
Aziz Şah – Arif hocanın meşhur bir hikâyesi vardır.
Lapta’da evinde otururken evi izleyen iki kişiyi görmüş Hoca.
-“Noldu be gençler, nere bakarsınız?” demiş.
“İlerde bu araziyi alacağız da ona bakıyoruz” cevabını almış…
Yerleşimci sömürgeciliğinde yerlinin nasıl kovulduğunun hikâyesidir bu.
***
Arif Hasan Tahsin, nam-ı diğer Arif hoca öğretmen, mücahit, sendikacı ve gazeteci olarak hatası sevabıyla bir hayat yaşadı.
Tarihe müdahale etti, tarihle mücadele etti, tarihe tanıklık etti ve tanıklıklarını da gelecek kuşaklara aktardı.
-Coğrafya tarihi yener, dedi.
Mezopotamya’da sözlü tarihi gelecek kuşaklara hikâye anlatıcılığıyla aktaran “Dengbêjlik” geleneği vardı. Arif hoca da kendi meşrebince dengbêjlik yaptı…
Birçoğumuzun “Kıbrıs tarihi” bilgisinin temelini yazdığı günlük yazılarla oluşturdu.
Türkiye’yi tanıdıkça Kıbrıslı oldu Arif hoca: Önce “Kıbrıs Türkü”ydü, sonra “Kıbrıslı Türk”, en sonunda da “Türk”ü çıkarıp sadece Kıbrıslı oldu.
Bilebildiğim kadarıyla, “Türkçe ve Rumca konuşan Kıbrıslılar” tabirini en yoğun şekilde ilk kullanan da O’dur.
Kıbrıslılığı ve Kıbrıslı kimliğini savunarak öldü.
Bugün hayatta olsaydı “Kıbrıs milliyetçisi” diye saldırıya uğrayacak 1 Numaralı düşmandı!
Arif hoca en başından en sonuna ilkeli ve tutarlı bir şekilde zorla yerinden edilen Kıbrıslı Rumların mallarına tapu verilmesine ve Kıbrıs’a Türkiyeli yerleşimci nüfus taşınmasına karşı çıkar.
Denktaş-Vasiliu görüşmeleri sırasında -Özker Özgür CTP’sinin yalpalamalarına karşı- 7 Aralık 1988’de manifesto niteliğinde bir yazı yazdı “Korkutma-Kurtarma” başlığıyla.
Bugün bizim, Kıbrıslıların kendi kaderini tayin hakkı için savunduğumuz siyasetin belli başlı temel ilkelerini sıradı.
-“…‘Sol’um diyen partilerin somut meselelerde somut tavırları şöyle olmalıdır” diyerek 3 madde sayar:
1-Türkiye’nin garantisi ve Türk askerinin varlığına karşı olunması gerektiğini savunur Arif hoca.
-“Türk askerinin varlığının şimdiki statüsü ile, Kıbrıslı Türklerin iki bölgeli federal Kıbrıs’ta da egemen olma olasılığının olmadığını yaşayarak öğrendik. Kıbrıs Türkü’nün Türk askerinin bu statüsü ile, bu topraklarda yaşamını sürdürebilme olasılığının da ortadan kalktığını yaşayarak öğrendik”…
2-Dolaşım, Yerleşim ve Mülk Edinme Hakkı Kıbrıs’ta Evrensel İnsan Haklarının eksiksiz savunulmasının parçasıdır. Sol bu hakların sulandırılmasına fırsat veremez, der Arif hoca!
-“Denktaş’ın, ‘bu iş bitti, biz alacağımızı aldık, Rumlar da Güney’de kalan Türk mallarını alsınlar, üstünü Devlet olarak tazmin ederiz’ şeklindeki önerisine hiç yanaşmamak gerekir.
Denktaş’ın bu talebine karşı, ‘mal-mülk meselesi vatandaşlar arasında, bireyler arasında halledilsin’ önerisi de soldan gelmemelidir. Çünkü ikisinde de sonuç aynı yere varacaktır. Toprak, mal-mülk, her iki şekilde de, bu süre içerisinde büyük vurgunu vuran HAKYİYİCİ takımın eline geçecektir çünkü”…
3-Türkiyeli yerleşimcilerin Kıbrıs’taki varlığı bizim Kıbrıs’taki yok oluşumuzdur, der Arif hoca!
-“Bu mesele, dünyada pek ender rastlanan, bir ülkenin insanının ülke sahipliğinde, silahların gölgesinde, ama silahsız tecavüz etme meselesidir.
Bir başka türden işgal yani…
Dikkat edilirse, görülecektir ki, HAKYİYİCİLERİN en hassas noktalarından bir tanesi de budur. Hakyiyiciler, ‘Türkiyeli nüfus Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde kalmalı, Kıbrıslı Türkler azar azar kaçmalı’ esası üzerine kurmuşlardır oyunlarını…
Bu oyunun daha açıkcası, Türk askeri, Kıbrıslı Türklerin, zor kullanmak suretiyle, bir başka deyişle, en doğal hakları olan ‘İSYAN ETME HAKKI’nı kullanmalarını önlesin, Türkiye’den gelen nüfus da düzenlerinin devamı için oy kullansın, Dünya’nın gözü boyansın oyunudur”…
***
Geçen gün Arif Hasan Tahsin Vakfı “Kıbrıs’ta mülkiyet sorununda gelinen durum” paneli düzenledi.
Arif hoca “üç maddelik” ilkelerini 1988’de “Sol”un Denktaş siyasetinden kopuşu için yazdı.
-Etnik kökene bakılmaksızın tüm Kıbrıslıların insan haklarını Evrensel İnsan Hakları temelinde savunur. “Dolaşım, Yerleşim ve Mülk Edinme Hakkı”nı kırmızı çizgi olarak belirler.
Bugün ırkçı “iki bölgelilik” temelinde Kıbrıslıların bu “3 özgürlük”üne karşı çıkar federalistler ve faşistler.
-Arif hoca “mal-mülk meselesi bireyler arasında halledilsin” önerisi işgal düzenini kalıcılaştıracaktır, der.
Arif Hasan Tahsin Vakfı’nın panelinde yapılan öneriler, Arif hocanın meşhur tabiri ile “HAKYİYİCİLER”in fikirleriydi…
1974 işgalinin oldubittilerini müzakere masasında ya da “Taşınmaz Mal Komisyonu”yla zorla yerinden edilen Rumlara kabul ettirmek mi istiyorsunuz?
İşte bu “Forever TRNC” ideolojisidir!
İşte bu yüzden, panelin sonunda söz alarak şöyle dedim:
-“Arif hoca burada olaydı ‘hassiktir’ çekerdi”!