Taşınmaz Mal Komisyonu: Varoşalı mültecilerin acılarını deşen işkence aracı

Aziz Şah – Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’ndeki (AKPA) Türk milletvekilleri Kıbrıs’ın işgal bölgesine geldi…

Delegasyon Başkan Vekili Mustafa Canbey’in söylediğine göre 2024 Haziran’ında İtalyan parlamenter Mr. Fassino’nun hazırladığı ve AKPA tarafından karar olarak kabul edilen Kapalı Maraş raporuna karşı hamle yapmak için geldiler.

Ne diyor Mr. Fassino raporunda?

-Varoşa yasal sakinlerine iade edilsin!

Peki, Canbey ne dedi?

-“Kapalı Maraş’ı ziyaret edenlerin sayısı çok yüksek bir rakamda… Garantör ülke olarak Maraş’ın açılmasına tam destek veriyoruz”…

Kapalı Maraş açılmamış mıydı?

Beşinci senesine girdik Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği “Maraş Açılımı”nın!

Türkiye’nin işgal edip harabeye çevirdiği bir kenti 3 milyondan fazla kişi ziyaret etti diye övünüyorlar sadece.

Bugüne kadar Varoşa için önce Vakıf Malı, sonra KKTC toprağı dediler…

En sonunda Erdoğan 15 Kasım 2020’de “Kapalı Maraş”ı açarken ne dedi?

-“Şimdi Taşınmaz Mal Komisyonu’nun da devreye girmesiyle Güney’de kimler varsa Taşınmaz Mal Komisyonu’na müracaat etmek suretiyle buradaki malları neredeyse, nasılsa bunların hepsinin bedeli ödenmek suretiyle bir defa buralar sahiplerini bulur ve sahiplerini bulduktan sonra da bu iş çözüme kavuşur”…

Yani Erdoğan dedi ki: Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla işgal ettiğimiz Kapalı Maraş’ı yasal sahiplerinden satın alacağız!

-Bir işgalci güç silah zoruyla elegeçirdiği ve halkını yerinden ettiği bir kenti para karşılığı satın alabilir mi?

Bu savaş suçlarının ve etnik temizliğin yasallaştırılmasıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “Taşınmaz Mal Komisyonu” aracılığıyla savaş suçlarının yasallaştırılmasına aracı olmuştur.

Peki, Tatar ne dedi?

-“Bir kez daha buradan güney komşularımıza sesleniyorum, buradaki mal ve mülk sahipleri gelebilirler, Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden mallarını kendilerine iade edebiliriz”…

5 sene geçti tek bir Varoşalı mültecinin başvurusu görülmedi. Neden?

Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet davalarının yükünden kurtulmak için “iç hukuk yolu” olarak tanıdığı Taşınmaz Mal Komisyonu yalanın kendisidir.

İşgal rejimi TMK’yı kullanarak Kıbrıslı mültecileri istismar ediyor.

TMK yasası ve tüzüğünde iki küçük detay vardır…

Tüzükteki detay şudur:

Silah zoruyla toprağından kovulmuş olan Kıbrıslı mülteci Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurduktan, yaklaşık 10 sene uğraştıktan sonra, malının değerinin 10’da 1’ini tazminat olarak kabul ettikten (istisnai durumlarda iade ve takası kabul ettikten) sonra bir anlaşma imzalanır. Buna “sulhname” denir. Bu, “imzayı attıktan sonra bir hak iddiasında bulunmayacağım” demektir. Bu anlaşmayı Kıbrıslı Rum mülteci ile “KKTC İçişleri Bakanlığı” imzalar.

İşgal rejimi senelerce imzayı atmadan “sulhname”yi rafta bekletir. AİHM işgal rejiminin eline bir tecavüz aparatı verdi: 1974’te mağdur edilen insanların mağduriyetine mağduriyet eklemek için kullanır işgal rejimi TMK’yı. O imza atılmadan “sulhname” bekletilir. Gidebileceği ve şikayet edebileceği bir yer yok sonuçta…

Yasadaki detay ise şudur:

Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi Yasası’na göre Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yetki alanı askeri bölgeleri ve tesisleri kapsamaz. En başta Kapalı Maraş ve Derinya askeri bölge kapsamındadır. Başvurursunuz ama cevap alamazsınız…

TMK Yasası askeri bölgede geçmez…

O zaman Maraşlılara neden başvurmaları için çağrı yapıldı?

Bir daha kandırmak, hayal kırıklığı yaratmak, yok olan direnci ve parçalanan inancı tamamen yok etmek için…

Avukat Achilleas Demetriades ve Maraşlı Andreas Lordos TMK’ya başvuru yapılması için çağrı yaptı geçmişte.

Demetriades “TMK’ya yapılan başvurular, bunun Kıbrıs sorununa zarar vereceğini savunan Kıbrıs hükümetine karşı gelmek anlamına geliyor” diyerek yaptı bu çağrıyı…

Lordos ise “Malıma dönmem Kıbrıs sorununa nasıl zarar verir?” dedi.

Yüzlerce başvuru oldu ama tek bir dosya görülmedi. TMK’nın eski başkanlarından Ayfer Said Erkmen’e göre 404 mal için iade ve kullanım kaybı için 198 milyon Sterlin tazminat talebi var. 196 mal için de 3.3 milyar Sterlin tazminat talebi…

Türkiye Varoşa’yı sözde “açtı” ama mülkiyete “şimdilik” dokunmadan “zaman”a oynuyor. Çünkü mültecilerin zamanı yok…

Taşınmaz Mal Komisyonu işgal rejiminin Varoşalı mültecilerin acılarını deşmek için kullandığı bir işkence aparatıdır.

İtalyan parlamenter Mr. Fassino Türkiye’yi telaşlandıran AKPA raporuna işte bunu yazmadı!

About the author