Noyanlar için düğmeye gerçekten Hristodulidis mi bastı?

Aziz Şah – Bir süre önce Simon Aykut’un yargılandığı duruşmalardan birindeyiz. Ara verildi, holde duruyoruz. Toprak gaspçısı Aykut’un yakınlarından biri,

-Kıbrıslı Türk müteahhitler kaçıyor, işlerini Dubai’ye taşıyorlar, dedi.

Araştırdım. İnandırıcı gelmedi. Ganimet zenginleri 50 milyar Dolarlık bir piyasada aşık atamazlar…

İTEM Yasası ile ganimet mi dağıtılıyor Dubai’de?

***

Noyanlar’ın bol bol reklam verdiği Kıbrıs Postası’nın “özel haberi”ne göre Noyanlar Şirketler Grubu’nun sahibi Ahmet Noyan’ın Birleşik Arap Emirlikleri’ne girişi yasaklandı. Rum mallarına izinsiz yapılan inşaatlardan dolayı alınmış bu karar…

Birleşik Arap Emirlikleri ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında adli işbirliği ve suçluların iadesi anlaşması yok. Olsaydı durum daha farklı olurdu…

Kıbrıs Postası’nın haberinden öğrenmezdik Noyanlar’ın Dubai’ye giremediğini. Fileleftheros’tan öğrenirdik tutuklandıklarını…

Hristodulidis hükümetinin gerçekten Kıbrıslı Türk müteahhitlere karşı bir hamle yaptığına inanmıyorum. İnşaat şirketi patronlarını hapiste görene kadar da inanmayacağım!

Çünkü gasp edilen Rum mallarını sattığı için tutuklanan Ukraynalı, Macar ve Alman emlakçıların pazarladığı evleri yapan inşaat şirketlerinin Kıbrıslı Türk patronları ve yöneticileri Avrupa’da fink atıyor, AB ülkelerinde Rum mallarını emlak fuarlarında pazarlıyor. İnşaat şirketlerinin patronları Arap ülkelerinde ve Britanya’da Rum mallarını pazarlıyor…

Fuar fuar geziyorlar Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla!

Bu yüzden Kıbrıs Cumhuriyeti ile adli işbirliği anlaşması bile olmayan Birleşik Arap Emirlikleri’ne Noyanlar’ın girişinin yasaklanmasına soru işareti ile yaklaşmakta fayda var.

-“Rum mallarını yağmalamak KKTC’de yasaldır” diyerek Kıbrıslı Rumların insan haklarına tecavüz edilmesini savunan Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Noyanlar’ı savunmak için açıklama yaptığında neyin ne olduğunu öğreniriz!

Esas ilginç olan:

-Sedat Peker’i saklayan Dubai, Kıbrıslı Türk müteahhitlere mi yasaklandı?

***

Geçenlerde yabancı gazeteciler geldi Kıbrıs’ın işgal bölgesine toprak yağması ve yerleşimci kolonizasyonunu görmek için…

Radyocu olduklarını öğrendiğimde şaşırdım:

-Neden televizyon değil, diye sordum.

-Bu gecekondu gezegenini nasıl anlatacaksınız resimler olmadan?

-Sözcüklerle, senin yaptığın gibi, dedi kadın.

Sonra sorduğu sorulardan gerçekten yazılarımı okuduğunu anladım. Suya yazmıyoruz demek!

-Bizi kolonizasyon bölgelerinden birine götürür müsün, diye sordu.

Trikomo’ya gittik…

Simon Aykut’un krallığına!

Ve tabii ki Noyanlar’ın, Döveç’in, NorthernLand’ın ve AKOL’un…

Fotoğraf çektiler…

-Neden çekiyorsunuz radyoda kullanamazsınız ki, dedim muzipçe…

-Betimlemek için, dedi.

Binaların ortasında dururken bir anda kamerayı suratıma çevirdi:

-Neden binaları değil de beni çekiyorsun, diye sordum.

-Yüzündeki ifade her şeyi açıklıyor, dedi gazeteci kadın.

Dehşetle baktım, öfkeyle baktım, kinle baktım, hüzünle baktım, çaresizlikle baktım, bir yabancıydım, kalakaldım.

Hiçliğin ortasında piç gibi…

Etrafıma şaşkınlıkla bakındım, yabancı gazeteciler ise benim suratıma baktı:

-Simon Aykut şirketine neden AFİK ismini verdi, diye sordu gazeteci kadın…

O an gülümsedim!

1967’de Siyonist terör örgütü İsrail, Suriye’nin Golan Tepeleri’ni işgal ettiğinde kurduğu ilk yasadışı yerleşim birimine AFİK ismini verdi.

Siyonist olmadığını söyleyen Simon Aykut’un şirketine AFİK gibi Siyonizm için tarihsel bir sembolü seçmesi anlamlı…

Yabancı bir gazetecinin bunu bana Trikomo’nun ortasında sorması daha da anlamlı!

Yabancı gazeteciler ödevlerini yapıp gelmişler. Dolandırılan İngiliz emlak mağdurlarından da haberleri vardı, uyuşturucu kaçakçısı Gary Robb’dan da…

Gazeteci kadın ısrarla aynı soruyu sordu:

-Bir insan neden böyle bir yerde yaşamak ister ki?

Dört tarafı binalarla çevrili binalardan oluşan bir labirent…

Sonra,

-Kime yerleşimci denir, diye sordu.

-Önce yerleşimciler Türkiyeli ve Türktür. 1974’te Türk ordusunun silah zoruyla yerinden ettiği Kıbrıslıların evlerini ve topraklarını gasp ederek onların yerine geçen gaspçı Türklerdir yerleşimciler.

-Sonra Türk olmayanlar da yerleşimcidir. Başkasının gasp edilmiş malının üzerinde oturan herkes yerleşimcidir; milliyetin ve dinin bir önemi yok.

-Yerleşimci hırsızdır!

***

Yabancı gazetecilerin ziyaretini yazmak için röportajın yayınlanmasını bekliyordum…

Ama Noyanlar’ın patronunun Dubai’ye girişi yasaklandı diye yazdı “Kıbrıs Postası”, gasp edilmiş Rum mallarının üzerine yasadışı yerleşim birimleri kurdukları için…

Türkiye dışına hiçbir yere gidemeyecek mi şimdi Rumların mallarını gasp eden ve yağmalayan inşaat şirketlerinin patronları?

About the author