Cenevre’ye “süs bitkisi” olarak “götürülmek”

Aziz Şah – 2021 Nisan’ında Cenevre’de Türkiye resmi olarak iki devlet tezini ilk kez masaya koydu.

Tayyip Erdoğan da üç senedir BM Genel Kurulu’nda KKTC’nin tanınması için çağrı yapar…

BM kararlarına ve imza koyduğu Garanti Anlaşması’na karşı işgal ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında kurduğu yasadışı korsan rejimin tanınmasını talep eder Ankara.

Türkiye KKTC’nin tanınmasını ister mi?

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde kara para altın çağını yaşıyor!

Türkiye bundan vazgeçer mi?

1974’te işgal edilmiş topraklar üzerindeki inşaat merkezli mafya, insan kaçakçılığı, taşıyıcı annelik, sanal bet, uyuşturucu gibi sektörlerin birbirine bağlandığı kara para ağının en çok kâr ettiği dönemdeyiz…

Bu dönemde yeni kapı bile açılması akla mantığa sığmaz.

-Lurucina’da kapı açılmasını gerçekten istiyorlar mı?

Lurucina’da kapı açılırsa Limya bölgesi Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından gözetim altına alınacak. Ovalar tellenecek, yollar yapılacak, aydınlatılacak. Kaçakçıların güzergâhı kapanacak…

Kıbrıs’ta herhangi bir çözüm olursa Susurluk’tan bu yana Türkiye’nin kurduğu kara para ağları çöker…

İşte bu yüzden 2021’de Cenevre’de Ankara iki devletli çözümsüzlük tezini koydu masaya.

Kıbrıs’taki askeri varlığına bahane olarak gösterdiği Garanti Anlaşması’ndan resmi olarak çekildi Türkiye “iki devlet tezi” ile!

Mart 2025’te Cenevre’de iki devletli çözümsüzlük dışında seçeneği var mı Türkiye’nin?

Ocak ayında Kıbrıs’ın işgal bölgesine gelen Hakan Fidan, Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğine ve Kıbrıslı Rumlara çağrı yaptı:

-“İki devletli çözüme cesaret edin!”

Hakan Fidan Cenevre’de başka bir şey mi söyleyecek?

***

2021’de Cenevre’ye kuyruğuna bağladığı federalist maşrapaları da götürdü Türkiye. CTP adına Tufan Erhürman ve Fikri Toros ile TDP adına Cemal Özyiğit…

Tufan tarihi bir açıklama yapmıştı dönüşte:

-“Cenevre’ye süs bitkisi olarak götürüldük!”

-“Cenevre’ye gittik” demedi, “götürüldük” dedi…

-Zorla mı götürüldünüz, Bayım?

Aradan dört sene geçti…

Tufan Erhürman yeniden Cenevre’ye “süs bitkisi” olarak “götürülüyor”.

TDP’den ise Cemal Özyiğit’in yerine taze kan olarak Mine Atlı ile Mehmet Harmancı “götürülüyor”…

Ankara kan tazeliyor çürüyen cesette…

Türk işgalinin perdesinde kukla olmak için sıraya girdiler…

Dört senede Türkiye’nin pozisyonu daha da kemikleşti. Bunu bilerek gitmek kukla olmayı kabullenmektir!

Varoluş mücadelesi değil dertleri…

Baylar ve Bayanlar! Kullanıldığını bilerek kullanılmak isteyen kullanılmıyordur. Tufan’ın dediği gibi, çünkü “bir şey olmak”tır derdiniz.

2021’de Ankara tarafından “süs bitkisi” olarak kullanılan Tufan, 2025’te yeniden Cenevre’de “süs bitkisi” olmak için gönüllüyse, bu bilinçli bir tercihtir!

Tufan ne demişti Cenevre dönüşünde?

-“Siz bizi oraya süs bitkisi gibi götüreceksiniz, hem hiçbir şekilde görüşlerimizi almayacaksınız, bilgileri dahi doğru aktarmayacaksınız. Bu gerçekten saygı sınırlarının fena halde aşılmasıdır”…

Dört sene önce bu lafları eden Tufan, yeniden süs bitkisi olmak için sıraya girdi…

2021’de Cenevre’de KKTC’nin tanınmasını talep eden 6 maddelik bir paket koydu Ankara masaya. Öneriler sunulmadan önceki akşam ele alınmasına rağmen kendileriyle paylaşılmadığını söyleyen Tufan Erhürman:

-“Bizimle temas kurdular ama bize güvenmediler” dedi…

Belgenin kendilerine haber verilmeden sunulduğunu söyleyen Bay Tufan şöyle dedi:

-“Bu bize güvenmemekle ilgiliyse, o zaman bizimle hiçbir temas kurulmaması gerekir. Hem temas kurup hem güvenmemek ayrıca bir anomalidir… Neresinden bakarsan bak, burada ‘ben bilirim, ben yaparım olur’ anlayışı vardır. Hiç kimsenin fikrine ihtiyaç duymuyor arkadaşlar. Bilip yarattığı şeylerin, memlekette neler yarattığı ortada. Böyle devam etmeye niyetliyseler, biz de ilişkilerimizi gözden geçireceğiz”…

İlişkilerini gözden geçirip yeniden “süs bitkisi” olarak Cenevre’ye “götürülüyorlar” Hakan Fidan’ın bavulunun içinde!

***

-“Kara para mı, çözüm mü?” diye sorulsa, “kara para” cevabını verirsiniz!

İşte bu yüzden Cenevre’de “süs bitkisi” olmak için gönüllüsünüz…

“Yediemin sözleşmesi” ile bütün kara para şirketlerinin “küçük hissedarı”sınız çünkü, %1 ya da %49 fark etmez!

-“Federal hükümette en az bir Kıbrıslı Türk bakanın onayı olmazsa olmazımızdır” dedi Mustafa Akıncı…

-“Bir Kıbrıslı Türk başkan olamazsa olmaz” dedi Tufan Erhürman…

“Çözümsüzlük çözümdür, biz halimizden memnunuz” diyorlar.

Sanal bahis mafyası sizden daha iyi savunacak adam bulamaz bu kara para düzenini, Baylaaar!

About the author