
Aziz Şah – Ersin Tatar “AB içinde iki devletli çözüm istiyorum” diye tutturdu.
-Nerden çıktı bu?
Hakan Fidan “AB içinde iki devletli çözüm” demiyor. Sadece “iki devletli çözüm” diyor…
İkisi arasındaki fark nedir?
Kıbrıs’ta bir gün “iki devletli çözüm” olursa ya da gevşek bir federasyon veya konfederasyon olursa…
Olacak olan tam olarak şudur:
-“Kıbrıs Türk Devleti” referandum ile Türkiye’ye bağlanacak!
Tatar tutturmuş “AB içinde iki devletli çözüm” diye…
Peki, bunun için Hakan Fidan’dan izin aldı mı?
Geçmişten bugüne Kemalistler ve İslamcılar, “Kıbrıslı Türklerin Türkiye’den önce AB’ye girmesi kabul edilemez” dediler hep!
Bu fikrin en ateşli savunucuları Denktaş’ın danışmanları Mümtaz Soysal ve Erol Manisalı’ydı. Sonra da bunu Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut savundu:
-“Kıbrıs adasına Avrupa Birliği Bayrağı çekip Schengen vizesi ile mi gideceğiz Kıbrıs’a?” demişti!
“AB içinde iki devletli çözüm” olursa Türkiyeliler vize alabilirse gelecek…
Türkiye, kendisinin üye olmadığı Avrupa Birliği’ne Kıbrıslı Türklerin devlet olarak üye olmasını istemez. İşte bu yüzden 1995’te Gümrük Birliği Anlaşması’nı imzalarken Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tüm adayı temsilen Avrupa Birliği’ne girmesine onay verdi.
Garanti Anlaşması’na göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin üye olmadığı bir birliğe Kıbrıs üye olamazdı. Kıbrıs’ın AB’ye üye olması için Ankara ile Brüksel arasında özel bir anlaşma imzalandı.
Ankara Kıbrıslı Rumların adayı AB’de tek başlarına temsil etmesini 30 sene önce kabul etti. Kıbrıslı Türklerin dışarıda kalması için tezgâh kurdu…
Tatar tutturmuş “AB içinde iki devletli çözüm” diye…
Hakan Fidan ne der bu işe?
Ankara “AB içinde bir Kıbrıs Türk Devleti”ni kabul etmez.
Ankara’nın “iki devlet politikası” günü geldiğinde Kıbrıs’ın yarısını ilhak etmek içindir.
***
Biraz muziplik yapalım…
Kıbrıs Cumhuriyeti işgal altındaki topraklarından feragat etti.
Avrupa Birliği “iki devletli çözüm”ü kabul ederek KKTC’yi tanıdı…
KKTC de “AB muktesebatı”nı hemen tamamladı. Akşamdan sabaha üye oldu!
AB Temel Haklar Şartı ve Muktesebatı KKTC’ye uyduruldu…
Geçici 10. Madde de kaldırıldı!
50 senedir kendine ait bir bütçesi olmayan KKTC normal bir devlet olarak AB’ye girdi…
50.000 Türk askeri geri döndü. Kıbrıs Türk Mücahidi’nin ordusu GKK kaldı sadece…
Başka?
KKTC AB’ye girince, “Yeşil Hat” da ortadan kalktı. Yani kuzey ile güney arasında hiçbir “sınır” yok!
AB kriterlerine uymayan kaçak statüdeki yabancı nüfus da ülkelerine geri gönderildi. Tatar’a göre bunların hepsi bir gecelik iştir…
Kumarhaneler, bet mafyası, sahte diploma dağıtan üniversiteler, kaçakçılık merkezi Mağusa ve Ercan limanları ile insan kaçakçılığı ve kara para şebekelerinin omurgasını oluşturan Nijerya-Pakistan-Türk mafyasının kardeşlik bağlarıyla bütünleşmiş olan KKTC Avrupa Birliği’ne üye oldu.
Başka?
Zorlu Töre, Tahsin Ertuğruloğlu, Oğuzhan Hasipoğlu, Erhan Arıklı, Bertan Zaroğlu ve Ferdi Sabit Soyer’i Avrupa Parlamentosu’na KKTC milletvekili olarak gönderdik…
Arıklı ile Fidias Brüksel’de beraber video çekmeye başladılar…
Sonra da Elon Musk ile tanıştırdı Fidias hepsini!
***
AB içinde iki devletli çözüm budur…
Olmaz mı?
Uluslararası hukuk, insan hakları, AB muktesebatı ve Temel Haklar Şartı KKTC’ye uyduruldu!
Tatar şöyle diyor:
-“AB çatısı altında iki devlet olarak KKTC de yer alabilir. İsterlerse bir gecede hallederler. Kendilerini rahatsız edecek bir şey yok”…
KKTC ayrı devlet olarak bir gecede AB’ye girdi…
KKTC Avrupa Birliği’ne girdiği zaman Polis Genel Müdürlüğü’nün kullandığı çalıntı araçlar Brüksel’i rahatsız eder mi?
Mağusa limanına gelen milyonlarca Sterlin kara para ve inşaat şirketlerinin “yabancı işçi” olarak insan ticareti yapması Brüksel’i rahatsız eder mi?
Çalıntı toprağın üstünde kurulan KKTC’yi tanıyan AB, insan kaçakçılarını, kara paracıları, bilcümle mafya gruplarını da bağrına basar!
Bırakın Brüksel çeksin gaileyi…