Kıbrıs Cumhuriyeti insan kaçakçılığının da tek çözümüdür!

Aziz Şah – Kıbrıs Cumhuriyeti kontrolündeki bölgede Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ndeydik Cuma günü. Tüm etnik kökenlerden Kıbrıslı yurttaşlar olarak oluşturduğumuz Kıbrıs’ın Özgürlüğü için Pankıbrıslı Seferberliği’nin 1 Ekim’de tutuklanan üyelerinin davasında…

Pankıbrıslı Özgürlük Hareketi olarak 1 Ekim’de geçit töreni sırasında Hristodulidis’in konuşacağı kürsünün karşısında pankart açmaya karar verdik.

-Kıbrıs Cumhuriyeti tek çözümdür ve Apartheid çözüm değildir, diye…

Bağımsızlık gününde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunduğu için tutuklandı ve yargılanıyor Oz Karahan ve Yorgos Tattis.

Tezatlık, çelişki, ironi, trajedi bir arada!

Oz ve Tattis’in davasının görüldüğü odanın karşısındaki salonda da Bodamya-Lurucina’dan insan kaçakçılığı yapan KKTC-Pakistan hattındaki sınıraşan organize suç örgütünün davası vardı.

Cumhuriyet’i savunanlar ile Cumhuriyet’e saldıranlar karşılıklı odalarda yargılanıyor.

Cumhuriyetçiler ile insan kaçakçıları aynı yargının karşısında…

Cumhuriyetçiler “Kıbrıs Cumhuriyeti tek çözümdür” ve “Apartheid çözüm değildir” dedikleri için yargılanıyor.

İnsan kaçakçıları ise cinayete teşebbüs, ağır bir suç işlemek için komplo kurma ve Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarına yasadışı giriş, transit geçiş ve kalışa yardım ve yataklık etme suçlarından yargılanıyor.

Cumhuriyetçiler kimseyi öldürmedi, insan kaçakçılarının ise sırtında ceset var…

Tezatlık, çelişki, ironi, trajedi bir arada!

Oz ile Tattis’in davasını izleyen muhabirler karşı salona geçip Pakistanlı bir genci ölüme terk eden insan kaçakçılarının davasını izledi…

Toprak gaspçılarının davalarını izleyen muhabirler, şimdi de insan kaçakçılarını bekliyor mahkeme avlusunda:

-Kıbrıs’ta gazetecilerin ömrü işgalin suçlarını yazmakla mı geçecek?

***

“Polis bir mülteciyi vurdu” diye gündeme oturdu Pakistan’dan Bodamya-Lurucina’ya uzanan insan kaçakçılığı şebekesi…

6 Ocak’tan beridir gündemde olan olaylar şöyle gelişti: Kıbrıs’ın işgal bölgesinden yapılan kaçakçılığa karşı Cumhuriyet polisi devriyeleri sıklaştırdı.

Kıbrıs’ın işgal bölgesinden göçmenleri tampon bölgeye getiren Pakistanlılar ve Kıbrıslı Türkler ile tampon bölgeden teslim alarak özgür bölgeye iki ayrı araçla taşıyacak olan İranlı-Kamerunlu çete üyeleri Kıbrıs Cumhuriyeti polisi ile yüzyüze geldi…

Tampon bölgede araçlar vızır vızır!

Tabii ki polisin dur ihtarına uymadılar.

Cuma günkü duruşmada müfettiş, polis mensuplarının önce havaya bir el, iki aracın lastiklerine de üç el ateş ettiğini açıkladı.

Yani dört kurşun sıktı polis…

İranlı’nın aracında iki mermi deliği var: Biri arka lastiğin üzerinden girip sürücü koltuğunun altında durdu, diğeri ise sürücü kapısına sıkıştı.

Pakistanlı göçmen Kamerunlunun aracında vuruldu. Cuma günkü duruşmada polis 5’inci bir kurşundan bahsetti. Kimin sıktığı belli değil…

Bir de 6’ncı kurşun var. Girne Limanı’ndan Türkiye’ye kaçmaya çalışırken aracının sağ arka kısmındaki mermi izinden dolayı yakalanan, Bodamya-Lurucina’daki insan kaçakçılığı ile ilgisini kabul eden Mehmet Ali Uluçay kuzeyde yargılanıp serbest kaldı…

Bir karışıklık var. Polis dört el sıktı diyor, ortada en az 6 kurşun var…

Üç Kıbrıslı Türk ve “Ali” isminde Pakistanlı çete üyesini arıyor polis…

Ölen 24 yaşındaki Pakistanlı Khan Shoaib’le birlikte araçlarda dört göçmenin daha olduğu cuma günkü duruşmada dile getirildi.

500’er Euro’dan 2500 Euro para için mi her şey?

***

Cumhuriyetçiler ile insan kaçakçıları Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesinde karşılıklı salonlarda yargılanıyor: Cumhuriyet’i savunmaktan ve Cumhuriyet’e saldırmaktan…

Kıbrıs Cumhuriyeti kendini nasıl savunacak işgal bölgesinden gelen bu tür saldırılardan?

27.5 milyon Euro kamera sistemi döşüyor Yeşil Hat’ta. Sistemin idaresi için Milli Muhafızlar’da bir merkez oluşturuldu. İşgalin yarattığı sorunlar yüzünden Cumhuriyet’in kaynakları bunlara akıyor. Peki, çözüm mü bu?

Pankıbrıslı Özgürlük Hareketi olarak 1 Ekim’de Cumhuriyet’in bağımsızlık gününde “Kıbrıs Cumhuriyeti tek çözümdür” ve bölgelere dayalı “Apartheid çözüm değildir” derken bunu anlatıyorduk…

İşgal bir kanserdir, ne duvarla ne kamerayla ne dikenli telle durdurulur!

Kaçakçıların göçmenlerden aldığı 500 Euro’ya karşı 27.5 Milyon Euro kamera ve açık çek harcama yapacak olan askeri bir merkez…

Daha çok militarizasyon ve mali esaret!

Lurucina’ya kapı açılması hayal edilirken duvar örülmesi masada…

İşgalden arınmış toprak bütünlüğünü sağlamış merkezi güçlü üniter bir Kıbrıs Cumhuriyeti dışında çözüm yoktur.

About the author