
Aziz Şah – Yerleşimci sömürgeciliği tam olarak budur: “Dağdan gelip bağdakini kovmak”tır…
Hamitköy imamı ve Din-Gör-Sen “sözcüsü” yerleşimci İbrahim Damar,
-“Kafirin cenazesi kılınmaz” diye KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel’i açık bir şekilde hedef gösterdi.
Yerleşimcilerin “Hak ve Özgürlük Platformu Başkanı” Mustafa Tıngır,
-“Aidiyet hissetmeyen Rum tarafına gidebilir. Kanımızı dökerek geldik, ben buradan ancak kanımla ayrılırım” diyerek KTOEÖS Başkanı Selma Eylem’i hedef gösterdi…
Verilen tepkilere bakıyorum da yeni mi yüzleşiyorsunuz bu gerçekle?
Kıbrıs’ta işgalin gerçek adı YERLEŞİMCİ SÖMÜRGECİLİĞİ’dir.
Yerleşimci kolonizasyonu yerlilerin bertaraf edilmesi üzerine kuruludur. Kanlı, kansız, sürgünle, kovarak, yaşam alanını yok ederek, asimilasyon, entegrasyon ve fiili ilhak ile…
Yerleşimci, yerli halkı zorla yerinden ederek onun yerini işgal edene denir.
Yerleşimci yerliyi yok ederek önce onun kimliğine bürünür, sonra yeni bir kimlik yaratır.
Yerleşimci Erhan Arıklı ne demişti Arif Hasan Tahsin’e?
-“Ben senden daha Kıbrıslıyım”…
Senin yerine geçer. Evini gasp eder, toprağını çalar. Senin yerine oy kullanarak iradeni gasp eder. Sonunda da senin kimliğini yok edip yeni bir kimlik yaratır.
-“Aidiyet hissetmeyen Rum tarafına gidebilir”…
İşte buna yerleşimci sömürgeciliği denir. Kıbrıs’taki Türk işgalinin gerçek adı budur…
Yerleşimci sömürgeciliği budur:
-“Beğenmeyen Rum’a gitsin”…
50 senedir kaç defa duyduk bunu?
50 sene önce Rumları kovdular. Şimdi Kıbrıslı Türkleri kovuyorlar…
50 sene önce kovulan Rumların evlerine “TUTULMUŞTUR” yazısı asanlar şimdi akıl tutulması yaşıyor!
Konu laiklik ya da türban değil. Konu Türkiye’nin işgal ettiği Kıbrıs topraklarının gasp edilmesidir.
İşgal türbanla örtülmez…
1975’te Türkiye’den yerleşimci nüfus taşınmaya başlandığında 20.000 Kıbrıslı Rum evlerindeydi.
İnsan yaşayan evlerin içine taşıdılar yerleşimcileri!
-İçinde insan yaşayan eve nasıl nüfus yerleştirirsiniz?
-İçindekini kovarak!
Etnik temizlik olan yerleşimci terörizmi ile…
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu süreci çok güzel anlatır:
-“Birisinin toprağını işgal ediyorsunuz. İşgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz, yıkıyorsunuz, dışarı atıyorsunuz, sonra bir başkasını getirip oraya koyuyorsunuz, sonra buna da bir terim buluyorsunuz ‘yerleşimci’ diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır”…
Fidan’ın “hırsız” tanımlamasını yeterli bulmayan Tayyip Erdoğan ise şöyle dedi:
-“İşgalci yerleşimcilerin terörist olarak ilan edilmesi çok çok önemli… Düşünün bir eviniz var, atanız dedeniz o evde yaşamış, yıllarca o toprağı işlemiş, üzerinde yaşamışsınız sonra eli silahlı bu teröristler geliyor ve size, ‘Burası artık benim’ diyor. Bu zulüm değil de nedir?”…
Türkiye bunu yaptı Kıbrıs’ta…
200.000 Kıbrıslı Rumu yerinden etti. Onların yerine Türkiye’den yerleşimci taşıdı. Ondan sonra da yaklaşık 45 senedir Kıbrıslı Türkleri kovuyorlar…
Hamitköy imamı ile sözde “Hak ve Özgürlük Platformu başkanı” yeni bir şey söylemedi!
Türkiye’nin Kıbrıs’ın işgal bölgesinde Albay İsmail Tezer’e 1979’da kurdurduğu Türkçü faşist çizgideki Türk Birliği Partisi ile başladı Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs’tan kovma!
Faşist yerleşimci Albay Tezer, miting meydanlarında,
-“Kıbrıslıların donlarını başlarına geçirmekten” bahsederdi…
-“Venedik bozuntuları” ve “İngiliz piçleri” diye hitap ederdi Kıbrıslılara…
Yeni mi zannettiniz bugün olanları?
40 sene önce Türklük üstünden yaptılar aynı saldırıları: Türkleştiniz!
40 sene sonra İslamcılık üstünden yapıyorlar aynı saldırıları…
Türk devletinin asırlık toplum mühendisliği pratiğini uyguluyorlar: Atatürk’le Türkleştirdiler, türbanla tebaalaştırıyorlar.
12 Eylül’den beridir Türkiye Cumhuriyeti’nin “vatandaş”a biçtiği gömlek Türk-İslam sentezidir.
Yerleşimci sömürgeciliği 1974’ten 2010’lu yıllara kadar Atatürkle Türkleştirdi, 2010’lardan bu yana da İslamlaştırıyor.
Siz daha konuyu anlamadınız…
Laiklik, Atatürkçülük, çağdaşlık diye mırın kırın ediyorsunuz.
“Barışçı” ve “aydın” geçinen insanlar Siyasal İslamcı saldırıya karşı Türklüğünü ispat etmeye çalışıyor:
-Ruma öyle direndik böyle direndik, “kimliğimizi” koruduk!
Sömürgeci Türk ırkçılığı, “Türklüğünü ispat etme”yi bir disiplin-denetim-dizginleme mekanizması olarak kullanır.
Hatırlamazsınız değil mi Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ne demişti Ferdi Sabit Soyer’e?
-“Türklüğünü ispat et”…
Ferdi de Türklüğünü ispat ederken önce 54.000 yerleşimciyi “vatandaş” yaptı, onlar da ailelerini getirdiler. Sonra Kuran kursu ve imam hatip açtı…
Siz de Siyasal İslamcı saldırıya karşı aynı Ferdi gibi “Türklüğünüzü ispat etme”ye çabalıyorsunuz…
Türk-İslam sentezi sömürgecinin biçtiği gömlektir: Türklük ile İslamcılıktan korunamazsınız…
Türkçülük ve İslamcılık organik bir bütündür.
Yobazlığın panzehiri şovenizm değidir!
-“Biz Ruma direndik, kimliğimizi koruduk” diye Türklüğünüzü ispat etmeye çabalamayın boşuna…
-Lan besleme, sen Türk değilsin, GKK komutanı bile olamazsın lan!
-İngiliz piçi!
-Venedik bozuntusu!
-Linobambagi!
Yobazlığın panzehiri Türkçülük değidir. Türkleştirme ve İslamlaştırma yerleşimci sömürgeciliğinin ta kendisidir!
Türkçü-İslamcı yerleşimci sömürgeciliğinin tek bir panzehiri vardır: Kıbrıslılık, Kıbrıs milliyetçiliği, anayasal Kıbrıs yurttaşlığı!