Nasrallah’ın mirası: Kıbrıslılara haysiyet dersi

Aziz Şah – Direnişin “baba”sı Seyyid Hasan Nasrallah’ın cenazesini izlerken Kıbrıs Cumhuriyeti Savunma Bakanı Vassilis Palmas’ın sözleri geldi aklıma:

-“Yunanistan kardeşimiz olabilir ama İsrail bizim komşumuzdur. İsrailliler tamamen yanı başımızda. Üç dakika içinde Kıbrıs’a uçabilirler. Yunanistan’dan destek ve yedekleme biraz zaman alıyor”…

İsrail’i yenen tek ordu Hizbullah’tır, tek komutan ise Nasrallah’tır.

1967’de bütün Arap orduları Cemal Abdülnasır başkomutanlığında birleştiler, 6 günde bozguna uğradılar İsrail karşısında.

Hizbullah ise 2000’de İsrail’i işgal ettiği Lübnan topraklarından kovdu, 2006’da Lübnan’ı yeniden işgal girişimi sırasında İsrail’i “33 gün savaşı”nda bozguna uğrattı. 2024-25’te ise İsrail’in Lübnan’ı yeniden işgal girişimini engelledi.

Bu süre zarfında Hizbullah’ın başında Hasan Nasrallah vardı.

Tarih boyunca işgal edilmiş ülkelerden işgalciler/fatihler/sömürgeciler ya kendiliğinden çıkmıştır ya da çok masraflı olan doğrudan işgalin şeklini değiştirerek “yeni sömürgecilik” modeline geçilmiştir.

Nazilere karşı partizan savaşı, Vietnam ve Cezayir gibi örnekler istisnadır.

Çoğunlukla işgaller, işgalci devletin merkezindeki çürüme sonucunda sona ermiştir. Örneğin Portekiz’in dünya çapındaki sömürge imparatorluğu böyle çöktü.

İşgalcilerin savaşarak kovulması istisnai bir durumdur.

İşte o “istisna”nın adı 21’inci yüzyılda Hizbullah’tır. 2000’den bu yana Lübnan’dan işgalcileri kovuyor, işgal girişimlerini önlüyor ve Filistin’deki işgale karşı Direniş’e destek veriyor.

2000’de işgalci güçleri Lübnan’dan kovduktan sonra şöyle demişti “direnişin baba”sı Nasrallah:

-“İsrail, sahip olduğu nükleer silahlara ve Ortadoğu’nun en güçlü hava kuvvetlerine rağmen örümcek ağından daha zayıftır”…

Hizbullah işgal altındaki Lübnan’da kuruldu. Kuruluş nedeni Lübnan’daki İsrail işgaline karşı direniştir…

1978’de İsrail “Litani Operasyonu” ile güney Lübnan’ı işgal ederek “güvenli bölge” kurdu. Yerinden edilen 250 bin Şii Beyrut’un güney varoşlarına yerleşti.

1982’de Siyonist terör örgütü Lübnan’a karadan, denizden ve havadan saldırı başlattı. Filistinli gerillalardan ve Emel Hareketi’nden ciddi bir direniş görmeksizin Beyrut’a dayandı.

Tarihin bu perdesinde Hizbullah’ı kuracak olan vatansever gençler çıktı sahneye…

Hafif silahlarla başlayan bu direniş Lübnan’ın birliğinin garantörü olan toplumsal bir harekete dönüştü.

Tarihsel bu gerçeği, Lübnan’dan kovulduktan sonra işgalci İsrail’in Başbakanı Ehud Barak 5 Haziran 2000’de İsrail televizyonu 1. Kanal’da şöyle ifade eder:

-“Bizim Lübnan’a girişimiz, Hizbullah’ın kurulmasına ve şu an füzelerle bizim bölgelerimizi vuracak şekilde güçlenip gelişmesine sebep oldu”…

Son çeyrek asırdır İsrail, Lübnan’a düzenlediği saldırılarla Hizbullah’ın yarattığı “Lübnanlılık” kimliğini etnik-mezhepsel temelde bölmeyi ve Hizbullah’a verilen toplumsal desteği tersine çevirerek şeytanlaştırmayı denedi.

Lübnanlılara karşı işlediği suçların Hizbullah’a tepkiye dönüşmesi için strateji yürüttü.

Hasan Nasrallah’ın cenazesi İsrail’in ne kadar başarısız olduğunu gösterdi.

Ülkesi yabancı bir güç tarafından işgal edilen bütün halklar için Nasrallah “haysiyet”in sembolüdür.

Ülkesi yabancı bir ordunun işgali altında olan Kıbrıs Cumhuriyeti Savunma Bakanı Palmas’ın “üç dakikada Kıbrıs’a gelebilir” dediği İsrail savaş uçakları onbinlerce insanın katıldığı Hasan Nasrallah’ın cenaze töreninin üzerinde uçtu…

27 Eylül 2024’te Nasrallah’ı öldürmek için bulunduğu binaya 84 ton patlayıcı attılar. O kadar korkuyorlar…

2000 ve 2006’da Nasrallah’ın dirisine yenilen İsrail, 2024-25 işgal girişiminde de ölüsüne yenildi.

Haziran 2024’te Nasrallah Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğini uyararak “Ülkenizi İsrail’in üssü yaparsanız savaşa dahil olursunuz” dediğinde bir yazı yazmıştım “Hizbullah haklıdır” başlığıyla.

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği Kıbrıslıların yüzünü yere eğen ve Kıbrıs’ı açık hedef haline getiren bir politika yürütüyor.

Kıbrıs’ın jeopolitik konumunu emperyalizm ve siyonizmin hizmetine sunmayı “bölgesel rolümüz ve uluslararası statümüzün gelişmesi” diye tanımlıyor Hristodulidis!

Eski sömürgecimiz Kıbrıs’ı terk ederken bir oldubitti ile “egemen üsleri”ni elde etti. İngiliz üsleri halihazırda Kıbrıs’ı hedef haline getirdi. Şimdi ise Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği kendisi davet ediyor yabancı orduları…

Savunma Bakanı dedi ki, “Andreas Papandreu Baf Hava Üssü’nü ABD’nin yanı sıra AB, Ürdün, Mısır ya da İsrail gibi diğer dost devletler kullanacak”…

Nasrallah haklıdır: “Ülkenizi İsrail’in üssü yaparsanız savaşa dahil olursunuz”…

Nasrallah için Fehim Taştekin’in dediği gibi: “Geride kalan haysiyettir”…

About the author