Başsavcı: Kıbrıs meselesi, uluslararası hukuk için mihenk taşı

Cumhuriyet Başsavcısı George Savvides, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana gerçek anlamda uluslararası bir hukuk davası çalışması olduğunu belirtti.

Kıbrıs Barosu tarafından cuma günü düzenlenen ve “Kıbrıs ve Uluslararası Hukuk İçin Zorluklar: Profesör Sir Malcolm Evans ile Bir Sohbet” başlıklı konuşması, Cumhuriyet Başsavcısı Yardımcısı Mary-Ann Stavrinides tarafından Savvides adına yapılan Savvides, 1974’teki Türk işgali ve egemen toprakların üçte birinden fazlasında devam eden işgalin, uluslararası hukukun daha uzun bir ciddi sorunlar listesini devreye soktuğunu, örneğin yasadışı güç kullanımı ve yasadışı askeri işgal, işgalci güç tarafından gerçekleştirilen kitlesel ve devam eden insan hakları ihlâlleri ve uluslararası ceza hukuku ve uluslararası insancıl hukuk kurallarını örnek gösterdi.

George Savvides, Kıbrıs davasının uluslararası hukuk uzmanları ve uygulayıcıları tarafından kapsamlı bir çalışmanın konusu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul düzeyinde, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Birliği Adalet Divanı gibi diğer uluslararası organlar ve mahkemeler nezdinde konu olduğunu ifade etti.

Savvides, 1974’ten beri Kıbrıs’ın kuzeyinde devam eden Türk askeri işgalinin uluslararası hukukun uzun süredir devam eden bir ihlalini oluşturduğunu vurguladı. “Bu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün uzun süredir devam eden ihlalidir; ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararlarının uzun süredir devam eden ihlalidir, uluslararası insan hakları hukukunun uzun süredir devam eden ihlalidir ve liste uzayıp gidiyor” dedi.

Savvides, Cumhuriyet Hukuk Dairesi’nin tüm bu yıllar boyunca hükûmete bu ihlalleri uluslararası örgütler çerçevesinde ifşa etmesinde yardımcı olduğunu, Türkiye’yi devam eden kitlesel insan hakları ihlallerinden sorumlu tutmayı amaçlayan uluslararası mahkemeler önünde Kıbrıs’ın hukuki mücadelelerine öncülük ettiğini anlattı.

Türkiye’ye karşı Kıbrıs’ın açtığı dördüncü devletlerarası davada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına dikkat çeken George Savvides, bu kararların, Türk işgali ve devam eden işgali sonucunda ortaya çıkan insan hakları ihlallerini ele aldığını ve özellikle kayıp kişiler, mahsur kalan Rumlar ve yerinden edilmiş kişilerin mülkiyet haklarıyla ilgili olduğunu söyledi.

“Mahkemenin dördüncü devletlerarası davadaki adil tazmin kararının, Mahkeme tarihinde türünün ilk örneği olduğunu kendimize hatırlatmamız önemlidir” diyen Başsavcı, tavsiyesi ve rehberliğinin talep edildiği Kıbrıs sorununun hukuki etkileriyle ilgili tüm konularda Cumhurbaşkanı’na ve Hükümete hukuki destek sağlamaya özel önem verdiğini bildirdi.

Savvides, son örnekler olarak Türkiye ve ona bağlı yerel “idarenin” işgal altındaki Varoşa’nın çevresini açmak için yaptığı girişimler ve işgal bölgelerinde bulunan taşınmaz mallarla ilgili dolandırıcılık işlemlerine ilişkin Ceza Kanunu kapsamındaki suçlardan dolayı Ağır Ceza Mahkemeleri’nde açılan cezai kovuşturmalar hakkında hükümete danışmanlık yapmasını gösterdi ve şöyle devam etti:

“Acı hayal kırıklıklarına rağmen, Kıbrıs her zaman hukukun gücüne inanmıştır ve uluslararası hukuk kurallarının hem Kıbrıs Cumhuriyeti’nin topraklarında, hava sahasında ve denizinde egemenliğine ve egemen haklarına hem de vatandaşlarının haklarına karşı Türk eylemlerine karşı mücadele etmek için güçlü bir araç oluşturduğu temel öncülüne dayanarak yolunu çizdi.”

Profesöre hitap eden Başsavcı, “Siz, Profesör Evans, Temmuz 2024’te Kıbrıs Barosu tarafından Türk işgalinin 50. yılını anmak için düzenlenen konferansta yaptığınız açılış konuşmasında basit ve açık bir şekilde belirttiğiniz gibi, uluslararası hukuk önemlidir. Uluslararası hukuk, uzun süredir devam eden ihlallerin bile unutulmamasını veya affedilmemesini sağlamak için vardır. Uluslararası hukuk, uluslararası hukuk düzeninin ihlallerinin devam eden yasadışılığı konusunda net bir fikir sunmuştur” şeklinde konuştu.

Savvides, bugün hiç kimsenin uluslararası hukukun artık önemsiz bir şey olarak görülemeyeceğini söyleyemeyeceğini kaydetti; herkesin Uluslararası Adalet Divanı’nın son birkaç yılda buna karşı kesin bir duruş sergilediğini görebildiğine, ICJ’nin Chagos Takımadaları ve İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki İsrail’in Politikaları ve Uygulamaları hakkındaki Danışma Görüşlerinden, geçici tedbirlerin uygulanmasıyla ilgili son tartışmalı davalara kadar devletlerin, ne kadar güçlü olursa olsun, artık uluslararası hukuk uyarınca sorumlu tutulduğuna, bu nedenle uluslararası toplum tarafından yasaya uymaları için baskı altına alındığına dikkat çekti.

AİHM’nin Kıbrıs – Türkiye Âdil Tazmin davasını hatırlatan Başsavcı Savvides, Mahkemenin uzun süredir devam eden kitlesel ihlaller için yeni bir yol açtığını belirtti.

George Savvides, “Ortak ancak ayrı mutabık görüşlerinin açılış cümlesinde Yargıçlar Pinto de Albuquerque ve Vučinić, Kıbrıs – Türkiye âdil tazmin davasının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarihinde Avrupa’da barışa en önemli katkı olduğunu belirttiler” dedi. (KHA)

About the author