
Aziz Şah – İşgal bir kanserdir. Bedenin yarısı kanserken diğer yarısı nasıl sağlıklı olabilir?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin durumu da budur…
İşgal sürdüğü müddetçe hiçbir zaman normal bir devlet olamayacak Kıbrıs Cumhuriyeti…
Normal bir devlet gibi hareket etmesini bekleyenler ise hayal kırıklığına uğrayacak veyahut “Rum faşistleri” diye saldıracak işgal altındaki devlete kendi içlerindeki kanserle!
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin elitleri kuzeydeki topraklardan vazgeçseler de işgal kanseri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağışıklık sistemine saldırılar düzenliyor…
İçişleri Bakanı Konstantinos Ioannou, “iltica başvurularının %95’i işgal bölgesinden kaçak gelenler tarafından yapılıyor” dedi.
Lurucina tepelerinin dili olsa da konuşsa!
Çözüm olarak da Avrupa Komisyonu aracılığıyla İstanbul Havalimanı üzerinden Kıbrıs’a gelenlerin kontrol derecesini iyileştirmek için Türkiye’ye diplomatik yollarla girişim yapmayı denemişler…
Çünkü sorun kaynağından çözülür!
Çünkü işgal bölgesinin “içişleri bakanı” yerleşimci Dursun Oğuz şöyle demişti:
-“Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi ülkesi için yaptığı transit vize otomatikman bize geleni de seçmiş oluyor içinden”…
Türkiye’nin transit vizesi ile Kıbrıs’ın işgal bölgesine nüfus akışı olurken Kıbrıs Cumhuriyeti Schengen Bölgesi’ne girmeye hazırlanıyor…
Kim demiş sadece Anadolu’dan yol bağladılar Girne’ye diye?
Anadolu’dan Larnaka’ya da yol bağladılar!
Çözülemeyen “Bodamya davası”na şimdi de KKTC-İsrail kaçakçılık şebekesi ulandı…
Türkiye’nin işgali altındaki bölgeden Larnaka’ya, Larnaka’dan da İsrail’e tütün-uyuşturucu-lüks eşya kaçakçılığı yapan İsrailliler yakalandı…
Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki bağlantıları ne olacak?
“Bodamya davası” olarak bilinen, Bodamya-Lurucina bölgesinden Pakistan bağlantılı insan kaçakçılığı şebekesinin davası kördüğüm olmuşken şimdi de KKTC-İsrail arasındaki kaçakçılık hattı çıktı…
Bütün hatlar birbirine bağlı aslında!
Kaçakçılar Kıbrıs Cumhuriyeti’nden habersiz “serbest bölge” kurdular…
Pakistan bağlantılı şebeke kaçakçılığı nereden yapıyorsa, İsrail bağlantılı şebeke de oradan yapıyor…
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği işgal ile ilgilenmese de işgal Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgileniyor.
Başsavcılığın rafları çözülemeyecek davalarla doluyor…
Eğer kaçakçı şebekesi değil de arazisini ekmek için tampon bölgeye giren Kıbrıslı bir çiftçi olsaydı başına gelmedik kalmazdı. Şanslıysa işgal askerleri ve BM Barış Gücü tarafından ablukaya alınır ve tartaklanırdı.
Şanssız ise sonu garavolli toplarken tampon bölgeye giren Petros Kakoullin gibi dört kurşunla olur…
***
Kaçakçıysanız tampon bölge “serbest liman bölgesi”dir sizin için…
Pakistan’dan Kıbrıs’ın işgal bölgesine, işgal bölgesinden Kıbrıs Cumhuriyeti kontrolündeki bölgeye insan kaçakçılığı hattı…
Kıbrıs’ın işgal bölgesinden Cumhuriyet hükümeti kontrolündeki bölgeye, oradan da İsrail’e tütün kaçakçılığı hattı…
Katırların sırtında benzin ve şeker kaçakçılığı ne zaman başlayacak?
“İpek Yolu” gibi kaçakçılık ve kara para hattı kurulmuş Kıbrıs’ın işgal bölgesi üzerinden geçen.
3 Kıbrıslı Türk ve bir Pakistanlının arandığı Pakistan’dan insan kaçakçılığı yapan şebekenin yargılandığı “Bodamya davası” kilitlendi. Çünkü esas suçlular işgal bölgesinde elini kolunu sallayarak dolaşıyor…
KKTC-İsrail tütün kaçakçılığı şebekesinin davası da başlamadan kapandı aslında.
Çünkü İsrailli kaçakçıların KKTC bağlantıları için Interpol’den haber bekleniyor…
Şu “KKTC” sömürgeci-emperyalist sistemin vazgeçemeyeceği bir nimettir. İstediğiniz pis işi çevirin, sanal bet-uyuşturucu-insan kaçakçılığı-kara para… Suçu işlerken sistemin içindesiniz, hesap vermeye geldiğinde sistemin dışındasınız.
Ocak ayının ilk günlerinde insan kaçakçılarının yaralı bir şekilde bir kenara atıp kaçtığı 24 yaşındaki Pakistanlı Shoib Khan’ın cesedinin bulunmasıyla başladı “Bodamya Davası”…
Türkiye üzerinden 60 günlük vize ile girmişti insan kaçakçılarının kurbanı olan Pakistanlı genç Kıbrıs’ın işgal bölgesine.
Şimdi de Kıbrıs’ın işgal bölgesi üzerinden kaçakçılık yapan İsraillilerin davası…
Silsile devam ediyor!
Merkezi Cezaevi’nde ise uluslararası bir uyuşturucu şebekesinin suç gelirlerini Girne ve Templos’ta emlak alım-satımıyla nasıl akladığı konusunda ifade veren bir Bulgar var.
Bulgarın ifadesine göre emlak işinde uyuşturucu parası aklayanlar Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yaşıyor: Nasıl yargılanacaklar?
Kıbrıs’ta Türk işgali sona ermeden bu davaların hiçbiri çözülemez. Silsile gibi devam edecek çözülemeyen bu davalar…
Kıbrıs’ın bütün limanları ve kıyıları merkezi ve üniter bir Kıbrıs Cumhuriyeti devleti tarafından kontrol edilmediği sürece üçüncü sınıf saçma sapan bir polisiye dizidir tüm yaşadıklarımız…
İşgal sona erene kadar Kıbrıs Cumhuriyeti normal bir devlet olamayacak ve Kıbrıs’ta kimse normal muamele göremeyecek!