Toprak gaspında yeni dönem: KIBRISLI TÜRK MÜTEAHHİTLERİN SON KULLANIM TARİHİ GELDİ Mİ?

Aziz Şah – Avrupa Parlamentosu’nda Sosyalistler ve Demokratların İlerici İttifakı’nın düzenlediği “Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki malların gaspı” toplantısında birer konuşma yaptık 11 Aralık’ta Oz Karahan ile birlikte…

Toplantıdan çıktıktan sonra bir haberlere bakayım dedim… Karşıma ilk çıkan haber:

-350 yabancı uyruklu kişiye daha taşınmaz mal satın alma izni verildi.

Son 5 yılda ise 19 bin 427 kişiye taşınmaz mal satın alma hakkı verildi.

***

Taşınmaz Mal Edinme Yasası’nda yapılan değişiklikle TC vatandaşları “yabancı” kategorisinden çıkarılarak “KKTC’yi tanıyan devletlerin uyruğunda olan gerçek kişiler” olarak tanımlandı.

20 Mayıs 2024’te yapılan değişiklikle Türk vatandaşı olmayanlara 1 konut hakkı verildi, TC vatandaşlarına ise 3’er konut.

Türkiye kanallarında “TC vatandaşlarına KKTC’de 3’er konut hakkı” diye reklamlar döndü.

Son olarak da 14 Aralık’ta yayınladıkları “Yasa Gücünde Kararname” ile önceki değişikliği tamamladılar.

Mayıs’taki değişiklikle Türk vatandaşları ile diğer yabancıları ayırarak mülkiyetin Türkleştirilmesini amaçladılar.

Aralık ayında yapılan değişiklikle de aynı şekilde “KKTC’yi tanıyan devletlerin uyruğunda olan gerçek veya tüzel kişiler”e yap-sat hakkı verildi. Yani TC şirketleri burada paravan kullanmadan inşaat yapabilecek! Bugüne kadar yapamıyorlar mıydı?

Son iki ayda iki Türk şirketi lansman ve duyuru yaptı. Biri Lefkoniko’dan başlamak üzere 14.000 konut, diğeri Ayios Amvrosios’a 152 konut projesi açıkladı.

Detaylara takılmayın: TC şirketleri %49 hisse ile “KKTC şirketleri”ne ortak olacakmış… Ya da daha önce “inşaat şirketlerinin yabancı ortağı varsa yap-sat yapamaz”mış… Gizli sözleşmeler ve KKTC vatandaşlığı ile işlerini görüyorlardı. Formalite KKTC vatandaşlığına ihtiyaçları kalmadı.

2024 Aralık’ında çıkan “Yasa Gücünde Kararname” ile mi gelecek TC şirketleri Kıbrıs’ın işgal bölgesine? Yerleşimcilerin şirketleri “TC şirketi” sayılmıyor mu?

2004’te Bafra’yı 13 parsele ayırıp TC’li şirketleri Kıbrıs’ın işgal bölgesine yeşil götlü mumla davet eden CTP’ydi. Gasp edilmiş araziler TC’li şirketlere tahsis edildi. 2004’ten beridir TC vatandaşı Simon Aykut’un AFİK şirketi Kıbrıs’ın işgal bölgesindedir. 10 bine yakın konut yaptı…

KKTC mi var ki “KKTC şirketi” olsun! Kıbrıslı Türk müteahhitler nereden buldular sermayeyi? İnşaatta aklanan kara parayı kim getirdi?

“Yatırım”, “yatırımcı”, “piyasa” kelimelerinin hiçbir karşığı yoktur Kıbrıs’ın işgal bölgesinde.

Silah zoruyla gasp edilmiş arazilerde “inşaat sektörü” suçun örtüsüdür. Piyasa mantığıyla şekillenmez “inşaat sektörü”. Yatırım yapmak için değil, 1974’te silah zoruyla gasp edilen arazilerin statüsünü kalıcı olarak değiştirmek için savaş suçu olarak yapılır inşaat.

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ihtiyacı olan ev alamaz çünkü inşaat yerleşimci nüfus içindir. İnşaat sektörü yerleşimci sömürgeciliğinin soykırım aracıdır. Yerlilerin yaşam alanını yok eder.

-Nerede pazarlanır yapılan projeler?

-Türkiye’de, Arap ülkelerinde, AB ülkelerinde, ABD’de ve İngiltere’de…

Kıbrıs’ta yaşamayan bir nüfus için yapılır konutlar. Çünkü yerleşimci sömürgeciliği yerli nüfusun bertaraf edilmesine ve toprakların gasp edilmesine dayalıdır. “İnşaat sektörü” denilen suç şebekesi bu soykırımın aracıdır.

İşte bunun için önce TC vatandaşlarına 3’er konut hakkı verdiler, sonra da TC inşaat şirketlerinin gasp edilmiş topraklarda konut yapıp satması kolaylaştırıldı.

Neden Türk olmayanlara 1’er konut, Türklere 3’er konut hakkı verildi? Piyasa mantığı işlemez, yerleşimci sömürgeciliğinde amaç Türkleştirmedir.

“Yönetemiyorsunuz”, “sektörü batırdınız”, “yatırımcıyı kaçırdınız” diye bağırıyor gene Tufan Erhürman…

Taşınmaz mal satışı askerin iznine tabidir. Yapımı da…

“Müsteşar” Öntaç Düzgün anılarında anlatır: 2008’de Ferdi Sabit Soyer’in “Başbakan” olduğu sırada Güvenlik Kuvvetleri Komutanığı sunum yapar “başbakanlık”ta.

Sunuşu yapan Albay masaya bir harita serer…

-“Sınıra 6 kilometre mesafeler askeri bölge sayılmaktadır. Bu alanlarda yapılacak inşaatların güvenlik onayından geçirilmesi gerekir” der.

Serbest piyasadan, sektörden, yatırımdan mı bahsedersiniz?

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “inşaat sektörü” yoktur. Savaş suçu olarak toprak gaspı ve nüfus taşımak için kullanılan şirketler vardır sadece.

İnşaat yapılacak bölgelere, kimlerin satın alabileceğine ve kimlerin inşaat yapabileceğine işgal rejimi karar verir.

(18 Aralık 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author