
Aziz Şah – CTP’li federalistler ile UBP’li ayrılıkçılar arasındaki fark nedir?
13 Şubat 2011’de Mehmet Ali Talat şöyle demişti:
-“UBP için Türkiye’den gelen bir talimatı uygulamak normal bir şeydir. Aynı şey CTP’ye yaptırılsa, CTP bunu hiçbir zaman ‘Türkiye dayattı’ demez, diyemez çünkü kimyasına uygun değildir. O yüzden yapmak zorunda kalırsa gizler, sahiplenir. Dolayısıyla UBP istikrar tedbiri alırsa kabahatini Türkiye’ye atar. Türkiye’ye fatura etmeye UBP’nin kimyasının uygundur”…
Ersin Tatar ve UBP diyor ki “iki devletli çözüm istiyoruz”…
Tufan Erhürman ve CTP diyor ki “müzakereler zaman ayarlı olmalı ve masa sonuçsuz dağılırsa statükoya (şu anki duruma) dönüş olmamalı”…
Peki, nereye dönülecek?
Tufan Erhürman ve Asım Akansoy konuştu. Ersin Tatar’ın söylediklerini söylediler…
Tatar’ın söylediklerini ise daha önce Mehmet Ali Talat söylemişti…
Yeni hiçbir şey yok!
2004 Eylül’ünde Talat, Financial Times’a verdiği demeçte, “Avrupa Birliği Kıbrıslı Türklere uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması konusunda verdiği sözleri tutmadı” dedi…
2021 Nisan’ında Tatar, “AB verdiği sözleri tutsun” dedi…
Tufan Erhürman ise şöyle dedi: “Annan Planı sonrası Kıbrıslı Türklere verilen taahhütler yerine getirilmemiştir. Artık baştan taahhüt istiyoruz. Çözüm sağlanmazsa yaptırımların ne olacağı bilinmelidir”…
Asım Akansoy ise dedi ki: “Annan, uluslararası toplumun Kıbrıslı Türklerle ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini belirtmiştir. Bizim için temel referans noktası budur”…
Cenevre Konvansiyonu referans noktası değil. Roma Statüsü referans noktası değil. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi referans noktası değil. AB muktesebatı referans noktası değil…
Kemikleri bile kalmamış olan Annan’dır “referans”ları!
Talat’tan beridir geviş getirir gibi tekrar ediyorlar aynı sözleri.
CTP bugün “müzakerelerden sonra statükoya dönülemez, AB verdiği sözleri tutsun veya yeni taahhütler versin” diyor…
CTP’nin bugün söylediğini Ersin Tatar, Annan Planı’nın yıl dönümünde 24 Nisan 2021’de söyledi: “AB verdiği sözleri tutsun”…
Referandum sürecinde AB, ABD ve BM yetkililerinin uluslararası hukukta hiçbir karşılığı ve yaptırım gücü olmayan popülist açıklamalarını “referans” yaptılar.
Uluslararası hukuk yerine incir çekirdeğini doldurmayan demeçleri “referans” aldılar!
Talat’tan beridir geviş getirir gibi tekrar edilir “AB-ABD-BM verdiği sözleri tutmadı” diye:
-AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verheugen “Rumlar olumsuz bir tavır içerisine girerse, uluslararası baskı göreceklerdir” demiş…
-Belçika Dışişleri Bakanı Mickel “Referandumda evet diyen taraf tarihi bir fırsat yakalayacaktır” demiş…
-ABD Dışişleri Bakanlığı “ABD, Türk tarafının referanduma onay vermesine karşılık, Kıbrıs Rum tarafının referandumda hayır demesi durumunda Türk tarafının mağduriyetini en aza indirmek için AB ile işbirliği içerisinde çalışacaktır” demiş…
-AB “çözüm olmaması ve sadece Rum tarafının AB’ye girmesi durumunda Kuzey Kıbrıs ile bir şekilde ilişki kuracak, Kuzey Kıbrıs’ı hazırlamak için elinden geleni yapacak, fon aktarımı, alt yapı desteği ve ilişkiler için uygun yasal düzenlemelerin hazırlanması yoluna başvuracaktır” demiş…
-ABD Dışişleri Bakanı Powell “Referandumda Rum tarafı hayır, Türk tarafı evet derse izolasyonlar kaldırılacaktır” demiş…
-Verheugen “Referandumda Türklerden evet Rumlardan hayır çıkması halinde Kuzey Kıbrıs’taki insanların cezalandırılmaması için yeni girişimlerde bulunarak ekonomik izolasyona son verilmesi için çaba sarf edilecektir” demiş…
-ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Weston “Rum tarafı referandumda hayır derse Kıbrıs siyasetimizi gözden geçireceğiz. Böyle bir durumun Kıbrıslı Türkler üzerindeki can sıkıcı etkisini düzeltmek için ABD Kıbrıs siyasetini yeniden inceleyecektir” demiş…
-ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher “Kuzey’de evet, Güney’de hayır çıkarsa referandum sonuçlarını göz önüne alacağız. Kıbrıslı Türkleri açıkta ve soğukta bırakmayacağız” demiş…
-Miş ve -mış!
Reddedilmiş bir anlaşma hükümsüzdür. Uluslararası hukukta hiçbir geçerliliği yoktur. Çöpe atılmış Annan Planı’na dayanarak kurulan her cümle çöptür. Yabancı diplomatların ve politikacıların 20 sene önce öylesine söylediği laflara bel bağlamak ise acizliktir.
2004’ten beridir aynı çöplükte dolanıyorsunuz…
CTP diyor ki, “masa sonuçsuz dağılırsa statükoya geri dönülmesin”…
Merak etmeyin, ne yatacak yeriniz ne dönecek eviniz var!