Türk AKPA heyeti işgal bölgesinde: Savaş suçlarının avukatlığı Kıbrıslı Türklere emanet!

Aziz Şah – TBMM’nin Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi (AKPA) Delegasyonu ilk kez Kıbrıs’ın işgal bölgesine gelmiş.

Donald Trump’ın Gazze’yi riviera yapacağını ilan ettiği bir dönemde TBMM üyelerinin Las Vegas yapılacağı ilan edilen Varoşa’yı ziyareti pek manidar.

Bu ziyaret sırasında AKPA’nın Türk delegasyonuna Oğuzhan Hasipoğlu ve Armağan Candan turist rehberliği yaptı. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türklere ayrılan AKPA’daki iskemlelerinde bu iki zat oturur.

AKPA toplantılarına “KKTC milletvekilleri” Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelen statümüzle katılıp Türkiye’nin çıkarlarını savunurlar…

1990’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’nde Türkiye’nin nüfus taşıyarak değiştirdiği demografimizi gündeme taşıyan sosyalist İspanyol milletvekili Bay Cuco’nun karşısına Hakkı Atun dikilmişti.

Laf eden çoktur…

-Neden Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye’nin Kıbrıs’a taşıdığı nüfusu uluslararası mahkemelere ve kurumlara taşımaz?

Taşıdığında karşısında Hakkı Atun gibi Türkiye’nin savaş suçlarını savunan “Kıbrıslı Türk” işbirlikçileri bulur!

Ekim 1975’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM Temsilcisi Zenon Rossides, Türkiye’nin Kıbrıs’ı kolonileştirmek için Anadolu’dan yerleşimci nüfus iskân ettiğini BM’nin gündemine taşıdığında karşısında KTFD temsilcisi Vedat Çelik’i bulur. Denktaş adına BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim’a sunduğu mektupta, Türkiye’den “getirilenler” (imported) “misafir” (guest) “mevsimlik” (seasonal) işçilerden ve teknik kalifiye elemanlardan oluşmaktadır, der.

Vedat Çelik mektupta, Türkiye’den gelen işçilerin Kıbrıs vatandaşı yapılması ya da Ada’da daimi olarak ikamet etme hakkı tanınmasının söz konusu olmadığını söyler.

Evet, 50 senedir bitmedi “misafir”lik ve değişmedi “mevsim”!

Vedat Çelik’i ve Hakkı Atun’u herkes unuttu. Ama onların savunduğu yasadışı yerleşimci nüfus Kıbrıs’ı yuttu…

Kıbrıs Cumhuriyeti’ni suçlar bazı “yurtseverler”: Türkiye nüfus taşıyarak Kıbrıslı Türk toplumunu yok ederken Kıbrıs Cumhuriyeti neden hiçbir şey yapmıyor?

Ne zaman Kıbrıs Cumhuriyeti bir girişimde bulunsa kasabın bıçağını yalayan Kıbrıslı Türkleri bulur karşısında:

Ertuğrul Hasipoğlu anılarında şöyle diyor: 1998-2001 döneminde “Rumlar, Türkiye Kıbrıs’ın demografik yapısını değiştirdi” diye önerge verdi AKPA’da. Finlandiyalı bir solcu parlamenter de Raportör olarak atandı…

-“Kıbrıs’a gideceğim. Oradaki Türkiyelileri bulacağım. Anadolu’ya gidip akrabalarını bulacağım. Sonra da Türkiye demografik yapıyı değiştirdi diyeceğim” demiş Finlandiyalı.

Ertuğrul Hasipoğlu da kükremiş: “Sen Kıbrıs’a gelme, ben seni kuzey Kıbrıs’a sokmayacağım”… Sokmamış da!

Kıbrıs Cumhuriyeti yerleşimci nüfusa karşı Kıbrıslı Türklerin varlığını savunsa ne olacak?

-Siz kasabın bıçağını yalamaya devam edeceksiniz!

Ertuğrul Hasipoğlu’nun yerinde şimdi oğlu oturur. Babası nasıl savunduysa oğlu da Türkiye’nin çıkarlarını öyle savunur…

-Varlığımız Türkiye’nin çıkarlarına armağan olsun, ne mutlu yok oluyorum diyene!

Kıbrıslı Türklerin bütün statüsü Kıbrıs Cumhuriyeti’nden, onun kurucu anlaşmalarından ve anayasasından ileri gelir.

Strasbourg’ta yapılan AKPA toplantılarına katılan ilk heyette UBP’den Olgun Paşalar, CTP’den Naci Talat ve TKP’den Alpay Durduran vardı.

Denktaş “solcu” Alpay Durduran ve Naci Talat, “milli dava”ya zarar verebilirler diye rahatsız olur.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin boş duran iskemlesi için, “Bir sandalye elde edeceksiniz de ne olacak?” diye tepki gösterir Denktaş.

Hakkı Atun şöyle savunur ‘solcular’ı:

-“Muhalefet parti temsilcileri ile hemen hemen her zaman görüşlerimiz örtüşür, herhangi bir fikir ayrılığı ve sürtüşme söz konusu olmazdı. Büyük bir uyum ve demokratik yaklaşım içinde AKPA’daki temaslarımızı sürdüğümüzü rahatça söyleyebilirim”…

50 senedir uluslararası toplantılara gidenler “milli dava”ya zarar vermeye kalkışmadı…

Kolektif olarak yaladı cemaatimiz kasabın bıçağını!

Kıbrıslı Türk toplumunu uluslararası platformlarda temsil eden KTÖS, Türkiye’nin işlediği savaş suçlarına karşı tek bir uluslararası girişimde bulunmadı.

Şimdi ise KTÖS bağırıyor: Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı AİHM’de dava açacakmış savaş suçu olarak Türkiye’nin Kıbrıs’a taşıdığı yerleşimcilerin TC vatandaşı olan “karma evlilik” çocuklarına kimlik vermiyor diye.

İşte kasabın bıçağı böyle yalanır…

Kasabın bıçağını yalarken kesilen dilinizden sızan kanla sarhoş oldunuz.

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı dava açarken Ankara’dan da destek istesin KTÖS. Metin Feyzioğlu seve seve davanın avukatlığını üstlenecektir…

Kıbrıs’ın işgal bölgesine gelen Türk AKPA heyeti gezdi Varoşa’yı…

Trump Gazze’de güneşlenir, Türk heyeti Varoşa’daki otellere bakıp iç çeker!

-“Maraş KKTC toprağıdır” dedi Hasipoğlu, Gazze de Trump’ın malıdır…

About the author