Guterres’ten yeni gancellilerin açılması için çağrı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, yeni geçiş noktalarının açılması konusunda bir anlaşmaya varılmasının, daha geniş formatlı bir toplantı öncesinde “anlamlı bir siyasî irade sinyali” olacağını vurguladı.

Guterres, 10 Ocak’ta resmî Güvenlik Konseyi belgesi olarak yayımlanan Kıbrıs’taki iyi niyet misyonu hakkındaki raporunda, her iki tarafın tampon bölge içinde ve çevresinde gerçekleştirdiği tek taraflı eylemler konusundaki endişelerini de dile getirdi. Ayrıca Yeşil Hat Tüzüğü ticaretindeki engellerin, bankacılık ve finans konularıyla ilgili zorlukların acilen ele alınması çağrısında bulundu.

António Guterres, 13 Haziran 2024 ile 11 Aralık 2024 arasındaki gelişmeleri kapsayan raporunda, Kişisel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar’ın çabalarına karşın Kıbrıs sorununda liderler arasında ileriye dönük bir yol konusunda ortak bir zemin bulunamadığını, ancak yine de iki liderin 15 Ekim 2024’te New York’ta düzenlediği gayriresmî akşam yemeğinde geleceğe yönelik “bazı yapıcı adımlar” konusunda anlaşmaya varmasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.

Genel Sekreter Guterres raporunda şunları kaydetti: “Kişisel Temsilcimin bulgularından sonra bu aşamada taraflar ve garantör güçlerle gayriresmî ve daha geniş bir toplantıyla ileriye dönük yola eleştirel bir bakış açısıyla bakmak önemli.”

“İlgili tüm paydaşları, Kıbrıslılar arasında karşılıklı olarak kabul edilebilir bir ileriye dönük yolun mümkûn olduğu konusunda umut uyandıran bu sonraki etkileşimin açık ve yapıcı olmasını nasıl sağlayacaklarını ciddiyetle düşünmeye; bir anlaşmanın daha geniş formatlı bir toplantı öncesinde anlamlı bir siyasî irade sinyali olacağı göz önüne alınarak tarafları geçiş noktalarıyla ilgili görüşmelerde uzlaşma ruhu göstermeye çağırıyorum.”

Guterres, Yunanistan ve Türkiye arasındaki yakınlaşmanın Kıbrıs sorunu bağlamında barış sürecine yapıcı destekleri için kritik öneme sahip olmasının cesaret verici olduğuna işaret etti. Garantör güçler Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık’ın önemli rol ve sorumluluklarını göz önünde bulundurarak Kıbrıs’taki iki lideri diyaloğa girmeye ve gerekli siyasî irade, yaratıcılık ve uzlaşmaya açık olarak karşılıklı kabul edilebilir bir yol aramaya teşvik etmelerini talep etti.

António Guterres raporunda, barışçıl çözüme giden yol arayışında taraflarla ve garantör güçlerle temas ve diyaloğu sürdürmeye kararlı olduğunu, Birleşmiş Milletler parametrelerini belirleyen ilgili Güvenlik Konseyi kararlarına göre yönlendirilmeye devam ettiğini bildirdi.

BM Genel Sekreteri, tampon bölge içinde ve çevresinde her iki tarafın da ısrarla tek taraflı girişimlerinden, bölgenin askerî statükosunu kalıcı olarak değiştirebilecek ve daha geniş barış sürecine elverişli olmayan girişimlerden endişe duyduğunu ifade etti.

Dikenli tellerle çevrili Varoşa bölgesindeki durumla ilgili endişelerinin de devam ettiğini, Birleşmiş Milletlerin Varoşa konusundaki tutumunun değişmediğini duyuran Guterres, “Güvenlik Konseyi’nin bu konudaki kararlarını, özellikle 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlarını hatırlatıyor ve bu kararlara tam olarak uymanın önemini vurguluyorum,” dedi.

Rapor döneminde Yeşil Hat Tüzüğü ticareti, Ekim 2024 sonuna kadar 13 milyon avroya yaklaşırken 2023’ün aynı dönemiyle karşılaştırıldığında biraz daha düşük düzeyde gerçekleştiği belirtildi.

