
Aziz Şah – Trump’ın Latin Amerikalı Dışişleri Bakanı Marco Rubio “Ukrayna savaşı ABD ile Rusya arasında bir vekalet savaşıdır” diyerek malumu ilan etti.
2014’te Kiev’de gerçekleşen faşist darbeden beridir söylüyoruz bu gerçeği…
1990 Körfez Savaşı’ndan beridir kafası karışık olan “barışseverler” Ukrayna savaşında darmadağın oldu. Geriye bir “barış hareketi” kalmadı…
Barışseverler NATO’cu oldu, anti-emperyalistler ise “Putinci” diye damgalandı.
Toltstoy ve Dostoyevskiy’e yasaklar getirildi, Çaykovski eserlerinin çalınacağı konserler iptal oldu, Rus sanatçılar Avrupa’dan kovuldu!
-Çünkü ABD emperyalizmi Ukrayna’da Rusya’ya karşı ikinci “Afganistan cihadı”nı başlattı.
Sovyetler Birliği’ne karşı CIA’nın örgütlediği Afganistan cihadından bu yana ABD’nin Avrasya’yı kuşatmak için çıkardığı savaşların sonuncusudur Ukrayna.
11 Eylül’den sonra, Afganistan savaşını ve Bin Ladin ile El Kaide’yi yarattığı için pişman olup olmadığını soran gazeteciye şöyle demişti Brzezinski:
-“Neden pişman olayım? Bu gizli operasyon harika bir fikirdi. Rusların Afganistan tuzağına düşmesi sonucunu doğurdu. Siz benim bundan pişmanlık duymamı mı bekliyorsunuz?”
Hillary Clinton da Ukrayna için ‘Afganistan Modeli’ni önermişti:
-“Bence insanların şu anda aradığı model bu ve eğer yeterli silahlandırma yapılabilirse… Bu, Rusya’yı yıldırmaya devam edebilir”…
Ne önemi var Kıbrıs’ta bizim için tüm bunların?
-ABD emperyalizminin Rusya’yı kuşatmak için 2014’te faşist Maidan Darbesi ile başlattığı bu savaşa Kıbrıs Cumhuriyeti’nin taraf olmasının amacı neydi?
-Kıbrıs gibi küçük bir ülke ABD-Rusya arasındaki vekalet savaşında holigan gibi taraf olmak zorunda mıydı?
-Kıbrıs Cumhuriyeti “tarafsızlık politikası” güdemez miydi?
Ukrayna’daki işgale karşı çıkarken Kıbrıs’taki işgali unuttu Hristodulidis liderliği!
Kıbrıs hava sahası Rus uçaklarına kapandı, turistlerin ayağı kesildi, Rus sermayesi kovuldu, Kıbrıs limanları Rus gemilerine kapatıldı, ABD Kıbrıs’a silah ambargosu uyguladığı için Rus silahları kullanan Rum Milli Muhafız Ordusu’nun silahları Ukrayna’ya hibe edildi, FBI Kıbrıs’a çöktü sözde Rus sermayesi ile mücadele için, Kıbrıs Cumhuriyeti Rusya’ya karşı yaptırımlar konusunda holiganlık yaptı…
ABD emperyalizminin Rusya’yı kuşatması ve yalıtması için!
ABD emperyalizmi Rusya’yı yalıtırken dünyanın geriye kalanını da Irak Savaşı’nda olduğu gibi “ya bizdensin ya düşmandan” diyerek hizaya çekti.
ABD istediği için Kıbrıs Cumhuriyeti elindeki Rus silahlarını Ukrayna’ya hibe etti. Karşılığında da ABD ordusu kullanmadığı “artık” silahlardan hibe edecekmiş…
“Hibe” denince akla Zelenskiy ile Trump’ın kavgası gelir.
Trump, “Ukrayna’ya 350 milyar Dolar yardımda bulunduk, karşılığında madenleri vereceksin” dedi Zelenskiy’e…
Yarın bir gün Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, “Size hibe ettiğimiz ABD silahlarına karşı şunları isteriz” derse Sam Amca ne olacak?
Şimdiden Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği ABD’ye üs teklif etti zaten…
ABD emperyalizminin Rusya’yı kuşatma savaşında taraf olan Kıbrıslılar ABD’nin düşmanlarını kazandı, Kıbrıs’ın dostlarını kaybetti.
-BM Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunan Rusya’nın güvenini kaybetti Kıbrıslılar!
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği Ukrayna’daki Rus işgaline karşı verdiği mücadelenin yarısını Kıbrıs için vermedi…
Rusya’ya yaptırım uygulandı, Kıbrıs’ı işgal eden Türkiye ise üstüne AB’den para aldı!
Hristodulidis olağanüstü Avrupa Konseyi toplantısına gitmeden önce, “AB savunma, güvenlik, enerji ve hammadde konularında üçüncü ülkelere bağımlıyken ayakta kalamaz ve stratejik özerkliğinden bahsedebilemez” dedi.
Hristodulidis’in burada “üçüncü ülke” diye hedef aldığı kim?
-Amerika Birleşik Devletleri, nam-ı diğer Sam Amca!
Üç ay önce NATO’ya gireceğiz ve ABD’ye üs vereceğiz diyen Hristodulidis içine düştüğü gafletten uyandı mı?
Denktaş “Körü körüne İngiliz dostluğu güttük” demişti. Kıbrıslı Türk toplumunu bu hale “İngiliz dostluğu” getirdi…
Cumhurbaşkanı Mr. Hristodulidis!
Kıbrıslılar 1974 darbe ve işgalinin sorumlusu ABD emperyalizmine teslim edemez kaderini.
Kıbrıs’ın bugün ve gelecek kuşaklar için Rusya ile tarihsel olarak güçlü bağlarını yeniden tesis etmesi gerekir. Savaşlarda tarafsızlığını koruması gerekir…
Kissinger’in sözünü hiç unutmayın:
-“Amerika’nın düşmanı olmak tehlikeli olabilir, ama dostu olmak ölümcüldür”…