
Aziz Şah – Kıbrıslı Rum mültecilerin silah zoruyla gasp edilmiş topraklarının üzerine yerleşim birimleri inşa ederek sahte tapularla satan Türk müteahhit Simon Aykut’un duruşması vardı gene dün.
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde inşaat şirketleri ve müteahhitler sistematik iki suç işler: Kıbrıslı Rumların insan haklarını gasp eder ve işgal edilmiş toprağa yerleşim birimleri inşa ederek Cenevre Konvansiyonu’na göre savaş suçu işler. Bu iki suçun yanında üçüncü suç ise kara para aklamaktır. Bu yerleşim birimlerinin büyük çoğunluğu kaynağı belirsiz suç gelirleri ile inşa edilmiştir.
***
Gelelim şimdi dünkü duruşmaya…
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis “6 Şubat Perşembe’ye kadar Simon Aykut’un davasını kapat” diye tehdit edildiği için çok yoğun güvenlik önlemi vardı.
Çarşamba günü de Hristodulidis’e tehdit mesajından dolayı bir kişiye “Tehdit, Ağır Suç İşlemek İçin Komplo Kurma ve Adli İşlemlere Müdahale” suçlarından tutuklama emri çıkarıldı.
Dünkü duruşmada Aykut’un avukatları gene bir kez daha erteleme talep etti. Bir yandan Aykut’un kanser olduğunu iddia ediyorlar, diğer yandan yargıyı durdurmak istiyorlar.
Neden, peki?
Aykut’un avukatları en başından beri bir strateji uyguluyor.
Nedir bu strateji?
Önce “Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesinin işgal bölgesinde yargı yetkisi yok”, sonra da “mahkeme adil değil” dediler…
Bunu yaparken de mahkeme sürecini sürekli erteleterek anlamsızca uzattılar!
Dünkü duruşmada itham yapıldı 8’inci ayda.
İtham yapılmasını da gene 40 gün ertelemek istediler…
Savcı bir saat buyunca 242 suçlamayı Aykut’a okudu. Gasp edilen her bir mülk için 4 ayrı suçlama getirildi.
En sonunda da Aykut’un istediği oldu ama: Duruşma 40 günden fazla ertelendi.
Bu strateji ile ne hedefliyor Aykut?
-AİHM’de Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhinde dava açarak Kıbrıs’taki davayı kapattırmak!
Ta başından beridir sorguladım: Avukatlar neden durmadan erteleme talep ediyor?
-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinden AİHM’e gitmek için!
***
Aykut’un avukatlığını önce ceza davalarına bakan Maria Neophytou üstlendi. Sonra da yanına Nikoletta Charalambidou’yu aldı. Charalambidou’nun özelliği başta AİHM olmak üzere Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı her platformda dava açmak. “KISA” isimli sivil toplum örgütünün Yönetim Kurulu üyesidir. Bu örgüt Kıbrıs’taki bütün “yasa dışı nüfus”un “Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı hakkı”nı savunur. Annan Planı döneminde “Hukuk Teknik Komitesi”ndeydi, Anastasiadis döneminde de “federal hukuk grubu”nun koordinatörüydü. Mahkemede ısrarla “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal bölgesinde yargı yetkisi olmadığı”nı savundu…
Mahkeme bu konuda tarihi bir karar aldı 8 Kasım 2024’te. Buna rağmen dün yeniden Aykut’un avukatları “Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesinin yargı yetkisini sorguladıkları”nı söylediler.
Dünkü duruşmada ithamdan önce “40 gün erteleme” talebini AİHM’e başvurmak için istediklerini de açıkça söylediler.
Aylarca Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesine “yargı yetkin yok” ve “mahkeme adil değil” diye itiraz ettiler. Aralık ayında “yargının durdurulması”nı talep ettiler. İşte bunun için…
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesi “Adil yargılanma hakkı”dır. Bu maddeye göre “bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından dava makul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve açık olarak görülür”…
Aykut’un avukatları “mahkemenin yargı yetkisi olmadığını ve adil olmadığını” savunuyor. Ertelene ertelene itham 8’inci ayda okundu!
Ayrıca Aykut’un bir de kanser olduğu iddiası var. Kıbrıs Cumhuriyeti Aykut’u yeniden check up’a soktu. Savcı kanser olmadığını açıkladı. Ama bugün mahkemede İngiliz ve Kıbrıslı doktorlar ifade verecek.
***
Gasp edilmiş Kıbrıslı Rum arazilerine 10.000 civarında konut inşa eden AFİK şirketinin patronu bütün suçlamaları reddetti…
Şu üç soru ise cevap bekliyor:
-Tanrı tarafından mı vadedildi Stroggylou, Gastria, Akanthou, Trikomo ve Agios Ambrosios?
-Kıbrıs’ın işgal bölgesinde Türk ordusunun izin vermediği kimse çivi çakamaz. Türkiye’nin işgali altındaki arazilere inşaat yapması için kendisini 2004’te Kıbrıs’a kim gönderdi?
-Kıbrıslı Türk avukatların “arazileri gasp edilen Kıbrıslı Rumlara tazminatını öde, başın belaya girecek” uyarılarını neden dinlemedi?