Aziz Şah – 2005 yılında bir resepsiyonda dönemin KTBK komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu CTP’li Özkan Yorgancıoğlu, Eşref Vaiz ve Fatma Ekenoğlu’na şöyle der:
-“1974’ten beri bu ülkede ateşkes koşulları vardır. Türkiye Genelkurmayı’na bağlı bir Kolordu’nun sorumluluğunda CTP hükümet ortağı olmuştur. Bölgenin tüm sorumluluğu Kolordu komutanına aittir. O bölgede sizin de İŞ OLA bir Parlamentonuz vardır, Başbakanınız, Cumhurbaşkanınız vardır”…
Korgeneral Memişoğlu şizofren değil ki varolmayan KKTC’yi savunsun!
-“İŞ OLA bir KKTC var” der…
Çünkü Kıbrıs’ın işgal bölgesini KTBK ve GKK komutanları ile TC Sömürge Valisi’nden oluşan Üst Koordinasyon Kurulu’nun idare ettiğini çok iyi bilir.
Sorun “KKTC yoktur” diyenler değildir, varmış gibi yapanlardır…
Korgeneral Memişoğlu’nun sözlerini bir adım ileri taşıyarak Nisan 2017’de Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Yiğit Bulut TRT Haber kanalında ‘Derin Analiz’ programında şöyle demişti:
-“Kıbrıs adasına Avrupa Birliği Bayrağı çekip Schengen vizesi ile mi gideceğiz Kıbrıs’a?
Normal şartlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarının Türkiye’nin bir vilayeti olması gerekiyor. KKTC Türkiye’nin denizaşırı bir vilayetidir. Bir plakası olur, bir valisi olur. Orada bir Cumhurbaşkanı, orada bir Başbakan, orada bir Meclis var ve bunun masraflarını Türkiye ödüyor sonuçta”…
Korgeneral Memişoğlu’na cevap vermeye cesaret edemeyenler Yiğit Bulut’a epey tepki göstermişti.
Korgeneral “İŞ OLA bir meclis var, başbakan var, cumhurbaşkanı var” dedi.
“İş ola” demek Türkçede “göstermelik” demektir.
Yiğit Bulut da “göstermelik meclisi, göstermelik cumhurbaşkanını ve göstermelik başbakanı neden ödüyoruz?” diye sordu.
Aklı kesmiyor Türkiye’nin sahte meclis, sahte başbakan ve sahte cumhurbaşkanı ile Kıbrıs’taki işgalini perdelediğini…
Sahte cumhurbaşkanını “toplum lideri” diye dünyaya pazarlıyor.
İşgal bölgesinde göstermelik makamlarda oturan kuklalar dünyaya karşı Türkiye’nin çıkarlarını savunarak kendi toplumunun yok oluşu için çalışıyor.
CTP’li ve UBP’li sahte vekiller -Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelen hakkımız olan- Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’ndeki iskemlelerde Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı Türkiye’yi savunuyor.
Gruplar halinde New York’a, Brüksel’e, Berlin’e, Londra’ya giderek Türkiye’nin Kıbrıs’taki işgalini savunuyorlar…
Yerli işbirlikçiler olmasa işgalciler hiçbir ülkede tutunamaz!
İşgal altındaki Kıbrıs’ta Türkiye’nin avukatlığını hep yerli işbirlikçiler yaptı.
Yiğit Bulut ise “50 tane sahte milletvekilini, başbakanı ve cumhurbaşkanını niye besliyoruz?” diye soruyor.
-Atayalım bir vali, diyor!
Haksız mı?
200-250 Bin lira maaş alıyor sahte vekillerin her biri!
Aklanan bütün kara paralar sahte vekillerin maaşlarına gidiyor…
İşte bu yüzden Yiğit Bulut’un o sözlerinden sonra çok tepki gösterildi.
CTP’den TDP’ye, HP’den DP’ye kadar bütün partiler tepki gösterdi. Hasan Taçoy ve Zorlu Töre bile…
-Neden maaş ödüyoruz bunlara, diyor Bulut.
-Kıbrıs’ı bir kanser gibi yok eden Türk işgalini savunmaları için…
Meslekleri kasabın bıçağını yalamak!
2017 yılında Yiğit Bulut’a tepki yağmıştı “KKTC Türkiye’nin denizaşırı bir vilayetidir, bir vali atayalım” dediği için…
Ama şu cümlesi görmezden gelindi:
-“Kıbrıs adasına Avrupa Birliği Bayrağı çekip Schengen vizesi ile mi gideceğiz Kıbrıs’a?”
Evet, Türk işgali sona ererse ancak Schengen Vizesi ile gelebilecekler Kıbrıs’a!
Bugün bellerinde tabanca ile uçağa binip Kıbrıs’a geliyorlar…
Türk inşaat şirketleri silah zoruyla gasp edilmiş Kıbrıslı Rumlara ait arazileri yağmalıyor…
Uyuşturucu, kara para, silah kaçakçılığı için Kıbrıs’ın işgal bölgesini rehin olarak ellerinde tutuyorlar.
Neden?
-Kıbrıs’a Schengen Vizesi ile gelmemek için!
Kıbrıs Cumhuriyeti “2025’te Schengen Bölgesi’ne üye olmaya hazırız” dedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti Schengen’e üye olursa çok şey değişecek…
Bu gidişle Leymosun’a gitmek için Kıbrıslı Türklerin Schengen Vizesi’ne ihtiyacı olacak!
Varlığınızı Türkiye’nin çıkarlarına armağan ettiniz…
TC vatandaşları Kıbrıs’a vize ile gelmesin diye, Kıbrıslılar Kıbrıs’ta seyahat edebilmek için vizeye ihtiyaç duyacak!
