutuklandığı için…
Tattis, Kıbrıs Banka Çalışanları Sendikası tarafından sendika adına haber sitesi kurmak için görevlendirilmişti. Tutuklanmasından sonra işten atıldı. Tattis de sendikaya dava açtı…
Polis anayasal hakları tanımıyor, sendika sözleşme tanımıyor, Cumhuriyet elitleri ise etinden ve sütünden yararlandıkları Cumhuriyet’e düşman…
Polisiniz “Kıbrıs Cumhuriyeti tek çözümdür” pankartına neden saldırdı Mr. Hristodulidis?
Cumhuriyet’i yıkmak mı istiyorsunuz?
(19 Kasım 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)