Yerleşimci işgalin bekçisidir: Denktaş’in işgal askerlerine vadettikleri…

Aziz Şah – 1974 işgalinden sonra Birinci ve İkinci Harekâtlar’da görev alan askerlere Kıbrıs Türk Federe Devleti vatandaşlığı hakkı tanındı. Hayatını kaybeden askerlerin ise eş-çocuk ve ana-babalarına yurttaşlık verildi. Muhaceret Dairesi’ndeki ‘001’ numaralı kayıt da bir askere aittir… Ayrıca 1958’den itibaren Kıbrıs’ta Özel Harp Dairesi’nin görevlendirdiği subaylara da vatandaşlık verildi.

TMT’nin ‘Özel Grup’ elemanı Alpay’ın tutuklu bulunduğu hücrede öldürülmesinde adı geçen TMT’nin Bayraktar’ı Kemal Coşkun (Kenan Coygun) da Kıbrıs’ta kalan Özel Harpçilerden biridir mesela. 1996’da Kutlu Adalı öldürüldüğünde Adalı’nın da komşusuydu. Adalı’yı çok yakından tanımasına karşın, polisteki ifadesinde “Silah sesi duydum, çıkıp bakmadım. Ertesi gün duydum Adalı’nın öldürüldüğünü… Kutlu Adalı’yı tanımıyorum!” demişti…

Savaştan hemen sonra yerleşimci nüfus sömürgeciliği kapsamında Denktaş bölükleri gezerek askerleri terhisten sonra Kıbrıs’ta kalmaya teşvik etmek için konuşmalar yaptı. Araştırmacı Christos Ioannides’e göre askeri personel ile akrabaları, şehit yakını ve Özel Harp’çi 10 bin kişi yerleştirildi adaya. Türkiyeli akademisyen M. İnanç Özekmekçi’nin aktardığına göreyse ilk başlarda 2.500 işgal askeri kaldı.

İşgal rejimi harekâta katılanlara ve akrabalarına “vatandaşlık hakkı” verdiği için “hak”larını almayan sonradan da geldiler…

Yerleşimci sömürgeci nüfusla röportajlar yapan Türkiyeli akademisyen Özekmekçi’ye, Güzelyurt Gaziler Cemiyeti yönetiminden Selami Bey anlattı.

Rauf Denktaş, istila tamamlandıktan sonra bölükleri gezip askerlere şöyle der:

-“Çocuklar siz terhis oldunuz ama askerliğiniz daha bitmedi. Burada kalın, size ev, dükkân, bahçe, tarla, her neyse; bunları tedarik edeceğiz… Birer de karı vereceğiz…”

Selami Bey diyor ki:

-“Dedik, tamam… Savaş bittikten sonra biz bölük olarak Güzelyurt’a yerleştik”…

(KKTC’de Türkiyeli göçmenler ve siyaset, M. İnanç Özekmekçi, s. 42-43)

Türkiyeli akademisyen Özekmekçi yaptığı röportajla kayıtlara geçirdi Denktaş’ın bölükleri gezerek işgal harekâtına katılan askerlere Kıbrıs’ta kalmaları için vadettiklerini!

İşgalin ikinci aşamasıdır bu: Osmanlı tarihinde bu nüfus iskânına “Şenlendirme” denir. Uluslararası literatürde ise YERLEŞİMCİ SÖMÜRGECİLİĞİ.

***

Daha önce bunları çok yazdım. Yeniden yazdım çünkü 24 Mayıs’ta Facebook’ta Ulaş Şeherlioğlu bir paylaşım yaptı.

Özekmekçi’nin kayda geçirdiği “birer de karı” vaadini Mesarya’nın bir köyünde işgal harekâtına katılan 72 yaşındaki eski askerden dinlemiş…

Bu paylaşımı yazıya aktarıyorum ki sosyal medyanın uzay çöplüğünde kaybolmasın.

Şöyle diyor:

-“Dün akşam Mesarya köylerinden birinde 72 yaşında bir dayıyla tanışdım. Ayaküsdü sohbet eddik.

73’de adaya paraşütle inmiş. 11 Rum öldürmüş.

‘Adaya nasıl yerleşmeye garar verdin dayı’ dedim.

Terhis günü geldiğinde birliğini Arçoz’da toplamışlar, Denkdaş gelecek, gonuşma yapacak denmiş.

‘Birkaç saad sıcağın altında bekledik, sonra geldi’ dedi.

Teşekkür konuşması yapıp eklemiş, adaya yerleşmek isdeyen herkese, ev, eşya, arsa ve kadın verilecek demiş.

Gülerek anlattı ve ekledi, benim eşim vardı tabii, o memleketten geldi.

Çocukları ve torunlarıyla huzur içinde yaşamını sürdürüyor. Allah sağlık, uzun ömür versin”…

Özekmekçi’ye konuşan Selami Bey ile Şeherlioğlu’na konuşan eski asker aynı hikâyeyi anlatıyor:

Denktaş askeri birlikleri gezip “Birer de karı” vadetti.

“Karma evlilik” denir bugün. Dünyada da örneği yoktur, işgal askeri olarak zaptettiğiniz toprakta savaştığınız Cumhuriyet’ten “vatandaşlık” talep etmenin…

İşte bu yüzden de, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlık vermez Türkiyeli yerleşimcilerle Kıbrıslıların evliliklerinden olan çocuklara ve torunlara. Denktaş’ın politikasının zaferi!

Nasıl dersiniz?

-Çok zeki adamdı!

***

1990’lı yıllarda Mesut Yılmaz Türkiye’nin Başbakanıyken Kıbrıs’ın işgal bölgesine gelir.

1974 işgal harekâtına katılan ve Denktaş’ın “ev, dükkân, bahçe, tarla, birer de karı” vaadiyle Kıbrıs’ta kalan yerleşimcilerle görüşür…

Selami Bey, Türkiyeli araştırmacı Özekmekçi’ye anlatıyor:

-“Bir zamanlar Mesut Yılmaz Başbakandı. 60 parlamenterle beraber Kıbrıs’a geldi. Üç gün üç gece biz Salamis Otel’e gittik. Yuvarlak masa toplantısı yaptık orada; görüştük, konuştuk, derdimizi anlattık.

O zamanlar ne dediler bize biliyor musunuz?

Siz dediler ‘bayrağı tutun, biz sizi besleriz’…”

(Aynı kitabın 43. sayfası)

Yerleşimcilerin Kıbrıs’taki tek varlık nedeni budur: Bekçilik.

Yerleşimci işgalin bekçisidir.

About the author