CTP’nin yasasını AKP uyguluyor: Türk gazeteciler “Özel Hayatın Gizliliği”nden yargılanıyor

Aziz Şah – İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 27 Ocak’ta “Turpun Büyüğü” adlı basın toplantısında belediyeyle ilgili soruşturmalarda görev alan bilirkişinin adını verdi. Halk TV’den gazeteciler de bilirkişiyi aradı ve konuştu. Aralarında geçen konuşmanın ses kaydını da yayınladı…

Sonra da gazetecilik yaptıkları için tutuklandılar!

Hazırlanan iddianamede Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz’a “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, yargı görevini yapanı etkileme, kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması” suçlamasıyla 6 yıldan 14 yıla; soruşturma kapsamında tutuklanan Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Seda Selek ve Serhan Asker hakkında, “Kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması, yargı görevini yapanı etkileme” suçlamasıyla 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

Hangi yasadan yargılanıyor bu gazeteciler?

-Tufan Erhürman Yasası!

Yani Özel Hayatın Gizliliği Yasası…

Ya da diğer adıyla “Mehmet Ali Talat Yasası”: Çünkü 2009 yılında Talat, Zerren Mungan ve Hasan Erçakıca arasında geçen bir konuşmanın ses kaydı deşifre olmuştu. Bu 3 CTP’li, sendikaları nasıl bitireceklerini ve AKP’yi seçime müdahaleye nasıl davet ettiklerini konuşuyorlardı aralarında…

Mehmet Ali Talat, Erdoğan’ı seçimlere müdahale edip CTP’yi kazandırmaya çağırdığını söylüyordu:

-“Ben zaten onlara söyledim… Yardım edin CTP’ye de kazansın… Çeşitli yollardan mesela, kriz nedeni ile paket yapın. Ben bunu da söyledim Erdoğan’a”…

Sendikaları bitirme planlarını ise şöyle anlatıyordu bu üç kafadar:

Talat: “Görünen odur ki Türkiye ile beraber ciddi tedbir alacağız. Bizim ciddi sıkıntımız burada sendikalar olacak”…

Erçakıca: “Bir ay grev yaparlarsa, bir aylık maaş ne kadardır Zeren? Kasalarındaki grev fonlarından ödesinler bakayım!”

Mungan: “Bir aylık maaş 80 milyon”…

***

AKP 2010 yılında Türk Ceza Kanunu’nun 134. Maddesi’nde yaptığı düzenlemeyle bizim Özel Hayatın Gizliliği olarak bildiğimiz yasayı yaptı.

Tufan Erhürman da, Ankara’da yapılan sansür yasasını kendi çocuğu gibi sahiplendi.

Kamu yararına bir ses kaydı ya da video yayınlayan gazeteciliğe 6 yıla kadar hapislik öngören Özel Hayatın Gizliliği Yasası’nı yapan “milletvekillerinden” Doğuş Derya şöyle demişti:

-“Hiç mütevazı olmayacağım bu yasayı CTP milletvekilleri yapmıştır. Bu bizim tarihsel misyonumuzdur”…

Biliyoruz, CTP’nin misyonunun tam olarak sömürgeciye itaat ve biat olduğunu…

CTP bu yasayı geçirmek için emir mi aldı, yoksa gönüllü mü yaptı? Sömürgede zor ile rıza birbirine karışır. Sömürgecisine kendini ispat için kendine vazife çıkarır sömürge tebaaları…

Bu bir statüdür: Sömürgecisi lep demeden onlar leplebiyi anlayan tebaalardır!

Bu yasadan dolayı Serdinç Maypa, Yeni Bakış gazetesinin üç çalışanı ve gazeteci Hasan Çağda tutuklandı, mahkemelik oldu, gözaltına alındı…

Absürt film gibi: Fotoğrafçı Hasan Çağda, sokakta fotoğraf çektiği için tutuklanmıştı “Özel Hayatın Gizliliği”nden…

Serdinç Maypa ise yayınladığı belgelerden dolayı tutuklandı…

Kimlik dairesinde bir memurun “Ankara’nın talimatı var, 50.000 kişi vatandaş yapılacak” dediği ses kaydını yayınlayan Yeni Bakış gazetesi çalışanlarına CTP’nin yaptığı bu yasadan dava açıldığında Tufan Erhürman mecliste şöyle demişti:

-“6 yıla kadar hapisle cezalandırılacak kişi gazeteci değil ona kaydı ulaştıran kişidir. İfşa edilmiş bilgiyi yayınlayan gazeteciye hafif suç kapsamında 2 yıla kadar hapis ve para cezası verilmesini öngördük… Gazeteci kamu yararına bir şey görüp servis ederse bu suçtur ama en asgari (2 yıl) ceza verilecektir”…

Türkiye’de Barış Pehlivan, Kürşat Oğuz, Suat Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker, Doğuş Derya’nın “Hiç mütevazı olmayacağım bu yasayı CTP milletvekilleri yapmıştır” dediği yasadan yargılanıyor.

13 Şubat 2011’de Mehmet Ali Talat şöyle demişti:

-“UBP için Türkiye’den gelen bir talimatı uygulamak normal bir şeydir. Aynı şey CTP’ye yaptırılsa, CTP bunu hiçbir zaman ‘Türkiye dayattı’ demez, diyemez çünkü kimyasına uygun değildir. O yüzden yapmak zorunda kalırsa gizler, sahiplenir. Dolayısıyla UBP istikrar tedbiri alırsa kabahatini Türkiye’ye atar. Türkiye’ye fatura etmeye UBP’nin kimyasının uygundur”…

About the author