Hristodulidis ne kadar toprak bağışlayacak?

Aziz Şah – Bugün 22 Ocak…

Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 2018’de gerçekleşen linçin 7’nci senesi…

1974 işgalinden sonra silah zoruyla evlerinden kovulan Kıbrıslı Rumların yerine Bülent Ecevit’in Türkiye’den taşıdığı yasadışı yerleşimciler Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla linç gerçekleştirdi…

20 Ocak’ta Ersin Tatar BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın gözetiminde Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile görüştü.

Görüşmede Hristodulidis 8 maddelik bir paket koydu masaya. Masaya koyacak hiçbir şeyi olmayan, sadece alacağı olan Tatar ise şöyle dedi:

-“Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının güneye geçememeleri kabul edilemez. Onların da kapılardan geçmesi gereklidir. Bu konuyu BM huzurunda tekrar ifade ettim ve Sayın Stewart’tan bu meseleyi BM Genel Sekreteri Gutteres’e aktarmasını rica ettim”…

50 senedir BM müzakerelerinin amacı budur: 1974’ten beridir Türkiye’nin toprak ve nüfus üzerinde işlediği savaş suçlarını yasallaştırmak.

***

22 Ocak 2018’de Erdoğan’ın emri ile Avrupa-Afrika gazetesinin binasını yerle bir eden, Kıbrıslı gazetecileri, aydınları, yazarları öldürmeye çalışan Türkiyeli yerleşimcilerin neden Kıbrıs’ın güneyine geçemediğini sordu Tatar.

Seçim dönemlerinin değişmez iki gündemi vardır:

-Türkiyeli yasadışı yerleşimciler neden güneye geçemez?

-Federal çözümle Türkiyeli yerleşimciler AB vatandaşı olacak!

“Çözüm” dedikleri Türkiye’nin toprak ve nüfus üzerinde işlediği savaş suçlarının yasallaştırılması!

***

Türk ordusunun evlerinden kovduğu Kıbrıslı Rumlar güneye sığındı. 50 senedir mülteci olarak yaşarlar kendi vatanlarında…

Kıbrıs’ın güneyinde üç kişiden biri mültecidir. Kıbrıslı Türk toplumunun ise yarısından fazlası güney göçmenidir.

BM müzakerelerinde güney göçmeni Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rum mültecilerin adı geçmez…

Türkiye’nin savaş suçu olarak taşıdığı yerleşimcilerin “yasallaştırılması” ise masadadır.

Tatar ve Hristodulidis sözde yeni açılacak kapıları konuşmak için görüştüler.

Hristodulidis Piroi-Athienou, Mia Milia, Kokkina ve Louroujina’da kapılar açılmasını önerdi.

Tatar ise “Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarına güneye geçişlerde ayrımcılık yapılması kabul edilemez. Konuyu Birleşmiş Milletler’e taşıdım” dedi…

Çünkü 50 senedir Kıbrıs’ta müzakereler Kıbrıslılarla ilgili değildir. İşgalin oldubittilerinin yasallaştırılması ile ilgilidir…

Kıbrıs’ta 50 senedir “toplumlar arası görüşmeler” yapılmamaktadır.

Kıbrıs’ta 50 senedir “iki toplumun lideri” görüşmemektedir.

1968’den 1974’e kadar yapıldı Kıbrıs’ta toplumlar arası görüşmeler.

1968-1974 arasında Denktaş-Klerides ve Yunanistan temsilcisi Dekleris ile Türkiye temsilcisi Prof. Orhan Aldıkaçtı arasında yapılan müzakerelerde “Kıbrıs sorunu” çözüldü!

1968’de Beyrut’ta Denktaş ile Klerides arasında başlayan toplumlar arası görüşmeler Denktaş’ın Makarios’un “13 Madde”sini kabul etmesi ile tamamlandı.

Ağustos 1974’te başlayan müzakereler ise “toplumlar arası” değildir. İşgalci devlet ile işgal edilen arasındadır.

1974’te Türk ordusu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal etti. İşgalden sonra toplumlar arası müzakereler bitti.

50 senedir müzakereler Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne işgalin oldubittilerini dayatma sürecidir.

İşte bu yüzden 50 senedir her masa kurulduğunda Kıbrıslılar kaybetti…

İşgalci ile işgal altındaki arasında “toprak pazarlığı” yapılamaz. Savaş suçlarının % kaçını yasallaştıracağınızın pazarlığına başladığınızda kaybedersiniz.

Tatar soruyor Hristodulidis’e:

-Yasadışı Türkiyeli yerleşimciler neden güneye geçemiyor?

Savaş suçlarını yasallaştırmayı pazarlık konusu yapmanın bedelidir bu. Pazarlığa bir kere başladığınızda borçlu çıkarsınız…

Hristodulidis 4 kapı daha açalım diyor, Tatar ise Türkiyeli yerleşimciler de geçsin kapılardan diyor.

Savaş suçunun pazarlığı olmaz, yasallaştırılması olmaz, zaman aşımı olmaz. Sadece yargılaması olur…

Kıbrıs Cumhuriyeti neden bu savaş suçlarını Uluslararası Adalet Divanı’na taşımıyor?

-Müzakerelerdeki “olumlu hava”yı baltalamamak için mi?

Müzakere masasındaki “olumlu hava” Türkiye’nin hiçbir şey vermeyip sadece almasıdır. Aldığı sürece hava olumludur!

***

Yaser Arafat Clinton’a şöyle demişti:

-“İsrail ile görüşmelerin ilerlediğini söylüyorsunuz. Ama onlar işgalcidir. Cömert oldukları söylenemez, çünkü kendi ceplerinden değil bizim topraklarımızdan veriyorlar. İstediğimiz Filistin’in sadece %22’sidir sayın başkan!”

Arafat Filistin’in %78’ini İsrail’e bağışladı. Ama İsrail’e yetmedi bu…

Hristodulidis ne kadar bağışlayacak?

İşgalci kapı pazarlığı değil, toprak pazarlığı yapar!

About the author