
Aziz Şah – Türkiye’de kökleri 1950’lere uzanan İslam’ın siyasallaştırılarak toplum mühendisliği olarak kullanılması sürecini Kıbrıs’ta Türk ordusunun işgali altındaki vatanımızda 10-15 senede tamamlamaya çalışıyorlar.
Çok aceleleri var…
Kıbrıs’taki milat 27 Eylül 2013’te işgal işbirlikçisi CTP’lilerin kurdelesini kestiği imam hatiptir.
Türkiye Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yürüttüğü etnik temizlik, sürgün ve kansız soykırım sürecini hızlandırmaya karar verdi.
Türkiye’de 75 senede yaşanan Siyasal İslamcı dönüşümü Kıbrıs’ın işgal bölgesinde 10-15 seneye sıkıştırmalarının başka açıklaması yoktur…
***
182.000 kuzeyli Rum, 20 Temmuz 1974 işgalinden sonra evlerinden kovularak güneye sürüldü…
Türk işgalinden 11 ay sonra 20.000 küsur Rum kuzeyde yaşıyordu. Denktaş Karpaz’da bir papazın öldürülmesi ve kızının tecavüze uğraması üzerine 12 Eylül 1974’te tecavüz ve cinayet hakkında ABD Büyükelçisine bilgi verir. Bunun üzerinden 1 sene 3 ay geçtikten sonra Denktaş, 1976 Ocak’ında ABD Büyükelçisi William Crawford’a Girneli Rumların kovulmasından sonra sıranın Karpazlılara geleceğini söylüyordu…
Karpaz’da 7.900 ve Girne-Bellapais’te 920 Rumun yaşadığı sırada sistematik göçe zorlama haberleri üzerine ABD Büyükelçisi William Crawford Denktaş ile Bellapais’te görüşür:
-“Girne bölgesinde yaşayan Kıbrıslı Rumların kovulması için askeri bir karar alındığı gibi bir sonuca vardık” der ABD’li diplomat Denktaş’a… Denktaş başını sallayarak onaylar Bay Crawford’u.
ABD Büyükelçi sıranın Karpaz’a gelip gelmeyeceğini sorduğunda ise, “Evet, gelecek… Askerin kararı bu yöndedir” der Denktaş.
200.000 küsur kuzeyli Rumdan geriye (KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın 2013 verisine göre) 311 insan kaldı.
Diş Doktoru Sariyan vardı Arabahmet’te. Kızı, Denktaş’ın eşi Aydın Hanım’ın sınıf arkadaşıydı. Arabahmet Camisi’nin karşısında evleri vardı…
1974 olduğunda Sariyan’ın kızı Aydın Hanım’a gitti, “Biz burada kalmak isteriz, güneye gitmek istemeyiz” dedi…
Aydın Hanım konuyu açınca, “Ermenilerin gönderilmesinin bizimle alakası yoktur, Ermenilerin gönderilmesi Türkiye’nin politikasıdır” dedi Denktaş.
Böylece 1915’te Anadolu’dan kovulan Ermeniler, 1974’te de Kıbrıs’ın kuzeyinden kovulur…
Rumlar, Ermeniler, Maronitler kovulur. Geride Türkçe konuşan Kıbrıslılar kalır. GKK kuruluş yasasının 4. Maddesine göre, “Türk asıllı” sayılmayan sonradan Türkleştirilmiş “ne idüğü belirsizler”…
110 bin kişiydik Türk ordusu 1974’te Kıbrıs’ı işgal ettiğinde bugün yarımız göç etti.
İşgalden 50 sene sonra yarısı göç etmiş olan Kıbrıslı Türk toplumu da Türkiye’ye fazla geldi.
İşgal rejiminin “türban tüzüğü”yle başlattığı provokasyon sürecinin başka açıklaması yoktur.
***
1980’lerin sonunda Suudi Arabistan Petrol Şirketi ARAMCO’nun finanse ettiği RABITA Örgütü’ne Denktaş Kıbrıs’ın işgal bölgesinde alan açsa da demografik yapı siyasal İslamcılığa müsait değildi.
1987-1991 arası TC Sömürge Valiliği yapan Ertuğrul Kumcuoğlu anılarında TC Elçiliğinde Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal ve Nevzat Yalçıntaş gibi isimleri misafir ettiklerini yazar. Bunlar Siyasal İslamcılığın o dönemki en önemli isimleridir.
1974 işgalini Batıcıların CHP’si ile İslamcıların MSP’si gerçekleştirdi, Bülent Ecevit ile Necmettin Erbakan… Ayrıca belirtelim, MSP’nin öncülü olan MNP’nin fikir babası da Nakşibendi tarikatı şeyhi Mehmet Zahid Kotku’dur. 1980’lerin sonunda Lefkoşa’da TC Sömürge Valiliği’nde misafir edilen Korkut Özal ve Nevzat Yalçıntaş da Kotku’nun cemaatinden yetişti. Örgütlenmeye başlarlar ama attıkları tohum tutmaz. Çünkü demografik yapı uygun değil…
1974 işgalinden sonra Türkiye’nin yerleşimcilere kurdurduğu ilk iki parti de (Demokratik Parti ile Islah ve Refah Partisi) İslamcıydı. Onlar da tutmamıştı…
İslamcılık tutmayınca faşist Türk Birliği Partisi’ni kurdurdular. Sonra da TC işgal valisi İnal Batu hepsini birleştirip YDP’yi kurdu.
İskenderpaşa Cemaati şeyhi Mehmet Zahid Kotku’nun öğrencilerinin 12 Eylül darbesinden sonra Kıbrıs’a kanca atmasından bugüne hiçbir şey tesadüfen olmadı.
1974’ten sonra Rumların ve Ermenilerin kovulması da, 1980’lerde İskenderpaşa cemaatinin gelmesi de tesadüf değildi.
Denktaş’ın dediği gibi “askerin kararı bu yöndedir”…
1980’lerde RABITA teşkilatı Kıbrıs’a geldiğinde işgal ordusu “laik”ti ve Atatürkçü’ydü hamdolsun!
Ama Özel Harp Dairesi’nin bir elinde Nutuk vardır, diğer elinde Kuran!
***
Çok acelesi var Türk işgal rejiminin…
Türkiye’de 1950’den bugüne 75 senede sağlanan Siyasal İslamcı dönüşümü Kıbrıs’ın işgal bölgesinde 15-20 senede tamamlamaya çalışıyorlar.
1974’ten sonra yerleşimcilere İslamcı parti kurdurdular ama tutmadı.
1980’lerin sonunda Suudi Arabistan finansmanında örgütlendiler ama tutmadı.
Çünkü demografi müsait değildi.
-Din nüfustan çıkar!
Şu anda üzerine bastıkları zemin 2005-8 arası CTP’nin “vatandaş” yaptığı 54.000 yerleşimcidir. Ferdi Sabit Soyer’in dediği gibi, “Onlar da ailelerin getirdiler”. Sonra da yerleşimciler için Kuran kursları ve imam hatip açıldı. Şimdi de “türban tüzüğü”…
Siyasal İslamcılığın üzerine bastığı zemin yerleşimci sömürgeciliğidir. Bununla yüzleşmek gerekir önce…
Bizim sorumuz şudur:
-Yerleşimci sömürgeciliğine nasıl direnilir?