Avrupa Parlamentosu (AP), sözde devletin ilânının 41. yıl dönümü vesilesiyle Kıbrıs meselesini ele aldı. Toplantıda, Avrupa Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas, iki devletli çözüm önerisini kesin bir dille reddetti. Schinas, Avrupa’da kiminle konuşulursa konuşulsun, bu fikrin hiçbir dayanağı olmadığını vurguladı.
Pazartesi akşamı Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda, Kıbrıs’ın kuzeyindeki sözde devletin ilânının 41. Yıl dönümü nedeniyle Kıbrıs sorununun ele alındığı oturumda konuşan Schinas, Avrupa Komisyonu’nun pozisyonunun net ve tutarlı olduğunu belirtti. Schinas, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Kıbrıs’ın tek meşru hükûmeti olarak tanıyor ve toprak bütünlüğüne yönelik her türlü ihlâli kınıyoruz” dedi.
AB’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile dayanışmasını tekrarladığını ve BM çerçevesinde, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon ve siyasi eşitlik temelinde kapsamlı bir çözüme bağlı olduğunu söyleyen Schinas, Kıbrıs sorununun AB için kilit öneme sahip olduğunu vurguladı. Schinas, Avrupa Komisyonu’nun BM öncülüğündeki yeniden birleşme sürecini her aşamada ve elindeki tüm imkânlarla desteklemeye hazır olduğunu ifade etti.
Schinas, AB’nin Kıbrıslı Türk toplumuna yönelik yardım programına 2006-2024 döneminde 727 milyon avro ayırdığını ve Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulanmasını izlediğini belirtti. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin çalışmalarını desteklediklerini ve BM öncülüğündeki çabalara destek vermeye devam edeceklerini söyleyen Schinas, iki toplum liderlerini 15 Ekim’de New York’ta BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde gerçekleşen gayriresmî yemekteki görüşmeleri temel alarak ilerlemeye çağırdı.
AB’nin yeni geçiş noktalarının açılması da dâhil olmak üzere iki toplum arasında daha fazla adım atılmasını desteklediğini ve müzakere ortamının yeniden oluşturulması için çalışmaya hazır olduğunu belirten Schinas, Kıbrıs’ta adil, kapsamlı ve uygulanabilir bir çözüme en kısa sürede ihtiyaç duyulduğunu, bunun Kıbrıs ve vatandaşları ile Doğu Akdeniz’in güvenliği ve istikrarı için faydalı olacağını vurguladı.
Kapanış konuşmasında, 1983’te Selanik’te öğrenciyken sözde devletin ilânını protesto ettiğini hatırlatan Schinas, 41 yıl sonra Avrupa adına bunu kınamaktan onur duyduğunu söyledi. Schinas, görevi sona erdiği için Komiserler Kurulu üyesi olarak AP’de son kez konuştuğunu belirtti.
Schinas, “Türkiye bu kararla ne elde ettiğini düşünmeli. Küresel çapta izolasyonlarının ve 1974 işgalinden beri süregelen yasadışılığın tescillenmesinden başka bir şey elde edemediler” dedi. Kıbrıs’ın AB ve Avro Bölgesi’nin ayrılmaz bir parçası, güçlü ve jeopolitik olarak hassas bir bölgede Avrupa ve uluslararası gelişmelerin merkezinde olduğunu belirten Schinas, “Kıbrıs’ın bir gün Avrupa değerlerine dayalı, AB müktesebatına uygun olarak ilk günden itibaren etkin şekilde işleyecek, yeniden birleşmiş bir devlet olmasını istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz” dedi.
Sürecin BM himayesinde olduğunu, AB’nin rolünün yardımcı ancak katalizör olacağını belirten Schinas, “Avrupa olmadan böyle bir perspektif olamaz” dedi. Schinas, iki devletli çözüm yanılgısına kapılanların Avrupa’da muhatap bulamayacaklarını, bu fikrin siyasi, hukuki, ekonomik ve uluslararası hukuk temelinde hiçbir dayanağı olmadığını söyledi. Schinas, Avrupa demokrasisinin yükselişe geçtiği önemli bir anda olunduğunu, duvarların ve barikatların geçmişe, geleceğin ise Avrupalı Kıbrıs’a ait olduğunu sözlerine ekledi.
TÜRKİYE’NİN ADI GEÇMEDEN KIBRIS’I KONUŞTULAR
ELK üyesi Loukas Fourlas, AB’nin Kıbrıs sorununa yaklaşımının ikiyüzlülük anıtı olduğunu, Avrupa’nın çifte standart uyguladığını ve Türk işgaline göz yumduğunu söyledi. Fourlas, Avrupa’nın kendi tarihine, sınırlarını korumaya ve üyelerini savunmaya sahip çıkamadığını, dayanışmanın eylem gerektirdiğini vurguladı.
ELK üyesi Michael Hadjipantela, uluslararası toplumun, BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak, yasa dışı ayrılıkçı oluşumu meşrulaştırma girişimlerini kınaması gerektiğini söyledi. Hadjipantela, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek ve egemen bir devlet olduğunu, Kıbrıs sorununun aynı zamanda bir Avrupa sorunu olduğunu ve AB’nin tam desteğini istediklerini belirtti.
Sol Grup üyesi George Georgiou, sözde devletin ilânının uluslararası hukuka aykırı olduğunu, Kıbrıs’ta ne iki halk ne de iki devlet bulunduğunu söyledi. İşgale ve statükoya karşı olduklarını, siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federasyon ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi çözümünde ısrarcı olduklarını belirten Georgiou, ancak bu şekilde sözde devletin ortadan kalkacağını, aksi takdirde bölünme kabusuna sürükleneceklerini söyledi.
Sosyal Demokrat üyesi Costas Mavrides, genel kuruldaki tartışmanın başlığında, sözde devleti yaratan, finanse eden ve destekleyen Türkiye kelimesinin geçmemesine tepki gösterdi. Mavrides, Schinas’a hitaben, “Kıbrıs’ın işgal altındaki kısmında Kıbrıslı Türk lider değil, Türkiye’nin bir işgalcisi ve uşağı var” dedi.
Muhafazakâr-Reformist üyesi Geadis Geadi, işgalin kınanması gerektiğini belirterek sözde devletin tanınmasının önüne geçilmesi çağrısında bulundu.
Bağımsız üye Phidias Panayiotou, Kıbrıs’taki her iki toplumun da hatalar yaptığını ve bunun bölünmeye yol açtığını kaydetti.
Diğer ülkelerden milletvekilleri de Kıbrıs’ın toprak bütünlüğüne desteklerini ifade ederken, Türkiye’nin işgaline son vermesi çağrısında bulundu. Toplantıda, Kıbrıs sorununun uluslararası bir sorun olduğu ve AB gündeminde kalması gerektiği vurgulandı. (KHA)