
Aziz Şah – Geçenlerde bir dostum aradı. “Bir öğretmen seni görmek ister” dedi…
Temmuz 2000 mitinginden başladı sohbet. Meğersem Bu Memleket Bizim Platformu’nun kurucuları arasındaymış öğretmenimiz. Çok hikâye anlattı. İçlerinden biri gündeme denk düşüyor diye not edeyim:
İşgal rejimi hep “Neden mitinglerinizde bayrak yok?” der ya…
2003 Ocak mitinginden önce yapılan BMBP toplantısında atılmış ilk defa ortaya “bayrak” meselesi bir C. Türk Partili tarafından, ama reddedilmiş…
Demokrasilerde çareler tükenmez!
-“Gittim mitinge, baktım elinde bayrakla biri durur”…
-“Napan sen burada, dedim”…
-“Gündelik aldım, bütün gün bayrağı tutmak için”…
TMT’nin bayraktarlarından gündelik ödenerek bayraktarlık yapanlara uzanır tarihimiz!
***
“Türban tüzüğü”ne karşı yapılan 8 Nisan 2025 mitinginde 5-6 tane bayraklı vardı. Bir ellerinde TC diğerinde KKTC bayraklarıyla Girne Kapısı’nda kalabalığın içine girdiler:
-Aceba onlar da gündelik aldı?
***
Öğretmenimiz bu hikâyeyi anlatınca, ona Mehmet Ali Talat ile Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk karşılaşmasını anlattım.
Çünkü Erdoğan’ın Talat’a sorduğu ilk hesap:
-“Mitinglerinizde Türk bayrağı taşımıyormuşsunuz” idi…
Erdoğan’ın Talat’a sorduğu ikinci hesap:
-‘Ne paranızı ne pulunuzu’ diye bir pankart açmışsınız”…
Talat’ın cevabı ne oldu Erdoğan’a derseniz:
-‘Ne paranı ne memurunu ne askerini ne paketini’ diyenler provokatörlerdi!
Eşref Vaiz anlatıyor:
-“Talat’la kendisine KKTC’de Bayrak Yasası olduğunu, Türk bayrağının hiçbir siyasi partinin tekelinde olmadığını, seçimlerde, mitinglerde ve siyasi maksatlı toplantılarda Türk bayrağının alet olarak kullanılmaması gerektiğini, anlattık”…
Aceba CTP bu yasaya uymak için kahvelerde yaptığı bütün toplantılarda masaya çifte bayrak serer?
-“Bunun üzerine Erdoğan ‘Doğru’ dedi. “…‘Ne Paranızı Ne Pulunuzu’ diye bir pankart açmışsınız” dedi…
Biz dedik ki “O pankart bizim değildi, ‘Bu Memleket Bizim Platformu’nun mitingiydi, bu pankart ortak karar verilen bir pankart değil, provokatif bir girişimdi. Siz de bilirsiniz ki böylesi büyük eylemlerde provokatörler işbaşı yapar”…
Sonra da ne kadar milliyetçi olduklarını ispatlamaya girişirler Erdoğan’a:
-“Bizim kurucularımız Erenköy’e çıkıp savaşmıştır, biz 1974’te mücahitlik yapmış, yurt için, canımız, toprağımız için savaşmış insanlarız. Yurduna, halkına sahip çıkan bir sol geleneğin temsilcileriyiz. Bizi Türkiye’deki marjinal sol ile karıştırmayın”…
Erdoğan ile ilk karşılaştıkları günden beridir Türklüklerini ispatlamak için çırmalıyorlar.
Sonunda da gündelikçi bayrakçı tuttular…
Şimdi de 1955 doğumlu Ünal Üstel Türklüğünü ispat etmek için mücahitlik anısı anlatmaya başladı.
-9 yaşında Erenköy’e mi çıktı aceba?
En acısı da üniversiteyi beraber okudukları, sözde içinde yer aldıkları Türkiye’deki devrimci gençliği bir çırpıda “Bizi Türkiye’deki marjinal sol ile karıştırmayın” diye küçümseyebiliyorlar!
Merak etmeyin, işkence tezgâhlarında ve idam sehpalarında can veren gençlerle karıştıramaz kimse sizi!
1969’da Dolmabahçe’de 6. Filo’yu kıble yapıp namaz kılan dinci-ülkücülerin safına geçtiniz. Boşuna mı Mehmet Ali Talat “ABD Ortadoğu’nun özgürlük feneridir” demişti?
***
Çeyrek asırlık tarihimiz C. Türk Partisi’ne rağmen ve CTP’ye karşı açılmış ve atılmış sloganların tarihidir “General Urfa’ya!”dan beri…
2022 Mart’ında CTP’lilerin de olduğu bir eylemde üç tane pankart açılmıştı:
-“İşgalci Türkiye Kıbrıs’tan defol”…
-“İrademize uzanan Üst-El’leri kıralım”…
-“İşgale istilaya geçit vermeyeceğiz”…
CTP’lilerin bu pankartları gördüğünde nasıl kudurduğunu ve sırtını döndüğünü dün gibi hatırlıyorum…
Türkiye’deki troller ve havuz medyası “İşgalci Türkiye Kıbrıs’tan defol” pankartını fark etmiş üç sene sonra. Televizyon ekranlarında gösteriyorlar… Bu pankarttan dolayı CHP’ye dahi saldırıyorlar. Çünkü Özgür Özel “CTP ile kardeş parti” olmakla övünüyor her fırsatta…
23 sene önce Erdoğan Talat’a sormuştu: “Ne paranı ne pulunu diye bir pankart açmışsınız…”
Talat, “Onlar provokatörlerdir” demişti. Ki bu yazıyı yazmama neden olan öğretmen o “provokatörler”den biriydi…
Şimdi Tufan’a soracaklar:
-“İşgalci Türkiye defol demişsiniz…”
Tufan cevap verecek:
-“Onlar provokatörlerdir”…
“O şarabi eşkiyalar da olmasa benim gayri kimin var” der Can Yücel…
O provokatörler de olmasa bizim gayri kimimiz var?