Ne Filistin’de ne Kıbrıs’ta!

Aziz Şah – Kıbrıs 50 senedir Filistin ise 76 senedir nasıl işgal altında tutulur?

-Toprağın gasp edilmesi, yerli halkın bertaraf edilmesi ve işgalciye verilen uluslararası destekle.

Hiçbir işgalci işgal ettiği toprağı tek başına elinde tutamaz.

Toprağı işgal ettiniz, yerli halkı asimilasyon, sürgün ve imha politikalarıyla elimine ettiniz. Bu etnik temizliği bir “anlaşma” ile taçlandırmak zorundasınız…

Soykırım için size silah verenler, anlaşmayı hazırlayıp imzalamanız için kalem verir.

Bu “kalem” ile yazılmış anlaşmalar Kıbrıs ve Filistin’de çok denendi. Başarısız oldu ve başarısız olmaya mahkumdur…

İşgal edilmiş Filistin’de Oslo Anlaşması, Sina Planı ve Yüzyılın Anlaşması son örneklerdir.

İşgal edilmiş Kıbrıs’ta ise Annan Planı ve Crans Montana’da Guterres Çerçevesi son 20 yılın iki tabusudur.

Filistin ve Kıbrıs için hazırlanan bu anlaşmaların ortak özellikleri kabaca şunlardır:

-Silah zoruyla evinden kovulan mülteciler topraklarından feragat edecek. Toprağından edilen mültecilerin hak kayıplarından dolayı AİHM’e başvuruları engellenecek.

-Devlet olmayan uluslararası bir protektora kurulacak.

-AB hukukunun temelini oluşturan “AB Temel Haklar Şartı” Kıbrıs’ta şart olmayacak. Çünkü muktesebat AB vatandaşları arasında “etnik ayrımclığı” yasaklar. Kıbrıs’a dayatılan anlaşmalarda ise Kıbrıslılar arasında etnik ayrımcılık yapılır. İşte bu yüzden ırkçı apartheidin yasallaşmasıdır bu anlaşmalar. Hem Filistin’de hem Kıbrıs’ta dayatılan bu tür anlaşmalar BM’nin kendi Sözleşmeleri’ne aykırıdır.

-Anlaşmanın uygulanması için bir süre şartı olacak: Örneğin bu süreler Oslo Anlaşması’nda 5 yıl, Annan Planı’nda 19 yıl ya da “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımına kadar”, Crans Montana’da 15 yıl, Yüzyılın Anlaşması’nda 4 yıldı.

Alay eder gibi…

Oslo Anlaşması’ndan 5 yıl geçtikten sonra İsrail anlaşmayı yırttı. Türkiye mi uyacak imzaladığı anlaşmaya?

Bu tür anlaşmalar bugüne kadar hep reddedildi, bundan sonra da reddedilecek.

Bu anlaşmaları masaya koyanlar da bunların reddedileceğini bilir ya da reddedilmesini ister.

***

Dr. Küçük 1957 Ekim’inde yayınladı 1974’te Türkiye’nin işgal edeceği Kıbrıs’ın haritasını “The Cyprus Question: A Permanent Solution” broşüründe. Daha TMT yok ortada, 27-28 Ocak 1958 provokasyonu yaşanmamış…

Donald Trump ABD’nin “Filistin sorunu” için en eski çözümünü gündeme getirdi: Filistinlilerin Mısır ve Ürdün’e veyahut Endonezya ve Arnavutluk’a taşınmalarını önerdi.

Sina Planı 1953’ten beridir Washington’un “Filistin sorunu”na çözüm planıdır. Dr. Küçük’ün 1957’de yayınladığı “bölünmüş Kıbrıs haritası” gibi.

Trump “düzen karşıtı” gösterildi, aksine “düzenin özü”dür.

Filistinli tarihçi Abdulkadir Yasin,

-“Filistinlileri yerinden etme planları ilk değil ve son da olmayacak. İster Filistin direniş hareketlerinden ister Arap halklarından gelsin, bu projelere yönelik gayri resmi retler artacak” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli tarihçi Abdulkadir Yasin’e göre, 1953 yılında Washington tarafından desteklenen “Filistinlilerin Mısır’ın Sina Çölü’ne göç ettirilmesi”ni içeren Sina Planı uygulamaya kondu.

Daha sonra ABD, Filistinlilerin sürgün edilmesini Baas Partisi’nin Suriye’nin kuzeyini Kürtlerden arındırmak için El Cezire Vilayeti’ndeki “Arap kemeri”ne bağladı.

Kennedy yönetiminde yapılan “Johnson Planı”yla Kürtlerin yerine Filistinlilerin yerleştirilmesi önerildi. Suriye reddetti…

Şimdilerde emperyalist merkezler tarafından yoğun bir şekilde “Kürt-İsrail ittifakı” pazarlanıyor. Daha önce de Kürtlere karşı Baas’la ittifak yapmak istedi İsrail…

Temmuz 1967’de İsrailli siyasetçi ve subay Yigal Allon, aynı Trump gibi, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır’a sürülmesini amaçlayan bir plan sundu.

Sabra ve Şatilla kasabı Ariel Şaron, 1970 yılında Gazze’yi Sina’ya sürme planı yaptı. O dönem Sina İsrail işgali altındaydı, buna rağmen başarılı olamadı…

İsrailli komutan Giora Eiland 2000’de ve Kudüs İbrani Üniversitesi’nin eski Rektörü Yehoshua Ben-Arieh 2004’te Filistinlilerin Sina’ya deport edilmesi için plan yaptı. 2013’te de ABD Başkanı Obama…

Filistin için aynı plan bu kadar tekrar ettiğine göre Kıbrıs için de yeniden Annan Planı mı gelecek?

Söyleyeyim şimdiden: Mültecilerin topraklarından feragat ettiği hiçbir anlaşma kabul edilmez.

Ne Filistin’de ne Kıbrıs’ta…

About the author