BM Genel Sekreteri, onlarca yıldır ayrı olan iki toplumu yeniden bir araya getirmenin bir yolu olarak ada içi ticarete ve artan ekonomik bağlara odaklanmanın, misyonun dışa dönük çalışma ve aktif destek çabalarının ön saflarında yer almaya devam ettiğini kaydetti.

António Guterres, bu çabaların ancak her iki toplumun en üst düzeylerinden gelen açık destek işaretleriyle tam potansiyeline ulaşabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle Yeşil Hat Tüzüğü ticaretindeki kalıcı engellerden dolayı üzgün olduğunu, bu engellerle bankacılık ve finansal konulardaki zorlukların acilen ele alınması gerektiği çağrısında bulundu.

BM Genel Sekreteri’nin raporunda, Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ve Kıbrıs Türk Toplumu lideri Ersin Tatar’ın, sürdürülebilir ve kapsamlı çözüme ulaşmak amacıyla attıkları adımlara ilişkin yazılı güncellemeler de yer aldı.

Cumhurbaşkanı Christodoulides, Kıbrıs sorununun yalnızca ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararları, Yüksek Düzeyli Anlaşmalar ve BM Şartı doğrultusunda öngörülen temelde barışçıl çözümüne, Temmuz 2017’de Crans Montana’da Kıbrıs Konferansı’nın kapanışına kadar gerçekleştirilen müzakerelerin ve çalışmaların müktesebatına olan bağlılığını yinelediğini belirterek şunları vurguladı: “Bu çalışmalar, ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarında öngörüldüğü gibi siyasî eşitliğe sahip iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonun mutabık kalınan temelini, tüm müzakere bölümlerinde elde edilen yakınlaşmaları ve BM Genel Sekreteri tarafından Crans Montana’da sunulan altı noktayı içermektedir.”

“Cumhurbaşkanı, Kişisel Temsilci ile görevi boyunca gerçekten etkileşimde bulunmuş, Kişisel Temsilcinin himayesinde Kıbrıs Türk toplumunun lideriyle görüşmeye hazır olduğunu söyledi. Görüşmeleri hızlandırmak ve ilerleme sağlama çabalarına ivme kazandırmak amacıyla bunu defalarca dile getirdi. Ancak Sayın Tatar’ın ısrarlı reddi nedeniyle bu gerçekleştirilemedi. New York’taki toplantıda güven artırıcı önlemlere ilişkin önerilerin tamamı Tatar tarafından reddedildi.”

“Yeni geçiş noktalarının açılması konusunda ise Cumhurbaşkanı Christodoulides, Kıbrıs Türk Toplumu liderinin çabaları durma noktasına getiren ön koşullar koyduğunu söyledi.”

“Christodoulides, kasım ayında Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi çerçevesinde Türkiye Cumhurbaşkanı’yla ve COP29 toplantısı çerçevesinde Türkiye Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmenin ‘hem içerik hem de sembolizm açısından doğru yönde adımlar’ olduğunu belirtti. Ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Türkiye’nin AGİT Genel Sekreterliği adaylığını engellemediğini ifade etti.”

“Cumhurbaşkanı Christodoulides, müzakerelerin yeniden başlamasına elverişli olumlu bir ortamın yaratılması ve geliştirilmesinin, Türkiye’nin gerginliği artıran ve sahada yeni oldubittiler yaratan politikaları tarafından engellenmeye devam ettiğini ifade etti.”

“Cumhurbaşkanı, bunlar arasında iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelindeki siyasî eşitliğe bağlılığın reddedilmesinin, ‘egemen eşitlik’ ve ‘eşit uluslararası statü’ pozisyonunun aktif olarak teşvik edilmesinin, Varoşa ile ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarının reddedilmesi ve bunlara uyulmamasının, ayrıca Kıbrıs’ın işgal altındaki kesimindeki mülklerin yasa dışı sömürülmesinin yer aldığını belirtti.”

“Tatar ise kendi notunda, 3D’lerin (doğrudan ticaret, doğrudan uçuşlar ve doğrudan temaslar) gerçekleştirilmesi önerisinin ‘egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün belirlenmesinin ilk adımları’ olduğunu, bunların yeniden teyit edilmesinin bu temelde yeni ve resmî bir müzakere sürecini başlatmak için vazgeçilmez olduğunu söyledi.” (KHA)

About the author