Hristodulidis’in “kuzeybatı” dediği Girne’nin batısı mı?

Aziz Şah – Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında büyükelçiliği vardır. Neden diğer Türk Devletleri’nin de olmasın?

Özbekistan, Türkmenistan ve Kazakistan’a neden şaşırdınız? Azerbaycan da açacak daha Büyükelçilik…

Girne Kapısı’nda eski Türk mezarlığının üstüne inşa edilen TC Büyükelçiliği nerededir?

-Kıbrıs Cumhuriyeti toprağında!

Bugün Türkiye’nin işgali altındadır Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yarısı, TC Büyükelçiliği de işgal altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında kaldı…

Kıbrıs’ta tek bir devlet vardır: Kıbrıs Cumhuriyeti devleti.

Türkiye Cumhuriyeti 4 Mart 1964’te oy verdiği 186 No’lu BM kararıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’ni adanın tek temsilcisi olarak kabul etti.

24 Şubat 1995’te Türkiye Cumhuriyeti Devleti Gümrük Birliği’ne girmek için Tansu Çiller’in imzaladığı anlaşma ile “Garanti ve Güvenlik Anlaşması”ndaki şu maddeyi ortadan kaldırdı:

-“Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte üye olmadıkları hiçbir uluslararası organizasyona Kıbrıs Cumhuriyeti tek başına giremez”…

Bu madde Türkiye’nin imzaladığı Gümrük Birliği anlaşması ile ortadan kalktı ve Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti tek başına Avrupa Birliği’ne girdi.

Bu sene hem Türkiye’nin Milli Savunma Bakanlığı hem de BM Daimi Temsilcisi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’ni de tanıdı.

Kıbrıs Cumhuriyeti Aralık ayında ilan ettiği NAVTEX ile 5. ve 10. parsellerde sondaj çalışması başlattı. 19 Haziran’a kadar devam edecek sondaj…

Bırakın Türk savaş gemilerinin müdahale etmesini Türk Hariciyesi doğru dürüst açıklama bile yapmadı…

-Neden?

Türkiye’nin resmi söylemde Kıbrıs Cumhuriyeti ile iki “çatışma noktası” var Münhasır Ekonomik Bölge’de: “Kıbrıslı Türklerin hakları” ve Türkiye’nin MEB’i ile Kıbrıs’ın MEB’inin kesiştiği 1-4-5-6-7’nci parseller.

Bir de sözde KKTC’nin TPAO’ya verdiği sahte “doğalgaz arama ruhsatı” var ama onun lafını bile etmiyor Ankara. Çünkü koçanlar sahte, uluslararası hukukta bir karşılığı yok!

Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye’nin onayladığı 186 No’lu BM kararıyla tüm adanın temsilcisi olarak Türkiye dışındaki bütün ülkelerle anlaşma yaptı.

Şu anda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 5. ve 10. parsellerinde sondaj var. Bu konuda Türkiye’den ciddi bir açıklama gelmedi…

-Neden?

Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, Ocak ayının ilk günlerinde BM Genel Sekreteri’ne gönderdiği mektubunda sadece 5. parseldeki sondajı şikayet etti.

Sonra sondaj başladı…

Faşistlerin kışkırtmaları üzerine 23 Ocak’ta Türkiye Milli Savunma Bakanlığı açıklama yaptı:

-“GKRY tarafından yayımlanan seyir ikazı (navtex), Deniz Yetki Alanımızın dışında ve 11,5 mil yani yaklaşık 22 kilometre güneyinde bulunmaktadır. Bu kapsamda, bahse konu geminin 19 Ocak 2025 tarihinde başlayan faaliyetlerini yakından takip etmekteyiz”…

Bu açıklama, Türkiye’nin aleni bir şekilde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini tanıdığını Milli Savunma Bakanlığı’nın ağzından beyanıdır.

Ne diyor Milli Savunma Bakanlığı?

-Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sondaj yaptığı 5’inci parseldeki nokta Türkiye’nin deniz yetki alanının 22 kilometre güneyindedir. Biz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sondajına karışamayız.

4 Nisan Cuma akşamı New York’ta Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodulidis Türkiye’ye çağrı yaptı:

-“Eğer Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti ile kuzeybatıdaki deniz sınırlarımızın belirlenmesi konusunu görüşmeye hazırsa, biz de görüşmeye hazırız”…

Hristodulidis’in bu açıklamasına Ankara’nın kuklaları bozuldu…

‘KKTC Meclis Başkanı’ Ziya Öztürkler “muhatabın KKTC’dir ve Ersin Tatar’dır” diyor Bay Başkan’a.

Pardon!

Hem “Kıbrıslı Türkler” olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’inden çıkacak doğalgazdan pay istersiniz…

Hem “KKTC” olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yetki alanında TPAO’ya sahte ruhsat verirsiniz…

Hem de Kıbrıs Cumhuriyeti-Türkiye deniz yetki alanına KKTC olarak karışırsınız?

Hristodulidis’in Ankara’ya yaptığı çağrı ile TC Milli Savunma Bakanılığı ve BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız’ın son açıklamaları örtüşüyor.

Türkiye dedi ki: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’i içindeki faaliyetlere, Türkiye’nin hak iddia ettiği bölge ile çakışmadığı sürece, karşmayız!

Ankara Kıbrıs’ın MEB’ini tanıdı. Hristodulidis’in çağrısı işte buna dayanıyor…

Peki, “kuzeybatı” tam olarak neresidir: Girne midir?

About the author