
Aziz Şah – Kıbrıs Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’ın 18 Kasım 2010’da New York’ta gerçekleştirilen üçlü zirve öncesinde BM Genel Sekreteri’ne nüfus sayımı için mektup göndermesi üzerine 2011’de nüfus sayımı yapıldı.
Kıbrıs’ta nüfus sayımı “toplumsal planlama” için yapılmaz, müzakere masası için yapılır!
Bugüne kadar Türkiye’den işlediği savaş suçlarının hesabı sorulmasa da, yasadışı yerleşimci nüfus taşıyarak işgal ettiği Kıbrıs topraklarında Cenevre Konvansiyonu’na ve Roma Statüsü’ne karşı işlediği savaş suçlarını ve insanlığa karşı suçları ortaya sereceği için Ankara nüfus sayımına yanaşmaz…
Bugüne kadar 1990, 1996, 2006 ve 2011’de üç defa sayım yapıldı. 1990’da yapılan nüfus sayımı açıklanmamıştı bile…
1990’daki sayımdan sonra Denktaş, Kıbrıslılara karşı yürütülen “nüfus savaşı”nı itiraf eden bir demeç verdi:
-“Nüfus sayımı diyorsunuz… 1990’da yapılmıştır ve açıklanmamıştır. Niçin açıklanmamıştır? Çünkü herkes içerisinden, ‘efendim kim nereden geldi’yi araştıracağı açıktır”…
Hristofyas Kasım 2010’da BM Genel Sekreteri’ne mektup yazarak nüfus sayımını TC’li yerleşimcilerin sayısını belirlemek için talep etti.
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yapılacak bir sayımda yerleşimci sayısı belirlenemez. Ancak işgal bölgesinin nüfusundan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin elindeki Kıbrıslı Türklerin nüfus kütüğünü çıkardığınızda sayı ortaya çıkar…
2011’de BM Genel Sekreteri’nin direktifiyle BM Nüfus Fonu’ndan bir yetkili Kıbrıs’a geldi. Konu ada genelinde tek bir nüfus sayımı yapılmasıydı.
Derviş Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay’ın etekleri tutuştu…
Tek bir nüfus sayımı yapılırsa “egemen eşitliği”mizi yitirirdik mazallah!
“Temiz toplumcu” diye başımıza çıkan Kudret Özersay “sahte diplomalar” ile uğraşır ama sahte vatandaşlarla Kıbrıslıların iradesinin ve varlığının yok edilmesini savunur!
Hristofyas’ın nüfus sayımı için araladığı kapıyı işgal rejimi adına “ada genelinde tek bir nüfus sayımı yapılamaz” diye Özersay kapatır:
-“Bizim açımızdan sıkıntı yaratabilecek olan şey ada genelinde tek ve ortak bir nüfus sayımının yapılmasıdır.
Yani kendi nüfus sayımımızı yapmaktan vazgeçmemiz ve bu adada tek bir devlet varmış gibi, tek bir nüfus sayımı yapılmasına tamam dememiz bizi bir nevi 2004’ün gerisine götürür”…
Denktaş’ın “1990’da nüfus sayımı yapılmıştır ve açıklanmamıştır, çünkü içindeki Türkiyelilerin hesabını veremeyiz” dediği gibi, 2011’de Özersay da işgal rejimi adına BM gözetiminde ortak nüfus sayımına karşı çıkar.
Kıbrıslı Türkler ile yasadışı Türkiyeli yerleşimcilerin birlikte sayılmasını savunarak toplumumuzun eritme potasında yok edilmesini savunur.
Velhasıl Özersay’a laf yok… Temiz toplum ister… Kalabalıkların içinde yok olmuş Kıbrıslı Türklerin yaşadığı işgal bölgesinin panjurlarını pembeye boyayacak!
İşin aslı her müzakere masası kurulmazdan önce bir “vatandaş sayısı” belirlendi. En sonuncusu Crans Montana’dan önceydi…
2016’da Mustafa Akıncı CTP-UBP hükümetinden görüşme masasına konulmak üzere “KKTC vatandaşı” sayısını istedi: Verilen rakam 220 bin idi!
2019’da Akıncı yeniden “KKTC vatandaşı” sayısını sorduğunda, “başbakan yardımcısı” Kudret Özersay 351 bin olduğunu açıkladı.
Akıncı sordu:
-“3 yıl önce 220 bin olan rakam şimdi 350 bin olduysa, 130 bin fark nasıl oluştu?”
27 Şubat 2025’te gazeteci Ulaş Barış’ın konuğu olan işgal bölgesinin eski “içişleri bakanı” Ayşegül Baybars, son 2.5 yıl içinde 13 bin kişiye vatandaşlık verildiğini söyledi. Aynı Ayşegül Baybars Ekim 2023’te “İçişleri Bakanlığı aracılığıyla her ay bin (1000) vatandaşlık verildiği bilgisini aldım” demişti. “Bakanlar Kurulu”nun verdikleri bunun dışında…
Gazeteci Artun Çağa da “KKTC İstatistik Kurumu”nun “Nüfus ve Demografi Bülteni”ne göre 12 yılda 160 bini aşkın yeni vatandaş yapıldığını yazdı.
17-18 Mart’ta Cenevre’de Kıbrıs görüşmeleri mi olacak masaya nüfusu koymadan?
İşgal bölgesinin nüfusunu bilmeden neyi müzakere edecek Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodulidis?
Kasım 2010’da Hristofyas’ın BM Genel Sekreteri’ne yazdığı mektupla açıldı nüfus sayımının önü.
Hristodulidis tüm Kıbrıslılara faydalı olmak istiyorsa müzakere masasına BM ve AB gözetiminde bir nüfus sayımı talebi ile otursun.
Yerli Kıbrıslılar ile yasadışı Türkiyeli yerleşimcilerin ayrılması gerekiyor müzakere yürütebilmek için…
Önce bir nüfusu belirleyelim!