Cehennemin kapıları açıldı

Aziz Şah – Cihatçılar Şam’a girdi, cehennemin kapıları dünyaya açıldı…

Cihatçıların “özgürleştirdiği” Suriye’deki vatandaşlarını uyaran ABD Büyükelçiliği “ülkeyi terk edin” dedi. Esad varken ABD vatandaşları için güvenli olan Suriye, Esad gidince güvensiz oldu…

Cihatçıların Şam’a girdiği 8 Aralık Pazar gününden beridir İsrail aralıksız olarak Suriye’deki stratejik kurumları, askeri birlikleri, cephanelikleri, bilimsel araştırma yapan merkezleri, devlet kurumlarını bombalıyor. Suriye’yi bombalayarak devletsizleştiriyor!

Cihatçılar Şam’a girdiğinden beri ilk kez İsrail 1967’de Suriye sınırında işgal ettiği Golan tepelerinin ötesine geçti, tüm Suriye’yi savaş alanı ilan etti. Şimdilik Suriye’nin güneyini çatışmasız bir şekilde adeta pazar yürüyüşüne çıkmış gibi işgal ediyor. Bu işgalin amacı Lübnan’ı kuşatmak.

Suriye’nin güneyini işgal ederek Lübnan’ı kuşatıp Gazzeleştiriyor…

27 Kasım’da Hizbullah-İsrail ateşkes ilan etti. Savaşta ateşkes yeni muharebeye hazırlanmak içindir. Hizbullah’ın ikmal hattı kesildi…

Gazze soykırımı başladıktan sonra Kıbıs’ın “jeo-stratejik konumu”nu pazarlayan Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği de sevinebilir. Lübnan’da topyekün savaş yeniden başladığında Kıbrıs’ın “jeo-stratejik önemi” daha da artacak.

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği Gazze soykırımı için açtıkları “insani koridor” gibi bir koridor da Lübnan’a açar artık!

Suriye düştü. Yemen, Lübnan ve Irak’ın Şii direnişi var İsrail’in başını ağrıtan. Husiler 2000 kilometre öteden, ta Yemen’den füze atıp İsrail’i defalarca vurdu. Lübnan direnişi Aşdod ve Tel Aviv’i vurdu. Irak direnişi ise gasp edilmiş topraklardaki yasadışı yerleşim birimlerini ve stratejik merkezleri vurdu…

Yemen direnişinin güneyden, Lübnan direnişinin kuzeyden vurduğu bölgeleri yasadışı yerleşimciler terk etti. Sonuçta vatanları değil. Çalıntı toprakla bir bağları yok…

Türkiye İsrail’e Azerbaycan petrolü satarken, Yemen’in terlikli savaşçıları füzeyle vuruyor İşgal Rejimi’ni.

İsrail’e yalakalık yapmak için Kıbrıs Cumhuriyeti elitleri ise “Demir Kubbe” hava savunma sistemi satın alarak Kıbrıs’ı da taraf haline getirdi savaşta!

“Demir Kubbe” gerçekten işe yarasaydı Hizbullah Tel Aviv’i vurabilir miydi? 2000 kilometre öteden atılan Husi füzeleri vurabilir miydi İsrail’in merkezini?

Kıbrıs Cumhuriyeti “Demir Kubbe” satın aldı İsrail’den, Türkiye’nin gıkı çıkmadı. Neden?

1997’de Rusya’dan S-300 füzeleri aldığı zaman Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği Türkiye o füzelerin Kıbrıs’a gelmesine müsaade etmedi.

2024’te İsrail’den “Demir Kubbe” aldığı zaman Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği Türkiye’nin gıkı çıkmadı.

1997’de ilkokuldaydım. Öğretmenimiz Serhat Bayar ödev verdi bize. S-300 füzeleriyle ilgili basında çıkan haberleri toparlayıp dosya yaptık. Ciltletecek kadar kalındı hazırladığım dosya. Her gün çarşaf çarşaf haberler. S-300’ler hiçbir zaman Kıbrıs’a gelmedi, Girit’te hangarlarda çürüdü…

2024’te “Demir Kubbe”nin parçaları gelmeye başladı Kıbrıs’a. Basında bir-iki kıytırık haber, eften püften kınama. Neden?

Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye aynı taraftadır artık: Cihatçıların, İsrail’in ve NATO’nun tarafında…

S-300 krizi, Kıbrıs ile NATO arasında bir meseleydi. Türk-Yunan gerginliği değildi. Kıbrıs’ın Rusya’dan silah almasıydı sorun.

1997’de Kıbrıs S-300’leri aldığında NATO için mesele şuydu: Rusya Doğu Akdeniz’e yerleştireceği radarlarla ABD ve NATO faaliyetlerini izleyebilecekti.

2024’te İsrail Kıbrıs’a yerleştireceği “Demir Kubbe”nin radarlarıyla NATO’yu mu izleyecek, yoksa Hizbullah’ın füzelerini mi?

Türkiye’nin denetimindeki İdlib’den cihatçı sürülerinin çıkarak Şam’ı işgal etmesinden sonra, Suriye Arap Cumhuriyeti’ne ait önemli bütün noktaları bombalamaya başladı İsrail: En önemlisi de yurttaşların kayıtlarının tutulduğu nüfus dairesi!

Bu durum, 2003’te Amerikan işgal valisi Paul Bremer’in yayınladığı “emir”lerle Irak devletini feshetmesini hatırlatıyor…

Irak devletini feshetmek için çıkarılan emirlerden biri “Baas’tan arındırma emri” idi. IŞİD’in doğum belgesidir o emir!

ABD bu defa devleti feshetmedi: Esad’ın başbakanı ve bakanları “barışçıl bir geçiş”le koltuklarını devrediyor. Yine de feshedilen bir şeyler var…

Yeni Adalet Bakanı Şadi el Veysi “Şeriat hükümlerini yerine getireceğiz” dedi.

Cehennemin kapıları dünyaya açıldı. Senelerdir bir “cihat laboratuvarı” olan İdlib’de gözlerden uzak bir şekilde vaktini bekleyen binbir çeşit cihatçı fraksiyon “koza”dan çıktı…

(10 Aralık 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author