Dışişleri Bakanı Kombos: AB Suriye konusunda sessiz ve seyirci kalamaz

Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Avrupa Birliği’nin (AB) Suriye’deki gelişmelere kayıtsız kalmaması ve sessizliğini bozması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, Brüksel’de pazartesi günü başlayan AB Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı öncesinde yapıldı. Kombos ayrıca, Kıbrıs’ın Avusturya ve Yunanistan’ın desteğiyle AB’nin atması gereken sonraki adımlara ilişkin sunduğu gayriresmî belgeye de değindi.

Bakan Kombos, Suriye’de azınlık haklarına saygı gösteren açık ve kapsayıcı bir güç geçişi olması gerektiğini, mevcut diktatörlüğün yeni dış aktörlerin etkisinde kalacak yeni bir diktatörlükle değiştirilmemesi gerektiğini de belirtti.

Konseye gelişinde yaptığı açıklamada Kombos, dışişleri bakanlarının son gelişmelere ve “Suriye’deki son derece istikrarsız duruma” odaklanacağını, “bunun son derece tehlikeli bir gelişme” olduğunu ancak aynı zamanda “bir fırsat penceresi” de içerdiğini kaydetti.

“Suriye uzun süredir acı çekiyor. Avrupa Birliği’ni daha aktif bir şekilde dâhil olmaya çağırıyoruz ve AB’nin bu konuda çok önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz.”

Kıbrıs’ın, Avusturya ve Yunanistan’ın desteğiyle sunulan ve ileriye dönük yol için belirli ve somut öneriler içeren bir belge sunduğunu aktaran Dışişleri Bakanı, “azınlık haklarının tam olarak korunması ve Suriye’nin zengin çeşitliliğine tam saygı gösterilmesiyle, açık, şeffaf, özerk ve kapsayıcı bir güç geçişine doğru net bir yol haritası olması gerektiğini” vurguladı.

Kombos, “Zorba rejimin, sadece yeni iç ve dış aktörlerle yenilenerek devam etmesine müsaade edilmemeli,” diye belirtti.

Dışişleri Bakanı, AB’nin “katkı sağlayıcı bir güç” olması, “oluşturulan koşullar altında kalkınma, yeniden inşa ve insani yardım konularında liderlik yapması gerektiğini” ifade etti.

Ayrıca, “BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı Kararı uyarınca geçiş süreci konusunda dinamik bir arabulucu rolü üstlenmesi gerektiğini” de sözlerine ekledi.

Dışişleri Bakanı, “Kritik bir kavşaktayız ve dediğim gibi, fırsatlar olduğu kadar tehlikeler de var. Avrupa Birliği’nin bu sonucun oluşumunda hem çıkarı hem de sorumluluğu bulunuyor. Sessiz kalmanın, seyirci olmanın zamanı değil. Avrupa Birliği’nin uzak duramayacağı bir masa” diyerek sözlerini tamamladı. (KHA)

About the author