Havuz medyasını dinliyorum gözlerim kapalı: YAŞASIN ÜNİTER SURİYE!

Aziz Şah – Tayyip Erdoğan’ın havuz medyasını izliyorum. Her kanalda aynı cümleler dönüyor. Sanki de yazmışlar ve ellerine vermişler…

Onlar “Üniter Suriye” dedik sonra tebessüm ediyorum.

-“Federasyon Suriye’yi kalıcı bölünmeye götürür” diye durmadan tekrar ediyorlar:

-“Federasyon bölünmedir”!

Hele ki geçen akşam CNN Türk’te izlediğim programda sanki de ben konuşuyordum!

Biz Kıbrıs için neyi savunuyorsak onlar da Suriye için onu söylüyor:

-Suriyelilere bir üst-kimlik gerek, dedi yorumcu.

Sunucu sordu:

-Nedir bu üst-kimlik?

Cevap:

-Suriyelilik! Suriyelilik kimliğinin yaratılması gerekiyor…

Tek bayrak, tek devlet, tek vatan ve tek halk temelinde bir Kıbrıslılık ve tek bir Kıbrıslı kimliği diyoruz biz de!

***

Son tahlilde Tayyip Erdoğan,

-“Suriye’nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısının korunması, ülkemizin asla taviz vermeyeceği bir husustur” dedi. Nokta!

Havuz medyasının bunu sakız gibi çiğnemesi gerek…

Ancak Türkiye “üniter Suriye” diyorsa, tam tersini savunduğu içindir. 2011’den beridir Türk dış politikası ne söylediyse tersini yaptı.

-“NATO’nun Libya’da ne işi var?” dedikten sonra, Libya operasyonu için İzmir’i NATO karargâhı yaptılar…

Her şey böyle başladı!

***

“Yeni Osmanlıcı” ideolojinin kendisi bir çelişkiler yumağıdır. İşte bu yüzden, söylediğinin tersini yapan bir Türkiye’nin ne yapacağı belli olmuyor.

Suriye’nin toprak bütünlüğü diye diye kuzeyini işgal ettiler. Kıbrıs’ın da “anayasal düzeni ve toprak bütünlüğünü tesis etmek için” %37’sini işgal ettiler.

“Üniter Suriye” derken de Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmuyorlar… Aksine Suriye topraklarında gözü olduğunu gizlemeye çalışıyor Ankara. Ne gerek var buna?

Yeni Osmanlıcılık diyerek ateşe odun taşıdıktan sonra ne bu utangaçlık!

Suriye’de bir devlet otoritesi yok. Orta malı gibi duruyor…

Kim ne koparırsa!

Türkiye’nin “üniter Suriye” derken önceliği Kürtlerin devletleşmesini engellemek. Kürtleri bertaraf edebilirlerse “üniter Suriye” söylemi de tarih olacak…

Aynı İsmet İnönü’nün “Biz Kıbrıs’ta uluslararası anlaşmaları ihlal etmemek için taksim yerine federasyon diye müzakereye başladık” demesi gibi…

-Taksim, federasyon, ayrı devlet, ilhak!

***

1920’lerde Fransız emperyalizmi Suriye’yi 5 devlete bölmüştü. Fransa’nın Suriye’yi bölerken demografik bir mantığı vardı. Lübnan, Şam, Halep, Alevi ve Dürzi devletleri kurdu. Bugün Suriye’nin demografisi altüst oldu. Hele ki savaş daha bitmedi. Alevilere ve gayri müslimlere yönelik etnik temizlikle yeni bir oldubitti yaratılıyor. Demografi daha altüst olacak…

Cihatçılar Şam’ı işgal ettikten sonra İsrail ilk olarak ne yaptı?

-Suriye’nin kimlik dairesini bombaladı!

IŞİD’in Suriye emiri Colani ne dedi?

-Suriye’de 5 sene kalan herkese vatandaşlık vereceğiz!

Kimler 5 senedir Suriye’de?

Orta Asya’dan Taliban’la bağlantılı militanlar. Uygurlar, Tacik, Özbek, Kırgız, Çeçen… Dünyanın dört bir tarafından gelen cihatçılar!

-Suriye’ye “Suriyeli üst-kimliği” gerek diyorlar.

İsrail’in bombaladığı kimlik dairesi ile kaydı silinen Suriyelilerin yerine 13 senedir savaşan dünyanın dört bir tarafından gelmiş cihatçılara verilecek “Suriye vatandaşlığı”yla mı olacak bu “Suriyeli üst kimliği”?

***

Havuz medyası kafa açan yorumlar yapıyor:

-Federal çözüm Suriye’yi bölünmeye götürür, diyorlar.

Doğrudur, Türkiye Kıbrıs’ta “federal çözüm”ü işgali kalıcı hale getirmek için kullandı.

-Federal çözüm işgalin yasallaştırılmasıdır.

Havuz medyası Suriye’nin üniter yapısını savunurken ABD’nin Irak’ta ve Fransa’nın Lübnan’da oluşturduğu mezheplere dayalı kota sistemi eleştiriyor.

-Lübnan’da Cumhurbaşkanı Maruni, Başbakan Sunni ve Meclis Başkanı Şii’dir. Milletvekilleri ise Hristiyan ve Müslüman olarak kota ile ayrılmıştır. Irak’ta ise Başbakan Şii, Cumhurbaşkanı Kürt ve Meclis Başkanı Sünni’dir.

-“Etnisiteye ve mezheplere dayalı bir sistem çalışmaz, adil ve sürdürülebilir değildir. Tek bir Suriyeli kimliği olmalı” diyorlar…

Kıbrıs için biz de aynısını savunuyoruz!

Tek vatan, tek vatandaşlık, üniter devlet.

Tayyip Erdoğan’ın Suriye için söylediğini tekrar edelim:

-“Kıbrıs’ın toprak bütünlüğü ve üniter yapısının korunması, asla taviz vermeyeceğimiz bir husustur”…

(21 Aralık 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author