
Aziz Şah – İşgal nedir?
-İnsanlıktan çıkmaktır.
-Yerleşimci kolonisi nedir?
-Evlerinden zorla atılan insanların hatıralarının üzerinde “müzik festivali” yapmaktır.
Çünkü yerleşimcilerin üzerine bastıkları toprakla hiçbir bağları yoktur. İşte bu yüzden onurdan ve utançtan yoksun bir şekilde her şeyi yapabilirler.
Yerleşimci sömürgeciliği hafızası olan her şeyi yok eder, değersizleştirir ve istismar eder. Varoşa da Kıbrıs’ın hafızasıdır…
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde Mağusa’da, tam olarak “Kapalı Maraş”ta uluslararası bir müzik festivali yapıldı 10 Mayıs’ta “North Cyprus Zamna” adıyla…
Elektronik müzikle ilgim alakam olmadığı için yeni duydum, daha doğrusu dehşet verici fotoğrafları ve videoları gördüm.
Bu müzik festivali “Zamna” adını Maya mitolojisinde bir tanrıdan ve ruhunu ise “Meksika yerlilerinin kökleri”nden alıyormuş!
Yerlilerin kovulduğu Mağusa’da bir “yerli festivali” ama Meksika yerlisi!
Alman Chris Avantgarde, Türk DJ Mahmut Orhan, İsveç ve Uruguaylı Sparrow-Barbossa ve Fransız Abstraal gelmiş işgal altındaki topraklara.
Hayatımda ilk defa duydum bu isimleri…
Eminim ki onlar da hayatlarında ilk defa duymuşlardır Famagusta ve Varosha’yı!
Yağmalanmış, bombalanmış, tecavüz edilmiş, gasp edilmiş Varosha’yı arka fon manzarası yaptılar festivallerine…
Savaşta Varoşalıların “sofrası kurulu” terk ettiği evlerinin bahçesinde tepindiler.
Özel Harp Dairesi Başkanı Kemal Yamak Varoşa’nın istilasını böyle anlatmıştı:
-“Sofrası kurulu, tabağında yemeği yarım kalmış evler vardı”…
Yerleşimci kolonisi budur. Üzerine bastığınız toprakla hiçbir bağınızın olmaması ve olmayacak olması…
Konserin videolarını izlerken insanlık onurundan ve en küçük utanma hissinden yoksun barbarlığı gördüm. En utanç verici olansa kendi tarihinden habersiz Mağusalı/Kıbrıslı gençlerdi…
Sosyal medya fenomenlerinin ve şarkıcıların “Kapalı Maraş”ta klip çekme küstahlığından müzik festivali alçaklığına sıçradı işgal…
-Mezarlığın üstünde müzik festivali ve dans!
Bana en çok Mağusalı gençlerin paylaşımları dokundu…
-Mağusalı gençler bilmiyor mu Varoşa’nın anlamını?
-“Ev”de öğrenmemişlerse yoktur o ahlak.
-Mağusalı gençler neyin üzerinde tepindiklerini bilmiyorlar mı?
-Yalnızca evlerinden kovulan Varoşalıların hatıraları ve hafızaları üzerinde de değil, kendi geleceklerinin üzerinde tepiniyorlar!
Gasp edilen yalnızca Kıbrıslı Rumların “mülkiyet hakkı” değildir. Tüm Kıbrıslıların insan hakları, KENDİ GELECEĞİNİ TAYİN HAKKI ve normal bir devlette yaşama hakkıdır.
-Mağusalı gençler!
-Kendi geleceğinizin üzerinde tepindiniz…
Brecht “ekmek yoksa ahlak da yok” demişti.
Ev yoksa ahlak ve vatan da yok. Ahlak ve vatanseverlik evde kazanılır. Ev çalıntıysa ahlak ve vatan yoktur. Evin önünde “halk arabası” Range Rover park edilmişse zaten öyle bir ev yoktur. Çalıntı emlaktır…
Arka fonda yağmalanmış Varoşa manzarasında Erkin Koray’ın “Şaşkın”ı çalıyordu…
Varoşa’nın kulaklarına kulaklarına zurna çaldılar, zurna!
İrkildim, fotoğraf sanatçısı sevgili dostum Stefanos Kouratzis’in Mağusa kitabını açtım önüme: “The Algos of Nostos”, Geri Dönüşün Acısı.
Stefano’nun çektiği Varoşa fotoğrafının önüne bir sahne kurmuşlar, havai fişekler, ışık gösterileri ve ses patlamaları…
Bombardımanda patlamalarla aydınlanan gecede ses efektleri alçak uçuş yapan savaş uçaklarının gürültüsünü çıkarıyor.
Kimsenin mi haberi olmadı bu “festival” utancından, haberi olanların ise hiç mi midesini bulandırmadı? Nerede o Mağusalı barışçılar? “Acıların bayramı olmaz” ama festivali olur!
İşgal bir dehümanizasyondur, insanlıktan çıkma sürecidir. Tutulmuştur insanlığınız.
50 senedir yağmalanmış, bombalanmış ve gasp edilmiş Varoşa’yı her fırsatta bir şantaj silahı olarak kullanıyor Türk işgal rejimi. Varoşa’da yapılan müzik festivali de Lefkonuk’ta 20.000 nüfusluk yerleşim birimi inşa eden Türk müteahhitlere tutuklanma emri çıkarıldığı günlerde gerçekleşti.
Varoşa’da “Zamna” müzik festivali yapılırken, Lefkoşa’da da küstah bir “mal-mülk” tartışması sürmekteydi. İşgal rejimi federalistinden faşistine tek cephede birleşti: Mehmet Ali Talat’tan Oğuzhan Hapioğlu’na Tufan Erhürman’dan Kudret Özersay’a Mete Hatay’dan İnşaat Taşeronları Birliği’ne en geniş mutabakat sağlandı.
Hepsi Erhan Arıklı’nın çizgisine geldi: Göze göz dişe diş karşılık verelim!
Kıbrıslı mültecilerin açtığı toprak gaspı davaları ve Lefkonuk’taki Türk müteahhitlere tutuklama emirlerinden sonra Erhan Arıklı,
-“Mülkiyet meselesinde rövanş almanın tam zamanı” diyerek Maraş’ı askeri bölge olmaktan çıkarıp Taşınmaz Mal Komisyonu eliyle açalım, dedi.
Federalistler de “Taşınmaz Mal Komisyonu’nu kullanalım” diyor, faşistler de “Taşınmaz Mal Komisyonu’nu kullanalım” diyor…
Fotoğraf sanatçısı Stefanos Kouratzis’in “Mağusa-Geri Dönüşün Acısı” kitabının ilk fotoğrafı Eleftheria ile Despo’nun omuz omuza birbirlerine sarılarak 50 sene önce iki kız çocuğu olarak terk ettikleri Varoşa’ya girişleridir.
Stefano, “Fotoğraflar sana ne hissettirdi?” diye sormuştu…
-Sadece ‘utanç’ Stefano, sadece ‘utanç’… Senin çektiğin Varoşa fotoğrafının önünde “Meksika yerlilerinin kültürü”nden beslenerek müzik festivali yaptılar, adına da Mayaların tanrısını verdiler…
Kıbrıs’ta tanrı 1974’te öldü!