
Kıbrıs Haber Ajansına (KHA) konuşan kaynaklar, ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin askerî teçhizat, hizmet ve eğitim edinme imkânı sağlayan üç programa katılımına ilişkin yaptığı açıklamaya değinerek, ABD ile iş birliğinin Millî Muhafız Ordusu’nun (MMO) caydırıcılık kabiliyetinin kuvvetlendirdiğine dikkat çektiler.
Yetkili kaynaklar, KHA’ya yaptıkları açıklamada, ABD Başkanı’nın yasa koyucunun müdahalesi olmaksızın başkanlık kararnamesi (presidential determination) çıkarabileceğini ve dış politika veya savunmayla ilgili bazı konuları kendisinin belirleyebileceğini ifade ettiler.
Söz konusu açıklama, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üç programa katılımıyla ilgili: Yabancı Askerî Satışlar (Foreign Military Sales, FMS), Fazla Savunma Malzemeleri (Excess Defense Articles, EDA) ve 10. Madde Güvenlik Yardımı (Title 10 Security Assistance) programları.
Aynı kaynaklar KHA’ya, “Bugün dün sahip olmadığımız üç fırsata sahibiz,” diyerek Millî Muhafız Ordusu’nun kabiliyetinin ve ABD askeri sistemiyle ilişkisinin güçlendiğini ekledi. Kaynaklar, bugüne kadar Lefkoşa’nın bu programlarla ilgili herhangi bir erişim, temas veya görüşme imkânı olmadığını belirtti.
“Bu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin siyasî istikrarını sağlamlaştıran, jeopolitik arenadaki itibarını güçlendiren ve dolayısıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgali sona erdirme ve Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulma yönündeki ısrarlı çabalarını destekleyen bir adım.”
Aynı kaynaklar, ABD’nin insanî yardım koridoru, sivillerin tahliyesi ve ortak tatbikatlar aracılığıyla iki ülke arasındaki iş birliği sayesinde son dönemde ilişkilerin hızla güçlendiğini ve bunun, Stratejik Diyalog ve Cumhurbaşkanı’nın Beyaz Saray ziyaretiyle taçlandırılan bir dizi birikimli faaliyet olduğunu belirtti. Ayrıca, bu konunun Kıbrıs-ABD Stratejik Diyaloğu kapsamında ele alındığını ve Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in geçen ekim ayında Beyaz Saray’da Başkan Joe Biden ile yaptığı görüşmede de gündeme geldiğini ifade ettiler.
KHA’ya yapılan açıklamada, bu ikili ilişkinin “çok sıkı bir çalışmayla ve her zaman uluslararası ilişkilerin karşılıklı çıkar esasına dayanarak şekillendiği gerçeğine bağlı kalarak” inşa edildiği belirtilirken, yol haritasının 2018’de Donald Trump yönetimi sırasında başladığı ve eylül ayında ABD Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander’ın imzasıyla tamamlandığı ifade edildi.
ABD’deki hükûmet değişikliğiyle bu kararnamenin devam edip etmeyeceği sorusuna aynı kaynaklar, bu kararnamelerin yasal bir dayanağı olduğunu ve ABD bütçesinin bir parçası olduğunu belirterek, bunun geri döndürülemez bir durum olduğunu ve ABD ile bu ilişkinin 2018’de Başkan Trump döneminde başladığını dile getirdiler.
Millî Muhafız Ordusu ve Savunma Bakanlığı ile ilgili ayrıntıların, ihtiyaçların değerlendirilmesinin yanı sıra personelin eğitimi sonrasında ortaya çıkacağı belirtildi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin caydırıcı gücünü koruyabilecek ve toprak bütünlüğünü onurlu bir şekilde savunabileceği süre boyunca “gerektiği kadar” silahlanacağı kaydedildi.
Aynı kaynaklar, Türkiye’nin tepki verme olasılığına da değinerek, bunun ABD tarafınca da öngörülebilir bir durum olduğunu ancak “buna rağmen bu kararın hayata geçirildiğini” ifade ettiler.
FMS’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin askerî teçhizat, hizmet ve eğitimleri doğrudan ABD hükûmetinden edinme imkânı sağladığı belirtildi. Genellikle bir ülkenin bu tür alımları, bunun için ruhsatı olan şirketler aracılığıyla yapmak zorunda olduğu ve bu programın söz konusu prosedürü atlayarak, teçhizatın doğrudan ABD hükûmetinden tedarik edilmesini sağladığı açıklandı. Kaynaklar, “Bu, çok daha hızlı bir süreç olduğu için bir avantaj,” diyerek, teçhizatın şirketlerden satın alınmasına kıyasla daha ucuz olduğunu belirtti.
Ayrıca, bu programa özel şirketlerin satamayacağı malzemelerin de dâhil olduğu ve bu durumun Kıbrıs Cumhuriyeti’nin normal şartlarda sahip olamayacağı bir erişim imkânı sağladığı ifade edildi. Kaynaklar, programa ek olarak bakım ve eğitim konularının da dâhil olduğunu ve bunların doğrudan ABD aracılığıyla daha düşük bir maliyetle gerçekleştirileceğini kaydetti.
“Bu durum, ABD ile ortak tatbikatlara katılım imkânını artırıyor, uyumluluğu ve operasyonel etkileşim yeteneklerini güçlendiriyor”
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu tür hükûmetten hükûmete (government-to-government) düzenlemelere yalnızca Sırbistan ve İsrail ile sahip olduğu da belirtildi.
EDA programının, “ABD’nin askeri modernizasyonları amacıyla dost ülkelere sunduğu artık askerî malzemeleri” içerdiği açıklandı. ABD’nin bu malzemeleri imha etmek yerine, dost ülkelere ücretsiz veya çok düşük fiyatlarla sunduğu belirtildi. Kaynaklar, bu programlar aracılığıyla yapılan tedariklerde, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bunların Kıbrıs’a nakliyesini üstleneceğini de kaydetti.
Kaynaklar, 10. madde programlarının, özellikle kara ve deniz sınırlarının güvenliği ve terörle mücadele konularında eğitim ve malzeme sağlayarak, katılımcı ülkelerin kapasite desteklerini güçlendirdiğini belirtti.
Bu programların uygulanmasının, Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile doğrudan temas hâlinde olunacak olan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelen talepleri, duruma ve mevcut malzemeye göre onaylayacak olan Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütüldüğü kaydedildi. (KHA)