“Yeni kapıların açılması” için müzakere: Ankara’nın iki devletli çözümsüzlük formülü

Aziz Şah – Ankara’nın son dayatması “Kıbrıs sorunu”nu “iki taraf” arasında “yeni kapılar” açılmasına indirgemesidir.

Ne gasp edilmiş topraklar, ne yasadışı nüfus, ne iktidar paylaşımı, ne garantörlük, ne mültecilerin geri dönüşü…

Tek konu “yeni kapılar” açılması!

***

Dünkü yazımda sordum: Vatan hainleri cesur olabilir mi?

Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Kıbrıs’a geldiğinde İngiliz Sömürge Vali Yardımcısı’nın sarayının avlusunda Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğine çağrı yaptı:

-Cesur olun, iki devletli çözümü kabul edin!

“İki devletli çözüm”ü pratik olarak kabul etmesi için üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünden vazgeçmesi ve işgal altındaki topraklarından feragat etmesi gerekir.

1956’da Sömürge Valisi Harding EOKA’cılara teslim olun çağrısı yapmıştı…

Rumlar da bir eşeğin üzerine “TESLİM OLUYORUM” diye bir tabela asıp saldılar Elefteria Meydanı’na…

Hakan Fidan’ın sözünü dinleyip “cesur” olacak olan Kıbrıs Cumhuriyeti liderini vatan haini olarak eşeğe ters bindirip salarlar Elefteria Meydanı’na!

Bugün bir Kıbrıs Cumhuriyeti lideri çıkıp “işgal altındaki topraklarımdan feragat ediyorum” diyemeyeceği için Türkiye’nin “Kıbrıs sorunu” diye dayattığı “yeni kapılar açılması” meselesine sarıldı Hristodulidis.

“İki devletli çözüm”ü kabul edemez ama “iki bölgeli çözümsüzlüğü” kabul eder…

***

14-18 Eylül 2009’da 4-5 gün süren Ulusal Konsey toplantısında Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği “Kıbrıs sorunu”nda izleyeceği politikanın ilkesel çerçevesini belirledi.

Lefkoşa Hukuk Fakültesi Dekanı Achilles Emilianides, gazeteci Kostas Venizelos’a verdiği röportajda 1989’dan beridir bu çerçevenin olduğunu belirtir:

-“Kıbrıs Rum tarafının müzakerelerde hedeflediği, 1989’da Ulusal Konsey’in oybirliğiyle sunduğu ve 2009’da teyit edilen önerilerde belirtilen ve kısaca tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve tek vatandaşlık, vatan, halk, kurumlar ve ekonomi birliğinin sağlanması, uluslararası hukukun ve Avrupa ilke ve değerlerinin uygulanması, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü, Türk askerlerinin ve yerleşimcilerin yabancı garantiler veya askerler olmaksızın çekilmesi, temel özgürlüklerin ve hakların yeniden tesis edilmesi ve tek bir Kıbrıs devletinin kurulmasından oluşan anlaşma çerçevesi”…

Bunların hiçbirini bugün Hristodulidis’in ağzından duyamazsınız. Çünkü gündem “yeni gancelliler”in açılması…

Ankara “yeni kapılar” gündemini iki devletli çözümsüzlüğün parçası olarak kullanıyor. Hristodulidis de bu oyunu oynuyor…

-“Ersin Tatar yeni geçiş noktalarının açılması konusunda çabaları durma noktasına getiren önkoşullar koyuyor” dedi Hristodulidis.

Ankara “yeni kapıları görüşmek için” bile “önkoşul” sürüyor…

Önkoşulun önkoşulu!

Papadopulos ve Anastasiadis Mağusa limanının AB kontrolünde ve Ercan limanının BM kontrolünde açılmasını teklif etti. Ankara reddetti…

Bir deniz ve bir hava limanının doğrudan dünyaya açılmasını reddeden Ankara, Haspolat (Mia Milia) kapısının açılmasını neden istesin?

Tatar, Haspolat geçiş kapısı açılırsa ticaret artacak diyor. Peki, Kıbrıs Cumhuriyeti ticaret yapıp işgal rejimini finanse ederek ne elde eder?

-İki devletli çözümsüzlük!

***

Ankara sadece zamana oynuyor. Yeni kapı açılması Ankara’nın gündemi değil. Önkoşulun önkoşulunu tartışarak zaman çalmaktır Ankara’nın politikası.

İki devletli çözümsüzlüğü bu şekilde kabul ettirdi Ankara BM Genel Sekreteri’ne ve Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğine. Bu bir başarıdır!

Onlarca örgütten oluşan “İki Toplumlu Barış İnisiyatifi” yeni kapılar açılsın diye eylem yaptı Kermia’da. Bu “inisiyatif” geçen sene Temmuz’da Türk işgalinin 50’nci yılı vesilesiyle basın toplantısı düzenlemişti. 104 tane örgüt bir araya geldi ama “işgal” kelimesini yazamadılar bildiriye!

Dert edilmesi gereken yeni kapılar değildir. Yeşil Hat’tın duvarlaşmasıdır…

Avrupa Komisyonu’nun İçişleri ve Göçten Sorumlu Üyesi Kıbrıs’a geldi. Masadaki konulardan biri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Schengen Bölgesi’ne girişi…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Schengen üyeliği ciddi bir mesele.

Schengen üyeliği ile Kıbrıs’ın Türk işgali altındaki toprakları Avrupa Birliği’nin resmi güvenlik sorunu olacak.

***

2009’da Ulusal Konsey’in aldığı kararların son maddesi şöyledir:

-“Statükonun yasallaşmasına ya da iki ayrı devlet çözümüne götüren herhangi bir çözüm şekli reddedilir”… 

“Yeni kapıların açılması” için önkoşulun önkoşulunu tartışmak iki devletli çözümsüzlükten başka bir şey değildir.

About the author