
Aziz Şah – Kermia’dan Yerolakko’ya doğru giderken buldozerlerle karşılaşırım. Yerolakko’dan Kermia’ya giderken ise ağzımdan tek bir cümle çıkar,
-İsrail gibi.
Arabada yanımda kim olursa olsun, sorar:
-Neden?
Anlatırım:
-Şu kırmızı kiremitli müstakil evler İsrail’de yerleşimcilerin tipik modelidir. Daha çok toprak gasp edebilmek için müstakil ev tercih edilir.
Sorarım:
-Neden evlerine kırmızı kiremit koyarlar bilir misin?
Cevap veriririm:
-Bombalanmayacak olan evleri belirlemek için. Filistinlilerin kırmızı kiremit kullanması da bu yüzden yasaktır.
Ne zaman Yerolakko’dan Kermia’ya doğru yol alsam işgal altındaki Filistin’den geçer gibi hissederim…
Kalın Yol’a kadar buldozerlerle karşılaşırım, Kalın Yol’a geldiğimde ise Ferrari, Porsche, Mercedes, Range Rover’ler karşımdadır. Birkaç kilometrelik seyahatte işgalin ekonomi politiğini görürsünüz!
***
Kıbrıs’ta işgalin insanlıktan çıkardığı yaratıklara bakarken aklıma Siyonist terör örgütü (İsrail ordusu) mensubu Kürt Yahudisi Moşe Nissim gelir.
2002’de Cenin katliamı sırasında 75 saat boyunca D-9 buldozeri ile Filistinlilerin evlerini yıkmıştı.
Sonra da Yediot Aharanot gazetesine verdiği röportajla bundan nasıl zevk aldığını anlatmıştı:
-“Ben her şeyi silip kazımak istiyordum. Subaylar bana bir evi yıkma emri verdiklerinde başka evlerin duvarlarını da yıkma fırsatı buluyordum. Üç gün boyunca buldozer kullandım, ezdim geçtim. Bütün meydanı… Evlerin çöktüğünü görmekten keyif alıyordum, zira Filistinlilerin ölmeye aldırış etmediklerinin farkındaydım. Hem evlerinin yıkılması onlara daha fazla acı veriyordu. Şahsen benim canımı sıkan bütün kampı yerle bir etmemiş olmamızdır. Yaptıklarımız beni tatmin etti, gerçekten keyif aldım…
Ara vermeden 75 saat çalışmaya nasıl devam ettiğimi bilmek istiyorsunuz? D-9’dan hiç inmedim. Yorulmadım da, Scotch içip duruyordum. Çantama bir sürü koymuştum. Başkaları yanlarına giyecek almışlardı, fakat ben ne yapacağımızı biliyordum. O yüzden yanıma Scotch ve tuzlu fıstık aldım. Cenin bana dertlerimi unutturdu”…
***
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde de çok Moşe Nissim var: Toprak gaspçısı, emlakçı, aracı avukat, gazeteci ve müteahhit kılığında…
Size bu çok abartılı gelebilir. Kendinizi çok medeni zannediyor olabilirsiniz. İşgal insanlıktan çıkma sürecidir. Buldozer yerine Ferrari sürüyor da olabilirsiniz. Buldozerle ev yıkmayıp sadece toprak satıyor olabilirsiniz. Toprağın üzerine ev yapıyor ve satıyor olabilirsiniz. Fark etmez… Sizden olmayan biri olarak dışarıdan size bakarken Moşe Nissim’ler görüyorum. Moşe en azından açık sözlüdür. Siz o kadar bile olamadınız!
-“Hem evlerinin yıkılması Filistinlilere daha fazla acı veriyordu”.
Hade, aynı cümleyi Kıbrıslı Rumlar için kurun:
-“Hem topraklarının yağmalanması Kıbrıslı Rumlara daha fazla acı veriyordu”…
***
Her seferinde bir emlakçı tutuklandığında, bir müteahhit ile ilgili haber çıktığında telefonumun çalmasından da mesaj atılmasından da soru sorulmasından da çok sıkıldım…
Müteahhitleri düşünüyorsunuz ve onların gailesini çekiyorsunuz ama toprağı ve toprakta kökü olan insanlar aklınıza dahi gelmiyor.
Çünkü 75 saat Scotch ve tuzlu fıstık ile buldozer kullanarak Filistinlilerin topraklarını işgal eden Moşe Nissim’in bilincine sahipsiniz!
***
İşgal altındaki Filistin’de anti-Siyonist Yahudiler içinde önde gelenlerden biri olan Marksist Michel Warschwaski şöyle yazar:
-“İsrail’in sembolü artık Davud Yıldızı değil, buldozerdir.
Buldozer her yerde, her zaman ve her vesileyle kullanılmaktadır. Baypas yolları açmak için, evleri, yolları ve hatta mahalleleri yıkmak için, ağaçları ve meyve bahçelerini kökünden söküp yerle bir etmek için, doğayı ve kültürü yok etmek için.
Buldozer bir kere harekete geçtiğinde Yeşil Hat’ta da durmaz.
Buldozer herhangi bir şekilde çevreyi tahrip etme ya da doğaya saygı duymama kaygısı olmaksızın efendi konumundadır. Dağların oyulup deşildiğine de çok rastlanmıştır. Hâlâ yerinde durmakta olan çok az sayıdaki orman da neredeyse son ağacına kadar sökülüp yok edilmiştir.
Buldozer İsrail egemenliğini ortaya koymanın ve toprağı fethetmenin nihai aracı haline gelmiştir”…
***
Savaş uçağı ile toprağı ele geçiremezsiniz, sadece bombalarsınız…
Asker işgal edilen yeri sonsuza dek elinde tutamaz…
Tank ve zırhlı araçlarla ancak belli bir süre işgal ettiğiniz yeri elinizde tutarsınız.
Savaş uçağının ve tankın yapamadığını buldozer yapar: İşgal edilen toprağı ele geçirir!
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “buldozer” müteahhitlerdir, emlakçılardır, aracı avukatlardır.
Toprak gaspından dolayı birileri tutuklandığında, dava açıldığında ya da ceza aldığında arayıp durmayın beni. Haklarınızı sormayın. Sizin bu topraklarda hiçbir hakkınız yok!