Aziz Şah – Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği “tek çözüm iki bölgeli iki toplumu federasyondur” deyip duruyor. Bunu söyledikten sonra da “AB ilke ve değerleri çerçevesinde” diyor.
AB hukuku ve muktesebatı demektir “AB ilke ve değerleri”.
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin söylediği şudur: Kıbrıs AB üyesidir. Çözümden sonra da AB’den çıkmayacağına göre AB hukukunun temeli ve muktesebatın parçası olan “AB Temel Haklar Şartı” temelinde iki bölgeli bir federasyon.
Kıbrıs Cumhuriyeti bugün yasa yaparken iki şeye bakar: Ya yasaların AB hukukuna uygun olmasına bakar ya da yasalar doğrudan Brüksel’den gelir. Çünkü Kıbrıs, AB’ye üye olurken egemenliğini Brüksel’de askıya astı.
AB üyesi Kıbrıs’ta çözümün AB muktesebatı ve hukuku çerçevesinde olmak zorunda olduğu konusunda defalarca yazdım. Bu konuda hiç ağzını açan olmadı…
Kıbrıslı Rum toplumunda sıkça konuşulan bir başlıktır bu. Gazeteciler yazar, siyasiler dile getirir, bildirilerde yazılır. Ama Kıbrıslı Türk toplumunda yazıp konuşanlar cesaret edemiyor bu konuya değinmeye…
Çünkü birincisi çoğunluk bilmiyor, ikincisi bilenlerin çıkarına dokunuyor, üçüncüsü gerçeği dile getirirlerse 50 yıldır söyledikleri yalan ortaya çıkacak!
Nedir bu yalan?
-Türk ve Rum bölgelerinden oluşan bir federasyon!
Buna uluslararası dilde “APARTHEİD” denir. BM sözleşmeleri ile yasaklanmıştır ve uluslararası ceza hukukunda “insanlığa karşı suç” olarak tanımlanır.
Ayrıca AB hukukunun temeli ve muktesebatın parçası olan “AB Temel Haklar Şartı”na göre etnik kökene göre ayrımcılık yapamazsınız, ikamet ve dolaşım özgürlüğü ile oy kullanma ve aday olma hakkına karışamazsınız. Etnik kota, yasak ve sınırlandırma koyamazsınız.
Düşünün: Kıbrıslıların bütün AB içinde oturum ve mülkiyet hakkı serbest. Ama Eleni Girne’de yaşayamıyor, Ahmet Baf’ta yaşayamıyor. Eleni’nin yaşayamadığı evde Alman Hans yaşıyor, Ahmet’in yaşayamadığı evde Fransız Pierre yaşıyor…
“Bir Türk tezi olan federasyon” tam olarak budur: Türk ve Rum bölgesi.
İşte bu, uluslararası ceza hukukunda insanlık suçudur, AB hukukunda ise yasaktır.
AB muktesebatının ilk dört başlığı şunlardır: 1. Malların Serbest Dolaşımı, 2. İşçilerin serbest dolaşımı, 3. Yerleşme/oturum hakkı ve hizmet sunma serbestîsi, 4. Sermayenin serbest dolaşımı.
Avrupa Birliği bunun için kuruldu. AB üyesi olan bir ülkede “etnik bölgeler” temelinde “iki bölgeli bir federasyon” imkânsızdır.
İllâ ki “etnik bölgeler”e dayalı “iki bölgeli” çözüm istiyorsanız onun adı “iki devletli çözüm”dür:
-Ya Kıbrıs Cumhuriyeti ya Türkiye!
Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığını kaybederek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacaksınız…
Crans Montana’da AB hukukuna aykırı bir çözüm olması için Türkiye 6 maddelik Guterres Çerçevesi’ne “7. madde” ekletmek istedi:
-“Kıbrıs’ta varılacak çözüm AB muktesebatına aykırı olabilir” diye!
-AB üyesi olan bir ülke nasıl AB hukukuna aykırı olacak?
Böyle bir “çözüm”ün olduğunu farz edelim…
İşlemez, çöker!
Tufan Erhürman dedi ki: “Herhangi bir Kıbrıslı Türk’ün hiç başkan olamayacağı bir düzende siyasi eşitlik yoktur. Federal devletin tüm organlarında alınacak olan kararlarda en az bir Kıbrıslı Türk’ün oyu olmalıdır”…
Mustafa Akıncı da dedi ki: “Federal hükümette en azından bir Kıbrıslı Türk bakanın onayının aranması ilkesi olmazsa olmazımızdır”…
Erhürman ve Akıncı’nın bu söylediği “siyasi eşitlik” değildir, etnik ayrımcılık ve ayrıcalıktır.
“Bir Türk dünyaya bedeldir” ilkesidir bu!
Birincisi bu AB hukukuna aykırıdır, ikincisi böyle bir devlet işlemez.
Örneği var: 1960-63 arası Kıbrıs Türk Liderliği vergi yasasını bloke etti Kıbrıs Cumhuriyeti’nde. Vergi toplayamayan devlet ne olur?
“Tek bir Türk’ün oyu”na kaldıysa “federal devlet”in karar alması, o devlet işlemez.
Kıbrıslı Türk federalistler AB hukukuna aykırı olan Türk ve Rum bölgelerinden oluşan apartheid “federasyon”u savunur.
AB pasaportu ve fonları tatlı ama hukuku acı mı?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin feshi anlamına gelen iki devletli ya da federal veya konfederal bir çözüm eninde sonunda Kıbrıs’ın Türkiye tarafından yutulması ile sonuçlanacaktır.
Hristodulidis Kıbrıs Cumhuriyeti’ni feshetmenin sonucunu biliyor mu?
Kıbrıs’ın tapusu üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’ndedir. Tapuyu tartışmaya açmak tüm Kıbrıslıların yok oluşudur.
