Kutlu Adalı’yı dinleyin, ah-vah çekmeyi bırakın!

Aziz Şah – Mart 2019’da gerçekleşen Gökhan Naim cinayetinden sonra Mustafa Akıncı nüfus meselesini gündeme taşıyan belge niteliğinde bir basın açıklaması yaparak sordu:

-2016’de 220 bin olan “KKTC vatandaşı” sayısı 2019’da nasıl 350 bin oldu?

***

27 Mart 2019’da Akıncı’nın yaptığı açıklama şöyle:

-“2015-2016 yıllarında nüfus ve vatandaşlık konusu müzakerelerde yer alan başlıklardan biriydi. O nedenle İçişleri Bakanlığı bu konudaki verileri bize verdi… KKTC kimliği taşıyan yurttaşlarımızın sayısı, köken farkı, yurt içi-yurt dışı farkı gözetmeksizin, 220 bin idi. Bunun 190 bini yurt içinde 30 binin de yurt dışında olduğu bize iletilmişti.

Bu, 3-3.5 yıl önceki rakam.

Bugünlerde rakamların ne olduğuna bir baktığımızda, yine aynı İçişleri Bakanlığı, 350 bin diyor. Dün Meclis’te 252 bin dendi ama dikkatinizi çekerim, sadece yurt içindekilerin rakamıdır 252 bin. 350 bin rakamı toplamı için, yani tüm KKTC kimliği taşıyanların toplamı olarak verildi.

Üç yıl önce 30 bin olan yurt dışında yaşayan KKTC vatandaşı sayısı, şimdi gerçekten 100 bine mi ulaştı? 220 bin olan rakam şimdi 350 bin olduysa, 130 bin fark nasıl oluştu?”…

***

2019’da bu açıklamasıyla Akıncı 2020’deki seçimin sonucunu açıklıyordu aslında…

Bunun üzerine Akıncı’nın “toplum lideri” olarak yapması gereken şuydu:

-Türkiye’nin nüfus taşıyarak değiştirdiği demografide demokratik bir seçim yapılamayacağını, seçimlerin BM kontrolünde sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan Kıbrıslı Türklerin katılımıyla gerçekleşmesi gerektiğini dünyaya duyurmak ve bunun için bir seferberlik başlatmak…

-Türkiye’nin taşıdığı seçmenler tarafından seçilen “lider”in Kıbrıslı Türkleri temsil etmediğini, aksine Kıbrıslı Türklerin iradesinin gaspı olduğunu ilan etmeliydi.

BM ve AB’ye de çağrı yaparak, savaş suçu olarak Kıbrıs’ın işgal bölgesine taşınan yerleşimci nüfus tarafından “seçilen” lideri muhatap almamaları gerektiğini söylemeliydi…

***

Mustafa Akıncı “2016’da 220 bin olan ‘KKTC vatandaşı’ sayısı 2019’da nasıl 350 bin oldu?” derken seçimi kaybedeceğini anlamıştı.

Kutlu Adalı ne demişti?

-“Ah-vah!” seslerinin güncel olaylara tepki niteliği dışında bir etkisi olamaz. Bu adi olaylar karşısında “ah-vah” çekeceğimize kişiliğimize, kimliğimize, özgürlüğümüze sahip çıkmalıyız”…

Adalı’nın dediği gibi ah-vah çekeceğimize kişiliğimize, kimliğimize, özgürlüğümüze sahip çıkmalıyız 40-50 bin kişi kalsak da…

Çünkü Türkiyeli yerleşimci nüfusun verdiği oylarla “meşrulaştırılan” ayrılıkçı ve ilhakçı politikanın sonucunda Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlıklarımızı kaybedeceğiz.

1974’ten sonra her seçim döneminde “seçmen sayısı” 10-15 bin arası arttı.

15 binin üzerine iki seçimde çıkıldı: Annan Planı ve Ersin Tatar’in seçtirilmesi!

1970’te 63.500 seçmen vardı toplumumuzda. 1974’ten sonraki ilk seçimde 1976’da seçmen sayısı 75.781’e çıktı illegal yerleşimcilerle.

1995’te 113.398’di seçmen sayısı, 2000’de 126.675 oldu…

2004’te Annan Planı’nda 143.639 oldu…

CTP’nin birinci parti olduğu 2005’te 147.823 oldu seçmen…

2015’ten 2020’ye 176.916’dan 199.029’a çıktı seçmen sayısı.

Seçim tarihimizin rekorudur 2015’ten 2020’ye 23 binlik “seçmen patlaması”…

***

Akıncı seçimi kaybettikten sonra T24’e verdiği röportajda şöyle der:

-“Köken itibariyle Türkiye’den gelip buraya yerleşen; çeşitli köylerde, mahallelerde yoğunlaşan insanlar var biliyorsunuz. Açıp bakarsanız onların sandıklarının nasıl kontrol altına alındığı açıkça görülüyor. Yani İskele bölgesindeki, Mağusa bölgesindeki birtakım köy ve mahallelerde Türkiye yönetiminin ağırlığı çok açık bir biçimde görülüyor. Zaten gelip çalışma yapan milletvekillerinin, TBMM’ye daha sonra dönüp övünmelerini sağlayan yöreler de buraları”…

Akıncı’nın danışmanı Barış Burcu ise çıktığı web tv’de şöyle dedi:

-“Seçim sonuçlarını irdeledim. Sandık sandık bölge bölge kontrol ettim. Vardığım sonuç şudur: Akıncı Kıbrıs orijinli seçmenin %70’inden fazlasından oy aldı”…

***

Seçime müdahale taşıma nüfusun kendisidir.

Taşıma nüfus politikası ilhak politikasıdır. Ne yaparsanız yapın hileli bir seçimi kazanamazsınız.

Türkiyeli yerleşimci nüfusun oylarıyla “meşrulaştırılan” ayrılıkçı ve ilhakçı politikanın sonuncunda Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığımızı kaybedeceğiz…

(3 Aralık 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author