Simon Aykut’un itiraz oyunları

Aziz Şah – Cuma günü toprak gaspı ve kara paradan yargılanan Simon Aykut’un duruşması vardı. Kendisine itham yapılacaktı…

Türk Yahudisi Aykut itiraz oyununa devam etti. Bu defa da “yargılamanın durdurulması”nı ve hapisanede görülen tek bir verem vakasını bahane ederek serbest kalmayı talep etti…

Yargılanmamak için kaçmaya çalışıyor!

Serbest kalmak için 1 milyon Euro teminat ve Chabad tarikatının merkezinde kalmayı teklif etti mahkemeye.

Trikomo’da tek bir konut 1 milyon Euro! Kıbrıslı Rumların malından kazandığı parayı mahkemeye “teminat” diye teklif ediyor…

Chabad ultra-ortodoks mesihçi bir tarikattır. Hem Kıbrıs’ın işgal bölgesinde hem de özgür bölgesinde faaliyet yürütür. İşgal bölgesinden gittikleri iddia ediliyor.

Bugüne kadar toprak hırsızı Türk vatandaşı Aykut üzerine onlarca yazı yazdım. Yahudiliği ile hiç ilgilenmedim, konumuz o değil…

Türkiye’de Yahudiler, Ermeni ve Rum azınlıktan farklı olarak Türk ulusal kimliğini benimseyerek kendilerine “Türk Yahudisi” dediler. 1974 işgalinden sonra 1975 ve 1977’de ABD’yi ziyaret eden Türk Yahudisi Jak Kamhi ve Fred Burla’nın olduğu TÜSİAD heyeti Türk-Amerikan ilişkilerinde belirleyici bir rol oynayarak Türkiye’ye uygulanan silah ambargosunun 1978’de kaldırılmasını sağladı. Jak Kamhi 2007’de “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” ile onurlandırıldı.

Yahudilerin Türkiye’deki konumu diğer azınlıklardan farklıdır…

Tutuklanmasından önce AFİK şirketi adına NTV’ye konuşan Aykut kendisini şu şekilde tanımlamıştı:

-“Benim İsrail’de şirketim yok, Türkiye’de şirketim var. Ora haricinde bütün işlediğim şirketler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndedir. Kendimi Türkiye’nin bir parçası ve bir Türk olarak görüyorum… Çünkü biz çocukluğumuzdan beri Türklük ve Atatürkçülük üzerinden büyütülmüş insanlarız”…

Burada da yalan söyler: Çünkü AFİK Group’un sitesinde İsrail, Türkiye, Almanya ve Yunanistan’da faaliyet yürüttüğü yazar.

İlk günden beridir takip ediyorum davayı. Birkaç duruşma kaçırdım sadece. Birçok gözlemim ve edindiğim bilgi var yazmadığım. Yazmak için beklediğim…

Aykut işgal altındaki topraklarda Rum mallarını gasp eden bir yerleşimci olarak kimlik manipülasyonu yaptı bu dava boyunca. Önce İbranice tercüman istedi Türklüğünü gizlemek için. Yunanca-İbranice tercüman bulmak kolay olmadığı için anadili olan Türkçe tercüman getirdiler.

Kuzeye Türk oldu, güneye Yahudi…

Cumhurbaşkanı Hristodulidis dedi ki:

-“İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Simon Aykut için yargıya müdahale etmemi talep etti”.

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı Yahudi oluyor Simon Aykut, işgal rejimine karşı “Ben Türküm” diyor…

Sonunda mahkemeye “teminat” olarak ultra-ortodoks mesihçi Chabad tarikatını gösterdi…

Tarikattan mahkemeye teminat olur mu?

Simon Aykut sayesinde laikliğin değerini anladım bir daha!

Ne KKTC vatandaşlığının bir önemi var Aykut’un ne de ultra-ortodoks mesihçi bir tarikata mensup olmasının…

Önemli olan Türk ordusunun işgali altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında bir savaş suçu olarak evlerinden zorla kovulan mültecilerin özel mülklerini yağmalamasıdır.

Cuma günkü duruşmada itiraz oyunu oynamasaydı Aykut, 303A Ceza Yasası kapsamında toprak gaspı, toprak üzerinde hileli işlem ve kara para ile ilgili 242 suçlama getirilecekti.

En az 7 yıl yatarı var, Hristodulidis yargıya müdahale etmezse…

Cuma günü Simon Aykut’un avukatı yeni bir itirazda daha bulundu: “Yargının durdurulması”… Mahkeme 6 Aralık’ta davanın ilerlemesini geçici veya kalıcı olarak durdurma veya askıya almayı görüşecek!

Simon Aykut’un avukatlarının önceki itirazları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal bölgesinde yargı yetkisinin olmadığı yönündeydi. İyi ki de itiraz ettiler…

Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesi tarihi bir karara imza atarak içtihat oluşturdu…

-“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal bölgesinde yargı yetkisi yoktur” diyemezsiniz artık!

8 Kasım 2024 tarihli mahkeme kararında Kıbrıs Cumhuriyeti yasaları ve anayasası dışında, bütün uluslararası hukuk kararlarını alt alta dizdiler.

Lahey Savaş Hukuku ve Cenevre Konvansiyonu’na göre, “İşgal geçici bir durumdur, işgal rejimi taşınmaz mallar üzerinde kalıcı etkiler yaratamaz. Özel mülkiyet gasp edilemez” çerçevesinde değerlendirdi mahkeme Türk işgali altındaki toprak yağmasını…

(25 Kasım 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author