Aziz Şah – Hakan Fidan’ı ilk kez Kıbrıs’ta tek başına gördük…
-Türk işgalinin oldubittilerinin yasallaştırılması dışında bir çözüm yoktur, dedi.
-Kıbrıs Cumhuriyeti silah zoruyla gasp edilmiş topraklarından feragat edene kadar bekleriz, dedi…
Silihtar sarayında Ersin Tatar ile basın toplantısı yaptılar. Tatar’ın eline konuşma metnini yazıp verdiler. İçine bakarak okudu…
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı canlı olarak izledim. Sesinin tonunu hiç değiştirmedi. Hitabet sanatını konuşturdu:
-Sizi yok edeceğiz, demedi ve demez…
Şu şekilde söyler onu:
-Varlığınızı sürdürmek istiyor musunuz?
-‘Sizi yok edeceğiz’ dediklerinde öfkelenirsiniz…
-‘Varlığınızı sürdürmek istiyor musunuz?’ dendiğinde ise korkarsınız…
***
Fidan konuşmasında ne söylemedi?
-Türkiye Kıbrıs’ta garantördür ve yetkisini Garanti Anlaşması’ndan alır, gibi laflar etmedi.
İlginç bir şekilde -tam da Mavi Vatan tatbikatının olduğu şu günlerde- Doğu Akdeniz’e hiç değinmedi!
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İsrail ile ilişkisine de girmedi. İsrail’den “Demir Kubbe” hava savunma sistemi alınmasına da laf etmedi…
ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik silah ambargosunu kaldırmasını ağzına almadı.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Exxon Mobil ve Qatar Energy ile yürttüğü sondaj faaliyetleri konusunda sessizliğini korudu.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ABD’ye sunduğu askeri üsler ve NATO’ya üyelik talebi konusunda da yorum yapmadı.
Baf’tan havalanıp Lefke’nin üzerinden uçan Fransız savaş uçaklarına değinmedi…
Fidan’ın Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO üyeliği talebi konusunda, ABD, İsrail ve Fransa ile olan askeri ilişkileri ve Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine hiç değinmemesi perde arkasındaki iki devletli çözüm pazarlığıyla ilgilidir.
***
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin güvende olduğunu söyledi Hakan Fidan…
-Neden bu durumu kalıcı hale getirmeyelim, diye sordu…
Kendi sözcükleriyle şöyle dedi:
-“Rum kesimi ekonomisi ile kalkınıp gidiyor. Yatırım, turizm alıyor. Savaş, terör tehdidi yok. Burası kendi yoluna barışla devam ediyor. Bunu daha yapısal hale neden getirmiyoruz?”…
***
Fidan tehdit içerikli tek bir cümle kurmadan korku saldı…
Çünkü kaybedeceğiniz çok şey varsa sizi korkutmak çok kolaydır!
-50 senedir kazandıklarınızı kaybetmeyi göze alıyor musunuz?
-Yabancı yatırımlar ve turistleri kaybetmek ister misiniz?
-Terör ve savaş yok, daha ne istiyorsunuz?
Bunun için de Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğine ve Kıbrıslı Rumlara çağrıda bulundu:
-İki devletli çözüme cesaret edin!
Atina’da Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis’in yanında ne söylediyse, Lefkoşa’da Ersin Tatar’ın yanında da onu söyledi Fidan…
İşgalin oldubittilerini “gerçeklik” olarak tanımlıyor. Çözüm ise işgalin oldubittilerinin yasallaşması…
Kendi sözcükleriyle şöyle dedi:
-“Son 50 yılda adada bir gerçeklik oluşmuş durumda. Bu gerçekliğin artık bir hukuksallığa bürünerek iki devletli bir çözümle Kıbrıs’ın yoluna devam etmesi gerekiyor”…
***
Lefkoşa’da şunu da söyledi:
-“Yunanistan ile Türkiye arasında cereyan eden olumlu siyasi havanın adada da yankı bulması mümkün”…
Peki, bu nasıl mümkündür?
-İşgalin oldubittilerinin kabul edilmesi dışında bir seçenek yoktur.
-Tek çözüm işgal altındaki gasp edilmiş topraklarınızdan vazgeçmenizdir.
-Vazgeçerseniz iki devletli çözüm olur.
-Vazgeçmezseniz, siz vazgeçene kadar bekleriz. Acelemiz yok…
***
Başka ne dedi Hakan Fidan?
-“50 yıl önceki statükoyu bir çözüm formulü ile masaya getirip buradan Kıbrıs sorununa çözüm üretmeye çalışmak gerçekten beyhude zaman harcamaktır”…
50 yıl önceki statüko neydi?
-Toprağı bütün üniter Kıbrıs Cumhuriyeti!
Üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’ni çözüm olarak masaya getiren mi oldu? Bilmediğimiz bir öneri mi var?
Üniter Suriye’yi savunan Türkiye’yi üniter Kıbrıs alerjisi mi tuttu?
Hakan Fidan’a göre çözüm Kıbrıslı Rumların gasp edilmiş topraklarından feragat etmesi…
Çünkü KKTC’nin üzerinde yasallaşabileceği bir toprağı yok!
Devlet olmanın birinci koşulu topraktır. Toprağınız yoksa devlet olamazsınız. KKTC’nin de toprağı çalıntıdır…
Hakan Fidan’ın “gerçeklik” dediği işgal edilmiş topraktır.
Fidan, Kıbrıslı Rumları ve Kıbrıs Cumhuriyeti devletini topraklarından feragat etmeye çağırıyor:
-Cesaret edin, gasp ettiğimiz topraktan feragat edin!
