Aziz Şah – Irak’ta El Kaide komutanlığı yapan ve Suriye’de IŞİD’in kolu olan Nusra’yı kuran Ebu Muhammed el Colani bütün “dünya liderleri”nin hayalini gerçekleştirdi…
Birleşmiş Milletler’in aldığı kararlar uygulanamasa da herkes tarafından kabul görür(dü).
Colani’nin başarısı herkes tarafından kabul gören ama uygulanmayan BM kararlarını çöpe atmasıdır.
Türkiye 1964’ten beridir Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs konusunda aldığı kararları 2018’den beridir her fırsatta tanımadığını ilan ediyor.
Ankara’nın Kıbrıs’taki amacı Colani’nin Suriye’de başardığıdır: Geri dönüşümü mümkün olmayacak şekilde BM kararlarını çöpe atmak!
***
2015’te Suriye’de siyasi çözüm için 2254 sayılı BM kararı kabul edildi.
Türkiye, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği, Rusya ve İran’ın bütün eylemlerini meşrulaştırma aracıdır 2254 sayılı karar.
Bu kararın amacı Suriye’de devlet ile muhalefeti bir masanın etrafında birleştirip geçiş hükümeti oluşturarak toprak bütünlüğü temelinde yeni bir anayasa yazılması ve BM gözetiminde seçimlerin yapılması idi.
Masada yeri olmayan tek bir grup vardı: Şu anda Şam’ı işgal eden El Kaide kökenli örgütler!
BM’nin 2254 sayılı kararına göre El Kaide kökenli IŞİD, Nusra, HTŞ gibi örgütler hiçbir şekilde demokratik geçiş sürecinde yer alamaz.
El Kaide komutanı Colani’nin başarısı budur işte: 2015’teki BM kararını çöpe attı.
Masaya oturabilecek olanları yok etti, masada tek başına kaldı…
***
Ebu Muhammed el Colani “uluslararası hukuk” açısından yeni bir çağ açtı!
24 Mart 1999’da Sırbistan’a yönelik NATO bombardımanı başladı. O yılın sonbaharında gerçekleşen BM Genel Kurulu’nda Genel Sekreter Annan bu saldırıyı haklı çıkaracak bir doktrin ilan etti.
Özetle diyordu ki, küreselleşme çağında ulusal egemenlik ortadan kalkmıştır. İnsani gerekçelerle başka devletlere askeri müdahalede bulunmak meşrudur.
Doktrin’in sahibi Clinton’du. Çünkü ABD Başkanı oydu…
Annan Doktrini’nin ardından Bush ve Obama doktrinleri gelir. Bush Doktrini “önleyici savaş”tır, Obama’nınki ise “özel operasyonlar” doktrinidir.
Mantık hepsinde aynıdır, konsept farklıdır: İstediğimiz ülkeye istediğimizi yaparız, bunun için uluslararası hukuku kullanarak kılıf uydururuz, Birleşmiş Milletler ise bize uyar.
***
Annan Doktrini’nin yürürlüğe girmesinden çeyrek asır sonra bugün COLANİ DOKTRİNİ var karşımızda.
Annan Doktrini ile her türlü emperyalist haydutluk uluslararası hukukun kılıfına uydurularak Birleşmiş Milletler’e de bir şekilde onaylatıldı.
Colani Doktrini ile yeni bir devir açıldı…
El Kaide komutanı Ebu Muhammed el Colani yeni bir çağ açtı. Bugüne kadar uluslararası hukuku, BM kararlarını ve sözleşmeleri kılıf olarak kullanarak her türlü haydutluk yapıldı. İsrail dışında, hiçbir emperyalist ya da işgalci çıkıp “BM kararlarını ya da uluslararası hukuku tanımıyorum” demedi. Aksine bütün savaşları uluslararası hukuka ve BM kararlarına dayandırdılar…
Colani’nin başarısı bütün dünyanın Suriye konusunda hemfikir olduğu bir BM kararını çalışamaz hale getirmesidir.
2254 sayılı karara göre yok edilmesi gereken Colani Suriye’nin devlet başkanı oldu…
***
İşte bu Türkiye’nin işgal altında tuttuğu Kıbrıs’ta 2018’den beridir sürdürdüğü politikadır.
Ağustos 1974’te Cenevre’de başlayan görüşmelerden Crans Montana’daki 6 Temmuz 2017’deki son akşam yemeğine kadar Türkiye, Kıbrıs’ta BM kararlarına, uluslararası hukuka ve sözleşmelere uymadı…
BM’nin Kıbrıs’tan asker çekilmesi ve nüfus taşınmasının durdurulması gibi kararlarına uymadı, işgal ettiği topraklarda ayrı devlet ilan etti, sonunda da BM masasına oturup işlediği savaş suçlarını yasallaştırmak için müzakere etti.
2018’e kadar Türkiye işlediği savaş suçlarını BM müzakereleriyle yasallaştırmayı hedefledi.
2018’den sonra ise Ankara “iki devletli çözüm” adı altında BM kararlarını çöpe attı. Uluslararası hukuku ve altına imza koyduğu anlaşmaları reddettiğini ilan etti…
Erdoğan üç senedir BM Genel Kurulu’nda KKTC’nin tanınması çağrısı yapar.
2018’den beridir “iki devletli çözüm dışında bir seçenek yoktur” diyerek bütün BM kararlarını ve Ankara’nın altına imza koyduğu anlaşmaları çöpe attılar.
Colani BM kararlarını Suriye’de işleyemez hale getirdi.
Ankara da BM kararlarını Kıbrıs’ta işleyemez hale getirmek istiyor.